AKP faşizmi muhalif medya kuruluşlarına yeni bir saldırı operasyonu başlattı.
Cezalar ve açılan davalar, soruşturmalar bu operasyonla kat kat arttırıldı. AKP faşizmi, cezalarla, tehdit ve şantajlarla AKP medyası dışındaki medyayı işleyemez, hareket edemez hale getirmeyi hedefliyor.
Aşağıda verilen cezalardan bazı örnekler sunuyoruz:
- RTÜK, Halk TV’de yayınlanan Medya Mahallesi programına 3 ayrı ceza verdi. Yayında “terör mimikle övüldüğü” savıyla programın 3 kez durdurulmasına ve yüzde 3 para cezası verilmesine karar verildi. Aynı programın farklı tarihlerdeki 2 ayrı yayınına da yine yüzde 3 para cezası verdi.
- Prof. Dr. Emre Kongar ile Merdan Yanardağ’ın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezasını “halkın iradesine darbe” olarak nitelemeleri ve Süleyman Soylu’yu eleştirmeleri nedeniyle TELE 1’e yüzde 3 idari para cezası verildi.
- RTÜK TELE 1’e Açıkça programında Gökmen Karadağ’ın eleştirilerinin “eleştiri sınırlarının ötesinde” olduğunu iddia etti ve yüzde 3 para cezası kararı verdi.
- İlker Karagöz İle Çalar Saat programında, TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomiye dönük sözlerine ilişkin “bir tek gün pazara gitse şu cümleyi kurmaya utanır” sözleri nedeniyle Fox TV’ye yüzde 3 idari para cezasına oy çokluğuyla karar verildi. RTÜK bu sözlerin “eleştiri sınırlarının ötesinde” olduğuna hükmetti.
Bu cezalar sadece bir kaç örnek. Bir tek günde bu kadar ceza yağdırılması bir operasyona başladığını gösteriyor. AKP faşizmi düzen muhalefetine “artık susacaksınız” mesajı veriyor. Susacaksınız!
Seçimler yaklaşıyor. Halkın umutları seçimlere yönlendiriliyor. Sağından soluna tüm düzen partileri seçimle yatıp seçimle kalkıyor ve halkın da böyle düşünmesi için çırpınıyor.
Faşizm ile yönetilen ülkemizde seçimler oligarşinin sorununu çözer, halkın değil. Krizlerini atlatmak amacıyla sürekli seçimler yapılır.
Seçimlerin demokrasicilik oyunundaki önemi büyüktür. Ancak AKP faşizmi hiç bir dönem seçimlerde işini şansa bırakmamıştır. İktidar koltuğunu bir başka düzen partisine vermemek için her yola başvurmuştur, buna katliamlar da dahil.
Şu noktayı ilave etmekte fayda var: Pek mümkün olmamasına rağmen diyelim en kuralına uygun, hiç bir hile olmamış bir seçim gerçekleşsin. O seçimin dahi meşruluğu yoktur. Çünkü seçim halk için yapılmaz. Demokratik değildir. Çünkü hiç bir aşamasında halk yoktur. Adil değildir çünkü adaletsizliklerden bunalmış halka sahte adalet hayalleri kurdurur.
Ama AKP faşizmi bundan önceki seçimlerde yaptıklarına bakıldığında, bugün yaptıklarına bakıldığında seçimlere karşı çıkılmasını haklı çıkartacak, seçimlerin çözüm olmadığı tespitini güçlendirecek sebepler veriyor. Yasak, sansür, hapis, tehdit, şantaj, ceza…
Ülkemizde bundan önceki seçimlerin hiç biri halkın hiçbir sorununu çözmediği gibi bu seçimler de halkın hiçbir sorununu çözmeyecektir.
Sonucu ne olursa olsun!