Günlerdir tartışılan memur ve memur emeklilerinin zam oranları bugün belli oldu.
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, memur ve memur emeklilerinin maaşlarında hükümetin 2024 ve 2025 yılları için teklif ettiği zam oranlarını bir değişiklik yapmadan aynen kabul etti.
Buna göre;
Memur ve memur emeklilerinin maaşlarına 2024’ün ilk altı ayında yüzde 15,
ikinci altı ayında yüzde 10,
2025’in ilk altı ayında yüzde 6,
ikinci altı ayında yüzde 5 zam yapılacak.
AKP faşizmi doymak bilmeksizin, kontrolsüz bir şekilde ülkeyi talan ederken emekçiye açlığı layık görüyor. Hayat pahalılığının artık nefes aldırmayacak duruma getirdiği halka “aç kalın” diyor AKP. Yapılan artışla memurlar yine hayal kırıklığı yaşadı.
AKP faşizmi işbirlikçi sendikalarla göstermelik olarak yaptığı görüşmeler sonucunda memur ve emeklilere layık gördüğü artış ülkemiz enflasyonunun çok çok gerisinde. Memurlar emekliler yapılan bu zamlarla daha da yoksullaşacak. Bir yıl içinde yüzde 200, yüzde 300 fiyat artışının olduğu ürünler varken, en temel gıdalara yüzde 80’den fazla zam gelmişken memurlara layık görülen yüzde 15’lik zamdan sendikalar da sorumludur.
Zamlarla ilgili açıklama yapan KESK sanki bu durumdan kendisinin sorumluluğu yokmuş gibi; “KESK, sefalet teklifine karşı oylamaya katılmanın kamu emekçileri ile alay edilmesine ortaklık anlamına geldiğini ifade etmiş ve oylamaya katılmamıştır.” dedi. Yaptıkları açıklamanın devamında “Bir kez daha altını çizmekte fayda görüyoruz: İktidarın üyelerinin çoğunlukta olduğu hakem kurulu teklifinin gene hükümetin kararı olarak onaylanması ancak sarı sendikaların masada bulunması ile mümkündür.” diyen KESK’e siz hangi renk sendikasınız sorusunu sormak gerekiyor.
AKP faşizmi tüm örgütlü kesimlere saldırırken, AKP ile iş tutarak sendikalardan devrimcileri tasfiye eden, adaletsizlik ülkenin her tarafından fışkırırken tek bir direniş örgütlemeyen KESK memurların yoksullaşmasından bizzat sorumludur. Bu görüşmelere katılması veya katılmaması bu gerçeği değiştirmez. 500 bini aşkın üye sayısından 130 binlere gerileyen KESK’in masada olması veya olmaması bir şeyi değiştirmeyecektir zaten. Ancak üye sayısının düşmesinin temel sebebi sınıf sendikacılığı yapmamasıdır. Ülkemizde yaşanan onlarca sorunla ilgili tek bir direniş örgütlememesidir. Üstelik faşizmle işbirliği yapmaktan çekinmeyen anlayışla sendika yönetmesidir. Üyeleri faşizme karşı dişe diş direnirken, her gün işkenceyle gözaltına alınırken Şeref Malkoç gibi bir faşisti merkezinde ağırlamasıdır, AKP ile işbirliği yaparak üyelerini önce sendikadan atıp, daha sonra üyelikten çıkartmasıdır.
Son artışlarla AKP faşizmi halkla dalga geçiyor evet. AÇ KALIN diyor. Çünkü biliyor ki karşısında bu zamlara karşı çıkacak, direnecek bir sendika yok. KESK’in masada bulunan sendikalara sarı derken kendisinin o sendikalardan farklı olduğunu göstermesi gerekir. Bu maaş zamlarına karşı bir direniş örgütlemelidir. Zaten bu zamla yaşanması mümkün değildir. KESK’in veya herhangi bir sendikanın alacağı direniş kararı emekçiler tarafından sahiplenilecektir. Ölümüne direneceklerine kimsenin şüphesi yoktur. Bunu yapmayan KESK’in ne üyelerine ne de halka söyleyeceği tek bir kelimesi olamaz.