https://www.facebook.com/watch/live/?v=3886742671371398&ref=watch_permalink
GHA: Bugün Türkiye’de tutsak 2 kardeş Sevcan ve Seher’in anne ve babasıyla birlikteyiz. Tutsaklarımızın adı Sevcan Adıgüzel ve Seher Adıgüzel. Türkiye hapishanelerinde tutulan iki kardeş.
Sevcan Adıgüzel 2014 ocağında Türkiye’ye gitti. 2017 yılında tutuklandı. 28 yıl hapis cezası verildi. Seher Adıgüzel 2017’de Türkiye’ye gitti, aynı yılın Kasım ayında tutuklandı, bırakıldı, tekrar tutuklandı. Halen tutsak. Şu anda Avrupa’da Dev genç tarafından onların özgürlüğü için bir kampanya başlatılmış durumda. Avrupa’da bir kampanya başlatıldı Dev-Genç’li 4’lere özgürlük adı altında. Bu çok önemli ve anlamlı bir kampanya. Küba’da Beşler vardı bilirsiniz. ABD emperyalizmi tarafından tutsak edilen 5’ler için dünya çapında özgürlük kampanyaları örgütlenmiştir. Şimdi Türkiye’de tutsak dev gençli 4’ler için başlatılan bu kampanya bu yani ile ayrıca çok değerli şu anda Türkiye’de AKP faşizmi tarafından tutsak edilen iki gencimizin anne ve babası ile birlikteyiz öncelikle size merhaba diyoruz hoş geldiniz tutuklu iki kardeşin anne ve babaları olarak size şunu sormak istiyoruz Sevcan ve Seher neden tutuklandılar?
Latife-Yadigar Adıgüzel: Evet Sevcan ve Seher’in tutuklanmasının esas nedenleri Türkiye’de aktif olarak mücadelenin içinde olmalarından dolayı aslında tutuklanmaları için herhangi bir şey yok belli başlı bir gerekçe yok sadece politik tavırlarını ortaya koydukları için cezaevine alındılar Sevcan Berkin Elvan kampanyasında bizzat aktif olarak yer almıştı ondan sonraki yargısız infazlar cenazelerinde yer almıştı, bundan dolayı cezaları zaten çoğu cenazelere katılmak yürüyüşlere katılmak bunlardan ceza yedi benim büyük kızım Seher’imin grup yorum’un son kampanyasından dolayı sanırım şu an zaten neymiş bir gerekçe olarak bir şey göstermiyor çünkü dosyasının herhangi bir şey yok ama tutsak boş bir dosyayı doldurmak istiyorlar şu an.
GHA: Evet 28 yıl çok büyük bir ceza. Bu cezanın çok büyük bir karşılığı olması lazım, yani çok büyük bir suç işlemiş olması lazım! Şimdi sevcan’a 28 yıl hapis cezası verildi neden dolayı verildi? Bu ceza hakkında ne söyleyebilirsiniz bize?
Yadigar Adıgüzel: Şimdi şöyle söyleyebiliriz, Sevcan buradan itibaren ya da Almanya’daki haksızlıklara Almanya’da faşizme karşı mücadelesinden itibaren düşünürsek Sevcan haksızlıklara karşı çıkan bir çocuktu faşizme karşı mücadele eden bir çocuktu burada da NSU davalarından tut faşizme karşı nazilere karşı yapılan her gösteride yer aldı ve bu yanıyla Türkiye’ye gittikten sonra da bir anti-faşist olarak, bir insan olarak, bir devrimci olarak üzerine düşen görevlerini yerine getirmeye çalıştı. Bu faşizm için en büyük suçtu. Faşistler çok büyük kelimeler etmeye gerek yok insana dair ne varsa her şeye düşman olan insanlar. Sevcan da insandan yana insanlıktan yana haksızlıklara karşı çıkan bir çocuktu. Berkin Elvanı küçücük çocuğu 14 yaşındaki çocuğumuzu katledenler tabii ki Sevcan’a karşı çok fazla ceza verirken insaflı davranmayacaklar. Düşünün Osman Kavala’da bile kendi insanı sayılabilecek kapitalist bir insanı dahi idam ya da müebbetle yargılıyorlar, o yanıyla verilen cezalar çok da şaşırtıcı değil
Tabii ki insan olarak düşündüğümüz zaman çok şaşırtıcı ama faşizmde bir mantık arama bir şey arama gerekmiyor. Şunu söyleyebiliriz hepimiz 12 Eylül dönemini yaşadık ya da daha Sonrasını bir miktar yaşadık; böyle bir uygulama yoktu. Herkese 12 eylül’den çok çok kat kat fazla cezalar veriliyor örneğin bir defasında denk gelmiştim canlı yayında bir seminerde sadece 2 tane korsan mitinge katıldığı için bir dev-gençliye bir gencimize 22 yıl ceza vermişlerdi. Bu yanıyla bir mantık aramak bir yaniyla şey aramak çok fazla anlamlı olmuyor. Faşizm herkese düşman bu yanıyla Sevcan’ın yaptıklarından dolayı da faşizme karşı mücadele ettiği için bu cezayı aldı.
GHA: Peki yine itirafçılar, gizli tanıklar üzerine kurulu bir dosya bir mahkeme… Seher’in durumu nedir? Seher’in de aynı mıdır üstünde nasıl bir dosya açıldı, suçlamaları nelerdir?
Latife Adıgüzel: Seher’in de mutlaka bir gizli dosya vardır diye düşünüyorum şu ana kadar zaten tutsak edilen gözaltına alınan hiç bir insanın hakkı yok Türkiye’de . Türkiye’de demokratik hak arama diye bir şey yok yani dosya var var mı yok mu belli değil ama dosya büyük itibariyle boş bir dosya ve onun doldurulması gerekiyor. Gizli tanık bulurlar çünkü bunlar meşhurlar yıllardır bu işi yapanlar bir süre onlarla beraber çalışanlar mutlaka o dosyayı dolduracaklar.ama neyle dolduracaklar Seher’in dosyasına. Evet Seher oradaki haksızlığa karşı geldi grup yorumcuydu. Bir grup yorumcu gibi çalıştı emekçi bir sanatçı olarak çalıştı, oradaki haklarına sahip çıktılar. Helin’in ölüm orucunda İbo’nun ölüm orucunda yanı başlarında onlarla birlikte çalışıyordu. Onların o eylemine canla başla yardım ediyordu, çalışıyordu. Tabii ki bunu AKP düzeni görüyordu yani Seher’in dosyasının içinde bunlar çıkacak bundan başka bir şey çıkmayacak ve benim kızım bunları yaparken insanı görevini yaptı insanı görevlerini yerine getiren devrimci sanatçının yapması gereken görevi yaptı. Seher’in dosyasında bunlar var başka bir şey yok ve biz biliyoruz ki ta geçmişten beri fetö döneminde de o olduğu gibi dosyalarının içine birçok şeyler konuyordu. Birçok montaj şeyler yalanlar düzenlenmiş dosyalar bunlarla yıllarca insanlar yatırıldı. Daha sonra bunun yalan olduğu ortaya çıktı. Bunlar da öyle burada bir şey çıkmayacak Evet onlar burada mücadele verdikleri için bu devrimci kimliklerine sahip çıktıkları için, biat etmedikleri için yargılanıyorlar. Biz biliyoruz bundan dolayı Seher’in dosyasında bir şey yok.
GHA: Evet peki şu an hangi hapishanede tutuluyorlar?
Latife Adıgüzel: Silivri yüksek güvenlikli hapishanesinde Betül ile birlikte Bir hücrede aslında bergün’le birliktelerdi üçü beraberlerdi bugün ama güzel bir haber aldık Bergün’ümüzü serbest bıraktılar seviniyoruz kızımızın biri en azından dışarıda mücadeleye devam edecek biz çocuklarımızın arkasındayız o da kardeşinin kardeşlerinin daha doğrusu onlar orada biliyorsunuz kardeşler yoldaşlar her şeylerini paylaştılar onlar onlar her şeyden önce birbirlerinden önce bizden önce birbirini savunurlar ondan dolayı Silivri cezaevi’nde şu an Betül’ümüzle Seher’imizle yan yanalar Diğer arkadaşlarımız da var tabiki onlarıda düşünüyoruz bu kampanya önemli bir kampanya hepimiz için Sevcan Bolu cezaevinde Bir devrimci arkadaşla birlikte kalıyor onlar da biraz tecrit edilmiş gibiler ama telefonlaşıyoruz haberleşiyor. Sevcan’a şu an çok çok mektup gidiyor çok seviniyor mücadeleye devam diyor Sevcan bunlar işte.şimdi ayrıca Sevcan zamanını çok iyi değerlendirmeye çalışıyor içeride kitap yazıyor sürekli okuyor. Hatice ile beraber müzik parçaları besteliyorlar yani üreten bir insan gibi üreten bir devrimci gibi yaşamını sürdürüyor.
Latife Adıgüzel: ayriyeten Sevcan dışarıdayken de gençlik üzerine bir kitap hazırlıyordu yazmıştı daha doğrusu daha kitabını bitirmeden içeriye düştü bugün başka kitaplarla başka şeylerle de ilgileniyor. Gençlerle ilgili çocuklarla ilgili kitapları da var, bunları dışarıya ulaştırma sorunları var tabii cezaevinde bazı şeyleri kabul edilmiyor gönderilmiyor kaybettiriliyor tabii bunlar kopyeleri çekiliyor.sonuç itibariyle bunlar dışarı çıkacak ve Sevcan’ın kitapları basılacak Sevcan çok çok araştırmacı bir kız, her konu hakkında araştırır yazar çizer kafasını yorar, bu onun hayatı yani yazmak çizmek ve mücadele etmek Sevcan’ın hayatı.
GHA: Evet sizin de bahsettiğiniz gibi ben de aslında bu konuyu deginecektim madem siz değindiniz ben izleyicilerimize biraz daha konuyu açayım bahsettiğimiz Bergün’le Betül dediğimiz gibi bu kampanya 4 gencimizi kapsıyor. Dört gençlerden bir tanesi Betül Varan bir tane Bergün Varan ve diğer iki kız kardeşler de Seher ve Sevcan.
Betül Varan ve Bergün Varan da grup yorumda solistlik yapan ve enstrümün çalan gençlerimizdi. Bergün Varan bugün çıkarıldığı mahkemede serbest bırakıldı. Bunu da buradan bildirmiş olalım. Önümüzdeki günlerde Betül ve Bergün Varan’ın ailesiyle de ayrıntılı bir konuşma yaparız. Ben şimdi Sevcan’a dönmek istiyorum. Hapishanede kaldıkları koşulları öğrenmek istiyorum kaldıkları koşullardan biraz bahseder misiniz bize.
Latife Adıgüzel: Evet Seher’in bulunduğu Silivri cezaevi yüksek güvenlikli bir yer sadece Cuma günleri telefonlaşma posta işlemi Cuma günlerine her şeyi yığmışlar onun dışında Seher’in şuan hiçbir hakkı yok çünkü ailesi yurtdışında yaşıyor birebir Alman vatandaşı olduğundan dolayı da diğer ziyaretçileri kabul etmiyorlar İçişleri bakanı’ndan izin gerekiyor savcılıktan izin gerekiyor ve bunların izinli olsa dahi kabul edilmiyor geçmişte bir daha yatmıştı böyle sorunlar yaşamıştık. Seher’in şu an sadece annesi babası ile 20 dakika telefonla görüşme hakkı var yani onun dışında herhangi bir hak yok ve ablasıyla şu an görüşemiyor gerekçe olarak en son şeyi gösteriyorlar bir harf değişikliğinden dolayı sizi görüştüremiyoruz diyorlar konsolosluk tekrar bununla ilgili bir yazışma göndermesi gerekiyor diye gitmesine rağmen defalarca benim tarafımdan ailesi tarafından iletilmesine rağmen keyfi işlem görülüyor burası Silivri burada hiçbir hakkınız yok yani ama Sevcan’ın anlattığı gibi veya Seher’in anlattığı gibi yüksek güvenlikli olması devrimcilerin haklarını aramayacakları anlamına gelmiyor. ilk girdiklerinde gerçekten korkunç işkenceler ile karşı karşıya kaldılar Sevcan’a çok büyük işkenceler yapıldı o dönem yani burada AKP rejiminin ne kadar işkenceci ne kadar çocuklarımıza yöneldiklerini açıkça bildirmek istiyorum.Hani kendileri dinci olarak dindar olarak geçiniyorlar ama insanlara zulmetmek işkence yapmak günahtır denilen şeyi burada uyguluyorlar.
Açıkça çocuklarımıza işkence yaptılar ve biz bunu hiçbir zaman unutmayacağız her yerde de söyleyeceğiz gerçeği bu ve yapanı da kim olduğunu biliyoruz kimler olduğunu biliyoruz biz bunları unutmayız çocuklarımızı işkence yapanları asla unutmayacağız hep hatırlatacağız onlara insanlık dışı uygulamalarını hep hatırlatacağız onlara
Sevcan’ın bulunduğu yer ise Bolu cezaevi burası da kısmi olarak diyelim ki hak veriyor bir tutsağın ne hakkı varsa vermeye çalışıyor tabii bunlar çeşitli mücadeleler sonucu kazanılmış. Sevcan ilk dönem kitap alamamıştı kitap onun için önemli bir şeydi hatta bundan 2-3 hafta kitapla ilgili bir sorun yaşanmıştı kitaplar kütüphaneden posta lanıyor oraya Yok efendim bu kitabı size kim posta alıyor bu kitaplar böyle gelemez kitap hakkınız olmuyor ondan dolayı Sevcan bayağı bir kızgınlık yaşamıştı.bizde buradan gereken her şeyi gönderdik böyle bir hakkın tutsağın olduğunu o kitapların ona derhal verilmesi gerektiğini
Ve biz İçişleri bakanlığına mektuplar yazdık hem buradaki hem ordakine ve bu konuda da tabii ki aileleri olarak üzerimize düşen görevlerimiz var
Orada ilk dönemler Sevcan açlık grevleri ile haklarını kazandı yani nerede olursa olsunlar yüksek güvenlikli veya neli olursa onlar sürekli tutsakların haklarını gasp edecekler ama tutsaklar yani karşılarındaki tutsaklar öyle sıradan tutsaklar değil onlar devrimci kimliği taşıyan gerçek devrimciler ve onlar devrimci olduklarından dolayı her en ufak hakları için mücadele ediyorlar böyle Türkiye’nin cezaevleri hep böyle..
GHA: mücadele etmek zorunda kalıyorlar çünkü dayatılan bu her türlü bahane ile her türlü kısıtlama ile bir şeyler elde etmeye çalışıyorlar onları bir şeylerden yoksun bırakmaya çalışıyorlar şeylerden belki vazgeçirmeye çalışıyorlar düşüncelerinden olabilir o yüzden bu tür yöntemlere başvuruyorlar
Peki birazcık Sevcan ve Seherden bahsedersek… Nasıllardı avrupadayken neler yaparlardı sevcan’dan biraz bahsettiniz az önce…
Yadigar Adıgüzel: Sevcan küçüklükten itibaren devrimcilerle yan yana olan bir çocuktu. 7 yaşından sonra sürekli kitap okumaya başladı. Dünyayı tanımaya çalışan insanları tanımaya çalışan bir çocukluktu onunki. 10 yaşından itibaren ise özellikle Almanya’lı olarak ikinci Dünya savaşı onun bir hobisiydi, daha doğrusu ikinci paylaşım savaşı ile ilgili verilen mücadeleyi içeren her türlü kitapbı okurdu burada her türlü anti-faşist yürüyüşlere katıldı en sonunda NSU davasına katıldı münih’e giderek protestoların içerisinde yer aldı araştıran günlük araştırmalarını günlük mücadelenin içerisinde yansıtan bir çocuktu ta çocukluktan itibaren duruşma salonlarında buradaki arkadaşlarımızın yargılandığı duruşma salonlarında da yer aldı ve bunu bizzat yaşayarak denilebilir ya da baştan itibaren yaşayarak haksızlıklara karşı çıkan bir çocuktu.
Okulunda da kendisine karşı yapılan haksızlıklara karşı mücadele etti ve bu yanıyla ne derler Türkiye’ye gitmesi ya da Türkiye’de mücadelenin içerisinde yer alması da sürprizi değildi olması gerektiği gibi diyeyim davrandı bize sadece onun aldığı karara saygı duymak kaldı. Seher küçükken farklı bir çocuktu İlk başlarda çok fazla süslü püslü buradaki yaşamdan etkilenen bir çocuktu desem doğru olur Sevcan hiç etkilenmedi Avrupa’daki yaşamdan ama Seher etkilenen bir çocuktu 12 13 yaşından itibaren çok değişik bir çizgiye geçti bunda ablasının Türkiye’de yanına gitmesinin etkisi de oldu ve ondan sonra tamamı ile devrimcilerin yanında yer alan bir çocuk oldu ve bir gün ben Türkiye’ye gidiyorum dedi ben şaka yapıyor sandım 14 yaşındaydı yanına bir arkadaşını da alıp gitti rtesi gün telefon açtı bize ben İstanbul’dayım diyecesaretli kendine güvenen her şeyi yapabilecek ne yaptığını bilen bir çocuktu o yanıyla onları olan güvenimiz sonsuz onların annesi babası olmaktan gururluyuz onurluyuz tabi onları özlüyoruz özlemimiz büyük ama onurlu bir özlem diyelim kısacası..
GHA:bahsetiniz biraz Sevcan Almanya’dayken ırkçılığa karşı mesela NSU cinayetlerine karşı mücadelede yer alıyordu doğrudur herhalde?
Latife-Yadigar Adıgüzel: Evet Sevcan’ın aktif olarak NSU davası münih’te başlamıştı tabii münih’ten önce bir yaşamı var onun Sevcan birçok yürüyüşlere katıldı özellikle anti-faşist yürüyüşlerede hem katıldı hem çalıştı insanları bu konuda bilgilendirmek için çaba harcadı Sevcan’ın politik düşünceleri sadece düşüncede değil pratikte de kendini gösterdi aynen düşündüğü gibi yaşıyor politik bir çocuktu yaşama karşı hiçbir zaman gözlerini kapatmadı ve insanların sorunlarına hiç bana mısın demedi hep ilgilendi hala da ilgileniyor gurur duyuyor bu tür şeylerden üstüne üstüne gidiyorpolitik kimliği her zaman yaşamının içinde oldu Sevcan’ın..
Seher de aktif bir çocuktu bizim yanımızda gözü pektir ne istediğini bilen bir çocuktur küçüklüğünden beri düşündüklerini savunan ve savunduğu gibi de yaşayan bir çocuktu
Türkiye’ye ablasının yanına gittiğinde oradaki olaylardan etkilenip o da örgütlendi sanırım Daha sonra Seher buraya geldi ablasını ziyarete gitmek istedi daha sonra ve orada grup yoruma destek amaçlı katılmak istedi onların da yanlarında yer almak istedi ve bugünlere geldik seher’imizle de,her iki kızımız da aktif yani biz onlarla gurur duyuyoruz bu cezalar onları yıldıramayacak bizleri de yıldıramayacak bu kampanyaların olması çok önemli çocuklarımız yalnız değil oradaki insanlarımız yalnız değil aileler olarak her zaman arkalarında olacağız bir tek biz değiliz aileler olark bizim çocuklarımız yalnız değiller bunu böyle bilsin AKP düzeni bir gün AKP düzeni gidecek zalimler yıkılacak devrimciler gelecek bunu böyle bilsin AKP düzeni
GHA: şimdi kuşkusuz Almanya’da onlar için bir sürü imkanlar vardıbu imkanları bırakarak gittiler mesela Seher grup yoruma halkın türkülerini söylemeye gitti hangi duygularla hangi nedenlerle gitti biraz bahsetmişsiniz zaten başka ekleyecek leriniz var mı?
Latife Adıgüzel: Evet Seher sonradan aktif oluşundan dolayı dolu dolu gitti grup yoruma bu tavrı koyan AKP düzenine anlam veremiyordu burada burada biliyorsunuz çocuklarımız serbest yetişiyor biz serbest yetiştiriyoruz biz hiçbir zaman çocuklarımızı sıkmadık onlara gerçekleri anlatmaya çalıştık kendi dilimizce biz çocuklarımıza hiçbir zaman hiçbir şeye kayıtsız kalmayın diye söyledik biz istemedik çocuklarımız Avrupa’da başka türlü bir yaşamda yaşamalarına dejenere olmalarını halkın sorunlarına karşı her zaman duyarlı olmalarını istedik biz çok mutluyuz çocuklarımız böyle oldubenim kızım bir gün çok küçüktü Sevcan yolda yürüyorduk anne dedi benim ne zaman rededersin bir evlat olarak Ben dediğim hiçbir zaman bir anne evladını reddetmez ama sakın ha sakın benim karşımda faşist olma dedim. O zaman seni reddederim dedim anne ben kesin öyle olmayacağım dedi şimdi bunu o yüzden tekrar sana söylemek istedim Evet biz kesinlikle çocuklarımıza bunu söyledik Evet kesinlikle zalimlerden yana olmayacaksınız karşınızda bizi görürsünüz dedik hep hep halkın yanında haklının yanında olacaksınız ezilenden yana olacaksınız sınıf bakış açıları her zaman dinamik bir olarak kaldı
Bir rahatlıkları da vardı yani bizim burada Almanya’da bir rahatlık var tabii ister istemez çalışma koşulları iyiydi de çalışan insanlardık yıllardır çalıştık her türlü şeyleri vardı ama onlar bunu tepdiler.. onları dolduran bu halk sevgisi vatan sevgisi ezilmiş olan o insanların şu an saldırıya uğrayan grup yorum’un buradaki rahatlıktan çok daha öte geldi bunlar yani bu duygularla gittiler çocuklarımız berkin’in kampanyası sevcan’ı çok etkilemişti berkin’in 14 yaşında 1 kapsül ile vuruluşu şehit oluşu sevcan’ı çok sarstı bu duygularla bu kız oraya gitti Berkin’in orada yalnız değil ailesi yalnız değil bizler de varız diye bir anti-faşist in yapabileceği o görevi Sevcan isteyerek ve severek gitti yanlarında olmayı bu sorunlara sahip çıkmayı Evet çocuklarımız korkmuyor korkmuyorlar çünkü haklılar haklı olanlar hiç bir zaman korkmaz haksız olanlar korkuyorlar bizim çocuklarımız korkmuyor Evet içerideler çünkü onlar korktukları için onları içeriye aldılar çocuklarımızın politik tavırlarından korkuyorlar bu duygularla gitmişlerdi yani ülkelerine hiçbir anne baba çocukları içeride olsun isterler mi istemezler bizden kilometrelerce uzakta olsalar biz bu duygularla hep yan yanayız onlarla ayrılmadık biz onlarla bu düşünceleri yaşayan bu inançla yaşayan hep birliktedir yani biz onlarla birlikteyiz hep onlarla yaşıyoruz..
GHA: Evet az önce de biraz bahsettiniz Sevcan’ın dava dosyasında mahkemesi’nde Berkin Elvan cenazesine katılmak dahil miydi?
Latife Adıgüzel: Evet Berkin elvan’ın cenazesi oradaki fotoğrafları 17 yaşındaki Sıla abalay ın cenazeside yer alması sahip çıkması eylemlere katılması gençlik eylemlerine katılması yani protesto eylemlerine katılması doğal insanın hakkını arama yöntemi neyse kızım da bunları yaptı bunun dışında herhangi başka yasadışı bir şey yok yaptığı şeyler bunlar cenazeleri sahip çıkması devrimcilerin cenazelerine sahip çıkmak onların yanında yer almak grup yorum’un yanında yer almak avukatların yanında yer almak gibi özünde normal politik tavırlar bir devrimcinin yapabileceği şeyler bunlar başka bir şey değil yani
Yapılan şey politik bir şey politik bir ceza bu dosyanın içerisinde başka hiçbir şey yok şimdi açsak diğerlerinin çetecilerin dosyalarında ne çıkacak katletmişler karılarını çocuklarını bile katletmişler dosyaları katilliklerle dolu serbest serbest dışarıda geziyorlar ama devrimciler bugün küçük bir hak için bile bir cenazeye katılmak cenazeye katılmak her insanın hakkıdır yargısız infaz edilmiştir insanlarkatılmayacaklarını cenazelerini yerler demi kalacak cenazeleri öyle mi olacak yani istedikleri ama kesinlikle cenazeleri yerde kalmayacak çünkü suçlu olan onlardır katleden onlardır o 17 yaşındaki sıla’yı katleden zihniyeti eleştirmeyen soruşturma yan yanında olmayan insan değildir kesinlikle değildir 17 yaşında bir insan ne suç işlemiştir silahımı vardı eve girip o çocuğu öldürdüler..
GHA: burada Sıla Abalay’danmı bahsediyoruz?
Latife Adıgüzel: Evet
GHA: Orhan abi size de biraz Seheri soralım
Grup yorum üyesi Seher buna dair bir suçlama var mı yerinde cenazelere katılma suçu var mı dosyasında bunlarla ilgili biraz da siz anlatır mısınız..
Orhan Adıgüzel: dosya ile ilgili şu ana kadar hiçbir bilgi vermiş değiller gizlilik kararı alındığından dolayı bilgi vermiyorlar yani Seher’in kendisi de avukatları da neyle yargılandığını bilmiyorlar ancak 30 Mart’ta ilk duruşması var ilk duruşmada belli olacak ve tabii ki üç beş tane gizli tanık üç beş tane itirafçı yalancı koyarak o dosyayı doldurmaya çalışacaklardır ama özünde şu vardır Seher’in yılmayıp mücadele etmesi onu susturmak istemeleri özü budur ama susmayacak Seher kendisi de söylemiştir helin’in cenazesinde korkmuyoruz buradayız diyen çocukdur o
Belki seyretmiş sinizdir ben korkmuyorum diyen bir çocuk oama susmayacak o korkmayacak o hep grup yorum’un türkülerini söyleyecek hep ezilenlerin emekçilerin işçilerin köylülerin türkülerini söyleyecek kısaca böyle söyleyebiliriz Seher’in dosyasının özü grup yorumcu olmak grup yorumu susturmak istiyorlar bundan dolayı da seher’e ceza vermek istiyorlar özü bu yani üç beş tane itirafçı her zaman bulurlar her zaman da bulmuşlardır her şeyden korkuyorlar bir çorap söküğü gibi sökülme başlamış durumda ve bunu durdurmaya çalışıyorlar bundan dolayı da ilk başta düzene karşı mücadele eden devrimcileri hedef alıyorlar grup yorum hedef alıyorlar ve o yanıyla çocuklarımızı hedef alıyorlar kısaca böyle söylemek doğru olur..
GHA: Evet son zamanlarda çok duyulan bir konu adaletsizlik ülkemizde adaletin olmadığına dair birçok kez milyonların önünde şahit olundu bir avukat Ebru Timtik adalet uğruna ölüm orucuna yantı halkın avukatlığını yaptığı için halkın avukatlığını yapmak istediği için ölüm orucu yapmak zorunda kalan bir avukat devlet tarafından buna zorunlu bırakılan ve ölüm orucunda kendisini kaybettik bunun dışında grup yorum üyesi İbrahim gökçe’yi de aynı yolda türkülerini söylemek istediği için halkını anlatmak istediği için ölüm orucuna yapmıştı konser vermek istemişlerdi o yüzden ölüme yanmıştı ve onuda bu uğurda şehit verdik bunu bütün milyonlar gördü bütün insanlar gördü adaletsizlik çok büyük bir sorun bizim ülkemizde adaletsizlikten bahsetmişken hukuki olarak şu durumda Seher ve Sevcan’ın durumuna gelirsek ne yapılabilir size göre?
Latife Adıgüzel: Evet birçok şey yapılabilir Avrupa’da da yapılabilir çocuklarımız Avrupa vatandaşı bu konuda mesela Almanya kendi vatandaşlarına sahip çıkmıştır ama bu konuda bayağı pasif bir durumda bugüne kadar dosya gizli biz bir şeyler yapamıyoruz bahanesi içerisindeler ama bu gençler için Alman devletinin yapacağı birçok şey var biz biliyoruz ama yapmak istemiyorlar biz bunda ısrarcı olacağız hem aileleri olarak hem insanlar olarak bu konuda ısrarcı olup Alman devletinin bu çocukların dosyalarını incelettirmek için ya da çocukların gerçekten düzgün bir şekilde sor durup bunların nesi var ne için oradalar benim kızım 3 yıl orada kaldı Alman vatandaşı olmasına rağmen yurtdışı yasağı konmuştu bu konu ile ilgili herhangi bir şey yapılmadı kızım tutuklanana kadar bir şey yapılmadı yani ne yapılabilinir tabii ki onların bu olayının kamuoyunda duyulması çok önemli sahip çıkılması çok önemli bu olayın açığa çıkması önemli susmamak önemli biz dışarıda onların sesi kulağı olacağız vallahi şu an içeride olabilirler ama dışarıda seslerinin duyulması mücadele etmekten geçiyor bu konuda hem Alman toplumunu hem avrupa toplumunu bilgilendirmek hepimizin görevi yanionların hayatlarını anlatmak onların suçsuz olduğunu her yerde dile getirmek onlara büyük fayda sağlayacaktır bir baskı oluşturmak yani bir yanıyla tabii ki Almanya’nın elinde birçok kozları var kullanabilir bunu yapmak durumunda da vatandaşı çünkü bir şeyler yapmak durumunda kalmalı
Ne demek 28 yıl genç bir insana şuraya şuraya katıldığı için ceza vermek üç kere örgüt üyeliğinden neye dayanarak ceza veriyorsun..
Almanya ve Türkiye’nin işleri ortaksa madem ortağına da şunu sorma hakkını kendinde görmelidir yani ne yaptı ki benim vatandaşlarım 28 yıl ceza veriyorsunuz diyebilmeli Deniz Yücel diye bir gazeteci vardı Türkiye’de tutuklanan bunun için bir sürü kampanyalar yaptılar Alman devleti araya girdi Merkel araya girdi peki bizim çocuklarımız için neden yapmıyorlar bunu bizim çocuklarımız büyük gazetelerde çalışmıyorlar Evet bizim çocuklarımız aktif antifaşist gençler daha önemli çok daha önemli benim için yani böyle gençlere önem göstermek onları o haksızlığın içinden çıkarmak çok daha önemli yani bence suçtur yani bir yanıyla kendi vatandaşına sahip çıkmamak bu konuda bir şeyler yapılabilinir buradaki anti faşistlerle bir şeyler yapılabilinir tüm anti faşistlere duyulduktan sonra ortak bir şeyler yapılabilinir yani ses getirecek her şey diye düşünüyorum..
GHA: Evet her şey olabilir mektup olabilir faks olabilir… Yayınımız ın sonuna geldik size çok teşekkür ediyorum yayınımıza katıldığınız için Seher ve Sevcan’ı çok güzel anlattınız son olarak ne söylemek istersiniz bazı örgütlere demokratik kitle örgütlerine…
Latife-Yadigar Adıgüzel: öncelikle yapmış olduğumuz bu röportajdan dolayı çok teşekkür ederim sizlere sesimiz olduğunuz için teşekkür ediyoruz ve tabii her anti-faşist kendi görevini bilir diye düşünüyorumhangi örgütten olursa olsun anti-faşist olması yetiyor insanın insanım diyen herkes çünkü insanlık çok önemli bir şey her insanın mutlaka yapabileceği bir şey vardır mücadelenin içinde olsunlar sahiplensinler insanlık bununla var olur teşekkür ediyoruz…