Sosyal Demokrat Parti Hessen Eyalet Teşkilatı Başkanı Nancy Faeser, kendilerini “NSU 2.0” olarak adlandıran ırkçı çete tarafından tehdit edildi.
“NSU 2.0” imzası daha önce de kullanılmış ve bu isimle çeşitli yerlere tehdit mektupları gönderilmişti. NSU 2.0 isimli ırkçı çete, ilk olarak Almanya’da 8’i Türkiyeli 10 kişiyi katleden ırkçı NSU faşist örgütünün davasına bakan Türkiyeli avukat Seda Başay Yıldız’ın tehdit edilmesiyle duyulmuştu.
Nancy Faeser’e gönderilen tehdit mektubunun içinde bir miktar da niteliği belirsiz toz çıktığı açıklandı.
Frankfurt Başsavcılığı ve Hessen Emniyet Müdürlüğü, üç hafta önce yaptıkları açıklamada, bu tehditlerin arkasında “bir örgüt olmadığını”, “NSU 2.0” diye bir örgüt olmadığını, tehditlerin bir kişinin işi olduğunu açıklamışlardı.
Bu açıklama, bize ülkemizdeki faşist cinayetler, provokasyonlarla ilgili yapılan açıklamaları hatırlatıyor; ülkemizde de polis ve MİT, mesela gazeteci Abdi İpekçi’yi katleden M. Ali Ağca’nın “tek başıma yaptım” açıklamasını yeterli bularak, provokasyon saldırılarını gerçekleştirenleri meczup (deli) ilan ederek, saldırıların arkasındaki ırkçı, şeriatçı örgütlenmeleri gizlemişlerdir.
Alman Devleti’ne Göre NSU Diye Bir Örgüt De Yoktu
Alman devleti, polisi, Anayasayı Koruma Örgütü, ırkçı saldırılar karşısında bunu yıllardır yapıyorlar.
NSU cinayetlerinden sonra da, gerek polis, gerekse de Almanya gizli servisi, cinayetleri bazen “mafya hesaplaşması”, bazen “Türk-Yunan çatışması”, bazen “ailevi hesaplaşma” gibi gerekçelerle açıklayarak, NSU faşist çetesini YILLARCA BİLEREK GİZLEDİLER. Bütün bu gizleme operasyonlarına paralel olarak, NSU çetesi, 10 insanı katletti.
Bu nedenle şu anda NSU 2.0 ile ilgili yapılan “resmi” açıklamaların hiçbir inandırıcılığı yoktur ve Alman polisinin, gizli servisinin bu konuda yalancılığı tescilli olduğu için, söylediklerinin tersini düşünmek en doğrusudur.