Katledilenlerin Parası ve Olanaklarıyla Katliamcıların Tarafındaki Bir Yönetmene Sıvas Belgeseli Yaptırmak!
Aklımız ve Devrim dizimizin bu günkü bölümünde son günlerde oldukça sert tartışmalara neden olan Sıvas katliamı belgeseli konusunu ele almak istedik.
Akıl veya halkın aklının alınması açısından konu o kadar çarpıcı ki, belki de yüzyıllardır Alevi halkının aklını almakta kullanılan, masumiyet edebiyatının vardığı doruk noktayı temsil ediyor.
Dersim Katliamında ‘’Atatürkün Haberi Yoku’’, Maraş Katliamaında ‘’Ecevit’in Haberi Yoktu’’, Sıvas Katliamında ‘’Erdal İnönü’nün Elinden Gelen Bir Şey Yoktu’’ gibi arsız yalanların Alevi halkımızın beynine şırınga edildiğini ibretle görmeyenimiz, duymayanımız yoktur. Bu hemen daima Alevi halkının içinden devşirilen ‘Dedelik’ veya yöneticilik mevkiilerindekiler tarafından empoze edilmektedir.
Bu gibi aldatmacaların bütün hedefi son derece kültürel derinliği olan Alevi inancındaki halkımzı, akılsızlık sınırlarına çekerek, düzene adapte etmekten başka bir şey değildir.
Keza bu söylemlere paralel seyreden öylesine tartışmalar, öylesine kitaplar yazan aydıncıklar var ki, insan okudukça nasıl bu kadar pervasız olabiliyorlar diye şaşkınlık içinde kalıyor.
Bir ülke düşünün ki, o ülkenin Cumhurbaşkanı, yönettiği ülkenin Dersim gibi bir şehrinde resmi rakamlara göre 16 bin kişi katlediliyor ve haberi olmuyor. Bu katliamda 4 bin civarı genç kız katledilmeden önce tecavüze uğramamak için kendilerini grup grup yarlardan atarak yaşamına son veriyor ve böylesi bir dramı dahi duymamış oluyor? Ve bu ülke gelmiş geçmiş en işbirlikçi vatan hainlerinden olan ve lakabı Morrisson Süleyman denen Süleyman Demirel’in bile “Fıratın Kenarında Bir Kuzu Dahi Kaybolsa Benden Soracaksınız. Sorumlusu Benim” diyebildiği bir ülke.
Bu kadar aleni gerçekler ve bu kadar devre dışı kalan akıl!..
Bu emperyalizmin yeni-sömürgesi ve faşizmle yönetilen ülkemiz halkının gerçeğidir.
Ve bunlara inanan halka siz, Atatürk’ ün emirlerinin, Almanya’ dan ısmarladığı zehirli gazın belgelerini gösterseniz de kolay kolay inandıramazsınız! Ecevit’in önüne konan ve Maraş’da katliam hazırlığını anlatan MİT mensubunun raporunu yıllar sonra da olsa bizzat kendisinin açıkladığını belgesiyle ispat etseniz, o hala Ecevit’in haberi yoktu nakaratlarını tekrarlar. Sıvas katliamında sürekli Aydın ve sanatçıları sakinleştirerek katliam anını bekleten İnönü, madem böylesine vahim bir cinayeti engelleyecek kadar yetkisi yoktu neden istifa etmedi o görevden deseniz, o yine bir bahane bulur ve bu soruyu aklına vurmaktan kaçar.
Ümit Kıvanç’a Sıvas Belgeseli
İşte böylesi yalanların havada uçuştuğu ülkemizde, en son Ümit Kıvanç gibi, Sıvas’ın katillerinin baş destekisi, Ülkemizin ve Alevi inancındaki halkımızın nefret ettiği Erdoğan hayranı, katil şeriatçıların ABD ve cümle emperyalistlerin baş müttefiki Fethullah’ın Taraf Gazetesi yazarı birine Sıvas Katliamının belgeseli yaptırılabilmiştir.
Ümit Kıvanç, hocası ve lideri Murat Belge gibi en arsız döneklerdendir. 12 Martta faşizmin bir kaç yıl içeri atması sol adına faşizme ve emperyalizme teslimiyet teorileri yapanların başında gelir Murat Belge. Ülkemiz solunun bugün NATO solu haline gelmesini sağlayan teorilerin kurucusu hainlerdendir. Ve gelinen noktada hala Marksist geçinirken bile, dünyadaki bütün halk düşmanı karşı devrimlerin ve karşı devrimci örgütlerin finansörü SOROS VAKFI’ nın ülkemizdeki 5 yöneticisinden biridir.
Bu güruhun yetiştirdiği, Ümit Kıvanç ihanetçisi ise, “İyi ki 12 Eylül geldi. Yoksa sosyalistlerin iktidara gelmesi tehlikesi vardı. Eğer sosyalistler iktidara gelseydi en az 5 milyon kişi keserlerdi. 12 Eylülcüler 150 kişiyi öldürmüştür” diye şükredecek kadar gözü dönmüş bir devrimci düşmanıdır. Devrimciler hakkında ağzından çıkan her söz, ağır hakaretlerle doludur.
Bu hainin küfrettiği deevrimciler, her milliyetten ve her inançtan Anadolu halklarının sömürücü işbirlikçi vatan hainlerine karşı birliğini savunan halkımızın en asil evlatlarıdır. Tıpkı Alevi halkımızın kutsal şehitleri olarak görüğü tarihi öncüleri gibi sömürüye ve zulme karşı kan ve can pahası direnenlerdir. İnançlarına yönelik her Saldırıya tıpkı Pir Sultan’ın ŞAH ŞAH çekerek fedaya yürümesi gibi HALK HALK çekerek fedaya yürüyenlerdir. Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan diyenlerdir.
Ve Alevilere yönelik emperyalizmin ve faşist devletin her katliam saldırısına en başta göğüs gerenlerdir. Bu katliamlara karşı halkın direnişini örgütlemek için canla başla çalışanlardır. Maraş’ da, Çorum’ da Alevi halkı ile birlikte omuz omuza şehitler vererek direnelerdir. Sıvas katliamına ilk tepki gösterenlerdir. Alevi halkının tepkisini örgütleyen ve omuz omuza büyük eylemler gerçekleştirenlerdir.
Hengi akıl, Sıvas’ın katilleri olan şeriatçıların en namussuzların dostu, devrimcilerin ise en alçak düşmanı olan birine, bu katliamın belgeselini yaptırabilir? Bu belgeselde katillere bile söz vermekle övünürken bir tek devrimciyi bile konuşturmamasına rağmen, kim ona katliama uğrayan halkın parasını peşkeş çekebilir!… Ve hem de Alevi halkını fahiş bir ödeme yaptırarak, akın akın o belgeseli izlemeye teşvik edebilir. Bu soruları akla vuran en sıradan insan bile burada bunlar bizimle alay ediyorlar, bunlar bizim aklımızla oynuyorlar demek durmunda değil midir?
Tabii ki, bu soruların sorulmasını engellemek için Ümit Kıvanç gerçeği halkımızdan saklanıyor. Varsa yoksa belgesel üzerine tartışmaya çekiliyor dikkatler. Ve yapılan da hep methiye ve katılım çağrısı oluyor! Bir halkın olanakları ile o halkın katillerinin aklanması… Gerçekten bu kadar da olmaz!
HAYIR! Bunlara Artık Yeter diyelim!
Halkın olanaklarını böylelerine peşkeş çekeceğinize, Sıvas’ın katillerini muhafaza eden ülkeleri methetmekten vaz geçin! Kim Sıvas’ın 30 kadar katliamcısını ülkesinde sır gibi saklıyor. Onlardan birinin kimin istihbaharat örgütünde olduğu açığa çıktı? Sıvas’da sosyal demokrat geçineninden gizli veya açık, resmi ya da sivil faşist örgütlerine kadar kimler hangi rolü oynadı? Sıvas’ın katillerini mahkemelerde aklamak için uğraşan Adalet bakanı kimdi? Onları savunan Avukatların hemen tamamını partisinde önemli mevkiilere getiren Erdoğan hakkında bu yönetmen neler söyledi? Soralım. Ve ADALET İSTEYELİM! Adaletin yerini bulması için mücadele edelim!
AKLA DÖNELİM
Bu kadar derin tarihi ve kültürü olan bir inanca mensup halk olarak, aklımızla alay edenlere artık daha fazla izin vermeyelim. Akıl yoluna dönelim. Kimlerle omuz omuza olmamız gerektiğini keşfetmemiz zor değildir.
Tarihi önderlerimizin direnme damarını kimler sürdürüyor? Kimler sömürücü ve zalimlere karşı en amansız koşullarda bile feda ruhu ile direniyor? İmam Hüseyin ‘’Başımı Dik Gömün’’ derken kimleri işaret etti, yüzyıllar sonra da olsa kimleri görünce beni hatırlayın dedi.
Görelim: Kimleri başını dik tutuyor. Kerbeladaki şeitlerin feda ruhuna hak ettikleri kutsallıkla sahip çıkarken, onlar gibi başını dik tutanları yalnız bırakmak, Alevi kurumlarının kapılarını kapatmaya çalışmak reva mıdır?
Basit bir polis tehditine boyun eğip, günümüzün Pir Sultanı’ndan başka bir şey olmayan, Grup Yorumun oynadığı ‘’KERBELADAN ANADOLUYA DİRENİŞ DESTANI’’ oyunu ile aynı direniş ruhunu anlatan oyununa kapıları kapatmak reva mıdır?
Kerbela’nın feda ruhu önünde eğilirken, değil bu feda ruhunun kenarından geçmek, basit bir polis tehditi karşısında bile boyun eğip zalimlere biat etmek, nasıl bir dava adamlığı nasıl bir YOL ERENLİĞİDİR!
CÜMLE ALEVİ CANLARA, YOLDAŞLARA, VE CÜMLE ALEVİ KURUMLARINA ÇAĞRIMIZDIR!
BU BELGESELDEN RAZI DEĞİLİZ diyelim. Katillerimizin baş destekçisine, bizimle birlikte can veren devrimcilerin baş düşmanına, bu belgeseli neden yaptırdınız diye cümle yöneticilerimize soralım! Ve gerekirse mahşere kadar sorma azmimizi koruyalım.
Bunu İzah etmek zorundalar. Hesap vermek zorundalar!
Ve tüm halk olarak, bizleri katledenlerin işbirlikçiliğini yaptığı aleni olan böyle birine böyle bir belgeseli yaptıranları mahkum edelim.
Onun yerine ülkemizin yetiştirdiği en büyük tiyatro ustası GENCO ERKAL’ın tiyatral SIVAS93 belgeseli dahil, sayısız belgesel arasından en iyilerini seçerek izleyelim ve izletelim.