Ankara polisi, 12-13 Temmuz’da peşpeşe baskınlar ve gözaltılarla, direnenlere karşı saldırıya geçti.
– 12 Temmuz’da İdilcan Kültür Merkezi basılarak talan edildi.
– Ertesi gün, Yüksel’deki eylemden alınıp serbest bırakılan Merve Demirel, gözaltına alındı.
– Yüksel Direnişçisi Acun Karadağ‘ın evi basıldı. Her zaman TAYAD’liların, Yüksel Direnişçilerinin yanında olan Taylan Sungur’un evi basıldı. Aynı günün gecesinde de TAYAD’lı Mehmet Yılmaz, evi basılarak gözaltına alındı.
3 Yılda 4 Baskın; Talan ve Hırsızlık!
Yüksel Direnişçisi Acun Karadağ’ın evi daha önce de polis tarafından 3 kez basılmıştı. Bu dördüncü oluyor. Ev baskınında Karadağ’a ait laptop ve kitapların gasp edildiği bildirildi. Karadağ evinin basılması üzerine şu açıklamayı yaptı:
“Evime girmiş polisler. Her yeri aramış, dağıtmışlar. Bahçe kapısı sinekliğini filan açık bırakmış defolup gitmişler. Nuriye ile Merve’yi sormuşlar. Aradıkları her şeyi olduğu yere boşaltıp yerine koymamış dağıtmışlar. “Bu evin kapısı ne sağlam buraya hırsız giremez” demiş, gülüşmüşler. Kitaplarımı, laptopumu alıp gitmişler”
“Bu kadar zulmü ancak AKP yapabilirdi. 3 yıldır 4 kez evime girdiler. 2 kez bilgisayarımı, 3 kez telefonumu aldılar. İşimi elimden aldılar. Arkadaşlarımı üzdüler. İnsanlara zulmettiler. Ne için? İşimizi Geri istediğimiz, zulme karşı olduğumuz için. Yenilecekler. Biz kazanacağız.”
Merve Demirel’e Tahammülsüzlük
Merve Demirel’e karşı, AKP’nin polisi tahammülsüz. Bu tahammülsüzlüğün altında ise, polisin işkenceciliğinin ve sapıklığının teşhir olması var. Hazmedemedikleri sadece bu değil. Merve Demirel’in gözaltına alınmasından ve Acun Karadağ’ın evinin basılmasından sonra paylaşılan bir yorumda denildiği gibi, “Merve’ye yönelik özel bir tavır var ve bu çok net görülüyor. Yarattıkları ve üzerinden siyaset yaprıkları “baş örtülü kadın” algısı Merve ile bir kez daha teşhir oldu. Bu nedenle Merve’ye husumetleri hem siyasal hem “kişisel””..
Türbanlı birinin zulme, adaletsizliklere, haksızlıklara direnmesinin yaratacağı örnekten korkuyor olmalılar.