Adil yargılanmak talebi ile sürdürdüğü açlık grevini Ölüm Orucuna dönüştüren Mustafa Koçak ve Grup Yorum üyelerinin sürdürdüğü süresiz açlık grevi için Ankara’ya yürümek isteyen TAYAD’lılara yürüyüşlerine başladıkları gün polis saldırmıştı.
Tek bir itirafçının ifadesi ile ağırlaştırılmış müebbet hapsi veren AKP yargısının bu kararına karşı bedenini açlığa yatıran Mustafa Koçak ayrıca yoğun bir sansür ile karşı karşıya. Normal şartlarda böylesi bir direnişin basında çokça yer kaplaması gerekirken, hiç yansıtılmıyor. İtirafçının hakkında verdiği ifade doğru kabul edildiğinde dahi bahsedilen suça denk gelen ceza 12 yıl iken ağırlaştırılmış müebbet cezası vermek yargının nasıl işlediğini çok net gösteriyor. Mahkemenin bu kararı kendi yasalarına bile aykırı iken basın bu duruma ilgisiz. Bilinçli sansür uygulanıyor. Sağından soluna direniş görmezden geliniyor.
Grup Yorum ise uzun tutukluluk süreleri, konser yasakları, kültür merkezlerine yapılan saldırılar, arananlar listeleri gibi alt alta sıralandığında her biri çok haklı ve çok meşru talepler için yaklaşık 150 gündür açlık grevindeler. Milyonlarca insanın yüreğinde yer yapmış olan bir müzik grubunun böylesi talepler için açlık grevi yapmak zorunda kalması haber niteliği taşımıyor burjuva medya anlayışında.
Evlatlarının gün be gün eriyen bedenleri karşısında sansüre teslim olmamak ve evlatlarının direnişlerini duyurmak amacı ile TAYAD’lıların başlattığı yüyüyüş de polis saldırısı ile engellenmek isteniyor. İşkence ile insanlar gözaltına alınıyor. Adil yargılanmak için direnen Mustafa Koçak ve baskılara karşı direnen Grup Yorum’a AKP iktidarı “susun” diyor.
Susmuyorlar. Direniyorlar. Basın seslerini duymuyor. Halka yaşanan bu adaletsizliği duyurmak için basın bir işe yaramıyor. Aileler de Yürüyüş yaparak seslerini duyurmaya çalışıyorlar, ona da polis saldırıyor işkence ediyor…
Peki bu insanlar seslerini nasıl duyursunlar?
Adalet Yürüyüşü sırasında Gemlik’ten gözaltına alınana TAYAD’lılar: Hasan Koçak, Feridun Osmanağaoğlu, Tuğçe Tayyar, Deniz Eriş ve Cenk Turan
