Amanya devleti devrimci düşmanlığına devam ediyor.
On yıllardır halka karşı yürüttüğü savaşta, işbirlikçisi Türkiye faşizmini her türlü desteklemekten geri durmayan alman devleti yeni bir saldırı daha gerçekleştirdi. Bir devrimci gazeteci Özgün Emre’yi dün akşam gözaltına aldı, bugün yani 17 Mayıs günü de tutukladı.
Aynı gün alman polisi ölüm orucu gazisi bir devrimcinin de evine baskın yaparak talan etti. Deniz Yıldız’ın evindeki cep telefonuna el koyarak 129b soruşturması başlatmak için yaptığı “çok büyük işi” tamamlamış oldu. Deniz Yıldız’ın 3 yılı aşkın süredir oturum hakkı için direndiği hatırlandığında aslında neden evine baskın yapıldığı çok daha iyi anlaşılacaktır.
Almanya hapishanelerinin onyıllardır Türkiyeli devrimci tutsağın olmadığı bir dönemi yoktur.
Yukarda da belirttiğimiz gibi on yıllardır devrimcilerle Türkiye faşizmi ile birlik olarak bir savaş yürütüyor Almanya emperyalizmi. Saldırmak ve baskı altında tutmakta, hukuksuzlukta, hapis cezaları verirken keyfilikte Türkiye faşizmi ile yarışıyor. Bu sayede hem işbirlikçisi Türkiye faşizminin yüzünü güldürerek daha dizginsiz sömürmek için olanak sunmasını sağlıyor, hem de kendi sınırları içerisinde yaşayan milyonlarca Türkiyeli’nin örgütlenmesinin önüne geçmiş oluyor aklınca. Irkçılığı sürekli olarak cebinde taşıyan alman devleti Nazi örgütlenmelerini beslemeye, yedekte tutmaya devam ediyor. Ve bu politikasının karşısında yalnızca devrimcilerin olduğunu iyi biliyor. O yüzden devrimcilere saldırarak bir taşla iki kuş vurmuş oluyor….
Almanya’nın ikiyüzlü politikası aslında çok açık ve seçik ortadadır. Avrupa demokrasisini savunarak Türkiye’de faşizmine karşı olduğunu iddia edenlerin dönüp Almanya hapishanelerine bakması gerekir. Sadece Almanya da değil tüm Avrupa devletlerinin söz konusu devrimciler olduğunda baskı konusunda Türkiye faşizminden geri kalır yanı yok.
Türkiye faşizmi, özellikle AKP faşizmi iktidara geldiğinden beri Avrupa emperyalizmi tarafından desteklenmektedir. AKP bugün halen iktidarda ise bu Avrupa ve ABD, özellikle Almanya emperyalizminin desteği iledir. Zaman zaman çatışıyor görünseler de Almanya devleti ülkemiz faşizminin baş düşmanı devrimcilere karşı yaptıkları ile aslında gerçek “dostu” olduğunu ispatlamıştır.
ALMAN DEVLETİ’NİN ZORBALIĞININ YASAL KILIFI 129b
Avukatı Özgül Emre’nin 129b’den yargılanacağını söylüyor. Özellikle yeni sömürge ülkelerde verilen devrimci mücadeleye karşı yürüttüğü savaşta, devrimcilere saldırmaya yasallık kazandırmak için çıkarttığı bir yasa olan 129b Alman emperyalizminin küstahlığının ifadesidir. Bu yargılama hakkını alman emperyalizmine kim veriyor ? Bunun cevabı yoktur. Vardır tabii ki. Ama dile getiremezler. Sömürge ülkeleri iliklerine kadar kanın emme hakkıdır bu. Bu hakkı da onlara işbirlikçi faşist yönetimler verir.
“129b, yurtdışındaki bir “terör örgütü” adına dünyanın herhangi bir yerinde ve herhangi bir zamanda suç işleyenlerin Almanya’da soruşturulması ve ceza almasını düzenliyor”. Kendi tanımlarında 129b böyledir ama Almanya devletinin henüz insanlığa karşı işlenmiş suçlarda bu yasayı işlettiği görülmemiştir. Sadece devrimcilere özellikle de Türkiyeli devrimcilere karşı kullanılır. Ülkelerine sığınan, Sivas katliamı sanıkları, Maraş katliamı sanıkları bırakalım hapse atılmayı özel olarak korunmuşlardır.
Alman devletinin 129b saldırısı tüm dünyada bağımsızlık ve sosyalizm mücadelesi verenlere karşı tehdit olarak kullanılmaktadır evet. Ancak aynı zamanda alman devletinin devrim ve sosyalizm korkusunu da gösteriri. Almanya devletinin tutukladığı devrimciler sahiplenildiğinde, ülkemizde faşizme karşı mücadele yükseldiğinde alman devletini tüm yasal zorbalığı boşa çıkacaktır. Ne 129a, ne b, ne c, ne d… açlığa ve adaletsizliğe karşı verilen mücadeleyi geriletemeyecektir.
