Almanya(GHA)
Yapılan araştırmalara göre Almanya’da en çok Türkiye, Arap ülkeleri, Afrika ve diğer Asya ülkelerinden gelenler, en fazla ayrımcılığa ve ırkçılığa uğruyor.
Almanya’da 2023 yılında ayrımcılığa uğradıklarını belirterek şikayetlerde bulunanların sayısı, bir önceki yıla kıyasla %22 artarak 10,772’ye yükseldi. Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Ferda Ataman, Berlin’de düzenlediği basın toplantısında 2023 yılı ayrımcılık raporunu açıkladı.
Ataman, “Geçen yıl 10,772 ayrımcılık şikayeti aldık. Bu rekor bir rakam. Daha önce hiç bu kadar çok kişi bize ayrımcılık konusunda başvurmamıştı. Bir önceki yıla göre bu %22 oranında bir artış.” dedi.
Artan sayıların endişe verici bir eğilimi gösterdiğini vurgulayan Ataman, “Durum endişe verici. Toplumsal kutuplaşmanın ve radikalleşmenin arttığını doğrudan yaşıyoruz. Durum ciddi.” şeklinde konuştu. Ataman, Almanya’da milyonlarca insanın geleceği konusunda endişeli olduğunu belirterek, bu endişelere ve ihtiyaçlara odaklanılması gerektiğini söyledi. Ayrımcılık vakalarının rapora yansıyanların dışında kalan birçok vakayı da içermediğini belirten Ataman, bu nedenle gerçek sayının daha yüksek olabileceğine dikkat çekti. Eşit Muamele Yasası’nın birçok vakayı kapsamadığını ve bu yüzden yardımcı olamadıklarını dile getiren Ataman, yasanın reforme edilmesi gerektiği çağrısını yineledi.
Ataman, “Eşit Muamele Yasası’nda reform artık öncelik olmalı. Bu konuda zaman kaybedilmemeli. Federal hükümetin, günlük nefret ve ırkçılığa karşı kararlı bir şekilde harekete geçmesini bekliyorum.” şeklinde konuştu. Kimse ayrımcılık konusunda yalnız bırakılmamalı diyen Ataman, siyasetçilerin insanları ayrımcılığa karşı koruması gerektiğini vurguladı. Ataman, Müslüman karşıtı ırkçılıkla ilgili endişelerini de dile getirerek, bu konuda da artış yaşandığını belirtti.
“Etnik köken ve ırkçılık” şikayetleri 2019’a göre 3 kat arttı
Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesi’nin raporuna göre, 2023 yılında etnik köken ve ırkçılık temelli ayrımcılık şikayetleri önceki yıllara kıyasla belirgin şekilde artış gösterdi. Bu tür şikayetlerin sayısı 2019’da 1,076 iken 2023’te 3,429’a yükseldi. Ayrımcılık şikayetlerinin çoğunluğu iş piyasasında (2,646), hizmet ve ürünlere erişimde (1,525), devlet dairelerinde (1,146), kamusal alanda (840), eğitimde (533), polis ve yargıda (444) ve konut edinmede (325) yaşanan sıkıntılardan kaynaklandı.
Almanya’da, etnik köken ve ırk temelindeki ayrımcılık vakaları ciddi bir sorun olarak ön plana çıkıyor. Göçmen kökenli vatandaşlar, Roma ve Sinti grupları, Doğu Avrupalı göçmenler ve Afrika kökenli vatandaşlar, özellikle iş piyasası, hizmet ve ürünlere erişim, konut edinme gibi alanlarda sıkça ırkçılığa maruz kalıyor. Göçmen kökenli vatandaşlar: Özellikle Türkiye, Arap ülkeleri, Afrika ve diğer ülkelerden gelen göçmenler en fazla Almanya’da ayrıcılığa uğrayan ülkelerden gelen göçmenler.
Almanya’da bilinen bazı ırkçı veya aşırı sağcı partiler ve grupların biraz daha ayrıntılı açıklamaları:
Alternative für Deutschland (AfD): Almanya için Alternatif, 2013 yılında kurulan ve özellikle göçmen karşıtı ve Avrupa Birliği karşıtı politikalarıyla bilinen bir sağ popülist parti. AfD, Almanya’da federal düzeyde temsil edilen ve yerel seçimlerde de varlık gösteren bir partidir.
Nationaldemokratische Partei Deutschlands (NPD): Almanya Ulusal Demokratik Partisi, 1964 yılında kurulan ve ırkçı, milliyetçi ve neo-Nazi görüşleri savunan bir parti. NPD, genellikle aşırı sağcı çevreler tarafından desteklenir ancak Almanya’da federal düzeyde temsil edilme başarısını gösterememiştir.
Die Rechte: 2012 yılında kurulan Die Rechte, neonazi ve aşırı sağcı görüşleri benimseyen bir parti olarak tanımlanır. Parti, özellikle Almanya’da aşırı sağ hareketlerin içinde aktif bir rol oynamaktadır.
Pro NRW (Nordrhein-Westfalen için Pro): Pro NRW, Nordrhein-Westfalen eyaletinde aktif olan ve göçmen karşıtı, İslam karşıtı politikaları savunan bir siyasi grup. Parti, özellikle yerel seçimlerde ve eyalet düzeyinde faaliyet gösterir.
Die Freiheit: Özgürlük Hareketi olarak bilinen Die Freiheit, İslam karşıtı ve göçmen karşıtı görüşleri savunan bir siyasi hareket. Die Freiheit, özellikle İslam’ın Almanya’daki etkilerini sınırlamayı hedefleyen politikalarıyla bilinir.
Tüm bu rakamlar ve yaşanan olaylar asıl olarak ırkçılığa karşı mücadele etmek artık zorunluluk. Bunun hayati önemini kavrayabilmek için 2. paylaşım savaşı Almanya’sının hatırlamak gerekir. Bugün milyonlarca göçmenin yaşadığı Almanya’da ırkçılığın devlet tarafından kontrol altında tutulduğu biliniyor. İhtiyaç duyduğunda yularını bırakacağı ırkçı faşist çeteler bugüne kadar bir çok suç işledi. Halk Meclislerinde örgütlenerek ırkçılığa karşı daha güçlü olmak mümkün. Irkçılığa karşı önlem alması için devlete çağrıda bulunmak hiç bir işe yaramayacaktır çünkü ırkçılığın yükselmesini sağlayan devletin kendisidir…
GHA
