“Adaletsizliği yaratan bizler değiliz. Adaletsizliğin kaynağı egemenlerdir.”
… “Adalet talebi ile direnenleri, yalnız bırakmamalıyız.”
(Sonuç Bildirgesinin giriş bölümünde, forumun oluşum süreci anlatılarak, daha sonra katılımcıların konuşmaları özetleniyor. Sonuç Bildirgesini bu bölümünden itibaren yayınlıyoruz.)
Katılımcılar konuşmaya başladı.30 katılımcının kürsüde yaptığı konuşmaların ana konuları şöyle;
1- İkbal Eren– Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in ablası. İkbal Eren “Acılarımızı toprağa gömemedik, 40 yıldır adalet arayışındayız. Bizden öncekiler gereken mücadeleyi vermiş olsaydı yeni acılar yaşanmazdı. Az olsun benim olsun demekten vazgeçersek, birlikte hareket edersek adalet arayışında yol alırız. Devlet kendisi gibi düşünmeyeni yok etmek istiyor dedi.
2- Mehmet Ali Çelebi– Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi muhabiri. Kendinden güçlüye yumuşak güç, kendinden güçsüze sert güç uygulamak devlet politikasıdır. Bugüne kadar 80 Kürt gazeteci öldürüldü. Bugün Mezopotamya haber ajansı muhabiri İdris gözaltında, Sputnik haber ajansı basıldı. Özgür basını destekleyin ki ayakta kalalım, ezilenlerin sesi olalım dedi.
3-Sami Elvan– Gezi şehitlerinden Berkin Elvan’ın babası. Mahkemeler görülmüyor. Biz kendimiz çözüm arıyoruz. Yaşanan bunca olaydan sonra artık istifa etsin bu hükümet. Gerçek demokrasi gelsin ülkemize diyen Elvan herkesi Berkin’in 18 Mart’taki duruşmasına davet etti.
4- Seher Adıgüzel – Grup Yorum adına konuştu. Ölüm orucundaki Grup Yorum üyelerinin açlığının, konserlerini yapabilmek, türkülerini söyleyebilmekle birlikte aslında tüm adalet talebi olanlar için olduğunu söyledi.
5- Aygül Bilgi– Grup Yorum üyesi ve ölüm orucundaki Helin Bölek’in annesi. Kızının durumunu anlattıktan sonra, insanlar dolmuş sırasında sıranın önüne geçeni “hop sıramı alıyorsun” diye uyarıyor, hakkını arıyor da bizler için bir şey yapmıyor. Toplumun her kesimini duyarlı olmaya çağırıyorum dedi.
6- irfan Mukul– İhraç akademisyen. Toplumsal muhalefete dönük, çözüme yönelik bizi birleştirecek bir üst çatı oluşturulamadı. Direnişler Meclisi dışında bizi arayan soran olmadı. Adalet talebi aynı zamanda bir devrim talebidir, bir değişim talebidir dedi.
7- Meryem İnan Söyler– 19 Aralık 2015’te Silopi’de öldürüldükten sonra cenazesi 7 gün sokakta kalan Taybet İnan’ın kızı. Meryem İnan, ağladığı için konuşmasını ara ara durarak yaptı. Tüm salonu gözyaşlarına boğan konuşması sırasında; Annem sokakta vuruldu. Vurulduğu yeri görüyorduk. Amcam tutunsun da çekelim diye ip attı anneme, ipi tutmasın diye elinden vurdular. Amcam da annemi kurtarmak isterken öldürüldü. 7 gün annemi izledik. Kedi köpek gelir bir parçasını alır diye gözümüzü kırpmadık, onu izledik. Cenazesini günler sonra aldık. Onlarca kurşun vardı bedeninde. Sarıldım, burnuma kurumuş kan kokusu geldi dedikten sonra ağlamaktan tıkandı ve konuşmasına devam edemeyeceğini söyleyerek kürsüden indi.
8- Hülya Oruç– Tutsak gazeteci Aziz Oruç’un eşi. Eşim yandaş medyada terörist başlıkları atılarak gözaltına alındı ama şimdi gazetecilikten, attığı tweetlerden yargılanıyor. 2 Mart’ta Diyarbakır’da mahkemesi var. Buradan bir platform oluşturulmasını çok isterim. Böylece birlikte hareket edebiliriz dedi.
9- Pınar Aydınlar– Sanatçı. Faşizme karşı birlikte hareket etmeli diyerek Grup Yorum’un ölümü orucu direnişine dayanışmaya davet etti. Grup Yorum’un talepleri kabul edilsin dedi.
10- Melek Çetinkaya– Harp Okulu öğrencisi iken 19 yaşında müebbet hapse mahkum edilen Furkan Çetinkaya’nın annesi. Ben aslında ne sağcıydım ne solcuydum. Beni sağda gördüler hep. Solcularla eylem yapma dediler. Eğer solculuk Acun hoca ise Nazan ise Nuriye Gülmen ise ben bu solculuğu çok sevdim diyerek salonu gülümsetti, alkışlandı. Buradan çıkması gereken sonuç üzerine de öneride bulundu. Tam da Direnişler Meclisi mantığı üzerinden, bir arada duralım, her hafta bir eylemde olalım, o eyleme destek verelim dedi.
11- Sevgül Koçak– Ölüm orucunda “adil yargılanmak istiyorum” diyen Mustafa Koçak’ın ablası. Bu devletin polisi Mustafa’yı ihbarcı, itirafçı olması için tehdit ederken, işkence yaparken beni kullandı. Ben o zaman 26 haftalık hamileydim. Ablan hamile biliyoruz. Ablana, kız kardeşlerine tecavüz ederiz dediler. Mustafa onurunu satmadı. İftiracı olmadı. 250 güne yaklaşan ölüm orucunda. Geçen ziyaretimde “abla ben ölüyorum galiba, ölmek istemiyorum, adalet istiyorum” dedi diyerek dayanışma çağrısı ile bitirdi konuşmasını.
12- Berrak Çağlar– Halkın hukuk Bürosu ve Mustafa Koçak’ın avukatlarından. Müvekkillerinin ölüm orucundan ve yaşanan hukuksuz süreçten bahseden Çağlar, Adil yargılanma hakkı üzerinden bir atölye çalışması yapalım ve adalet talepleri üzerinden bu birlikteliği devam ettirelim dedi.
13- Sertuğ Sürenoğlu– Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından darp edilen ve ev hapsi cezası verilen avukat- Başına gelenleri esprili bir dille anlatan Sürenoğlu yaşadığı trajikomik olayları anlatırken salon sık sık gülümsedi. Aslında çok zor şeyler yaşadığını ama sosyal medya üzerinden çok fazla destek geldiğini bunun kendisine umut verdiğini anlattı. Politik biri olmamama rağmen desteğin buradan gelmesi doğru yerin burası olduğunu gösteriyor diyerek Direnişler Meclisi’ni işaret etti.
14- Emsal Atakan– Gezi sürecinde şehit edilen Ahmet Atakan’ın annesi- Oğlumu öldürdüler, arkadaşları öldürdü dediler. Bugüne kadar soruşturma bile açılmadı. Adalet talebimden ve mücadeleden asla vazgeçmeyeceğim dedi. Salonu ve bir arada mücadele edenleri selamlayarak alkışlarla indi kürsüden.
15- Cüneyt Arat– Rota gazetesinde çalışırken tutuklanan 21 yaşında görme engelli gazeteci. 15 Temmuz darbe kalkışması sırasında cumhurbaşkanının sokağa çağrısına karşı sokağa çıkmayın, evlerinizde oturun, tehlikeden korunun dediğim için darbecilere destekle suçlanarak tutuklandım. Fetö örgütünden yargılandım. 2 yıl tutuklu kaldım. Hakkımda cumhurbaşkanına hakaretten davalar açıldı dedi. Yaşadıklarını anlattı. Salona ve Direnişler Meclisi’ne moderasyona teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.
16- Şöhret Dedeoğlu– Erkek arkadaşı tarafından öldürülen Nazan Dedeoğlu’nun annesi. Kızının katilinin hala serbest olduğunu adalet mücadelesinden vazgeçmediğini söyledi. Diğer konuşmacıları gözyaşları içinde dinleyen Dedeoğlu acılarımız farklı ama adalet talebimiz aynı dedi.
17- Açelya Şengül– İş arkadaşı tarafından evinde öldürülen Fatma Şengül’ün kızı. Annesinin evde katledildiğini, kurşun sesine koşarak annesini kanlar içinde yerde bulduğunu, annesini kollarında kaybettiğini anlatırken zorlandı. Katilin mahkeme tarafından korunduğunu, çok az ceza aldığını, kararı bozdurmak istediklerini, adalet mücadelesinden vaz geçmeyeceğini söyledi.
18- Bahadır Altan– Son Pegasus kazasında gerçekleri dile getirdiği için işten atılan askeri eğitmen emekli-pilot- Konuşmasını sistem eleştirisi üzerine kuran Altan, umut dolu konuşmasını sistemin en korktuğu şey hakikat, hakikati bilip susmanın yükü ağır, biz susmayacağız diyerek bitirdi.
19- Hüseyin Şahin– Çorlu tren katliamı ailelerinden- Yaşadıklarını anlattı. Hayatım boyunca adliye, savcı yüzü görmedim şimdi çocuğumu kaybettiğim ve adalet istediğim için devlet bana suçlu diyor. Bugünden sonra her ezilen canlının yanında olmak boynumuzun borcudur dedi.
20- Konuşmalara ara verildi. İbrahim Gökçek’in videosu izlendi. Daha sonra Grup Yorum üyeleri ve Gökçek’n babası Ahmet Gökçek ve Helin’in annesi Aygül Bilgi ile birlikte Grup Yorum’un “Bir Görüş Kabininde” şarkısı salondaki konuklarla birlikte söylendi.
21- İsmail Çolak– Soma’da katledilen 301 madencinin anısına Soma ailelerinin adına konuşma yaptı. 301 işçi için uzun süren adalet süreçlerini aktararak, sarı sendikaların da katliamda payı olduğunu vurguladı. Katliamın asıl sorumlularının da dahil edilerek yeniden yargılama talep ettiklerini söyledi.
22- Murat Oğraş– Antalya Rixos otelde öldürülen ve cinayetin üstü kapatılan Burak Oğraş’ın babası. Antalya Rixos Otel’de staj yaparken oğlunun kaldıkları pansiyondan aşagı itilerek öldürüldüğünü, otel sahiplerinin otelin adının olayda duyulmaması adına yıllar süren mücadelesini 1 milyon lira ile satın almak istediklerini belirtti. Oğlunun katillerini koruyan mekanizmanın adaleti engellediğini söyledi.
Forum’daki konuşmasının hemen ardından 9 yıldır süren bu mücadelenin sonuç verdiğini, 2 Mart Pazartesi günü, cinayetle ilgili yasal işlem başlatıldığını duyuran Murat Oğraş Direnişler Meclisi’nden Acun Karadağ’a teşekkür mesajı gönderdi.
23- Nuray Gedik– Gezi sürecinde uyuşturucu çeteleri tarafından katledilen Hasan Ferit Gedik’in annesi Nuray Gedik, Hasan’ın sıcaklığı ile hepinizi selamlıyorum diyerek konuşmasına başladı.
Nuray Anne Hasan’ın cenazesinden adalet sürecine yaşadıkları zulmü anlattı. Katillerin gereken cezayı aldıklarını söyleyen Gedik, tek dileğim adalet arayan herkesin mücadelesi zafer ile sonuçlansın diyerek konuşmasını bitirdi.
24- Mehmet Öz- Çorlu tren katliamında yitirdiğimiz Oguz Arda Sel’in dedesi.
Mehmet Öz katliamdan dava sürecine yaşanan hukuksuzluğu anlattı. “Bizim çocuklarımız sizin sisteminiz, avantacılığınız yüzünden öldü. Daha ölülerimiz toprağa girmeden kazayı mücbir* sebeple diye nitelendirip, KHK ile “DDY mücbir kazalardan sorumlu değildir” yasası çıkartarak, sorumluları koruma altına aldılar dedi.
*Mücbir sebep: Hukuk Terimi; önüne geçilmesi elde olmayan, istencin dışında oluşan durum.
25- Ahmet Kısa– Bir süre önce gizli tanık beyanı var denilerek tutuklanan HDP Elbistan ilçe yönetimindeki Elif Kısa-Elif annenin iki engelli oğlundan biri Ahmet Kısa. Kendisi gelemeyeceği için bir video ile mesaj gönderdi. Videoda işitme engelliler için işaret dilini ve sesini kullanarak, benim annem tutuklu. Biz abimle annemin serbest bırakılmasını istiyoruz, melek annem serbest bırakılsın dedi.
26- Furkan Sevim– Üniversite öğrencisi.
Nuriye ve Semih’in direnişine destek olduğu ve ev baskınında aldıkları 2 kitap-bere dolayısı ile 10 yıl ceza verilen Anadolu Üniversitesi Sanat Tarihi öğrencisi Furkan Sevim bu forumdan çıkacak birliğin-pratiklerin kendi adalet süreci için de belirleyici olacağını belirtti.
27- Fethi Aydın– Kobane’de savaşın yıkımına karşı çocuklara umut taşıyan 33 düş yolcusundan Suruç’ta katledilen Çağdaş Aydın’ın babası. Fethi Aydın birleşik mücadele üzerine yaptı konuşmasını. Buradaki birlikteliğin önemli olduğunu vurguladı. Grup Yorum için mücadele çağrısı yaptı ve sözlerini “Suruç katilleri yargılansaydı Ankara katliamı olmazdı. Çocuklarımız için adaleti birleşerek sağlayacağız. Katillerden hesap sormalıyız!” diyerek bitirdi.
28- Mahmut Konuk– Ankara’da Çankaya Toplum Sağlığı Merkezi önünde 3 yıldır direniş yürüten KHK ile ihraç edilen, sağlık emekçisi. “Bu ülkenin egemenleri kapitalist emperyalist güçlere bağlı bu ülkeyi savaşın ortasına sokmaktadır. Sendikalar var gibi görünüyor; fakat işlemiyor çünkü sokağı terkettiler. Nerede bir haksızlık varsa orada mücadele etmeliyiz” dedi.
29- Mehmet Dersulu– Yüksel Direnişçisi, KHK ile ihraç öğretmen. KHK ile ihraç edilen ve 3 buçuk yıldır Yüksel’de direnen öğretmen. Mehmet Dersulu direnmenin neden gerekli olduğunu, Direnişler Meclisi’nin çalışma anlayışını anlatarak
“İktidar OHAL karanlığı ile kimse sokağa çıkamaz sandı ama öyle olmadı. Nuriye Gülmen yasağı parçaladı. Sonrasında direnişler büyüdü devam etti. Tarihte her zaman direnenler oldu. Biz de tarihten öğrendiğimiz şekilde teslim olmayıp direndik. Halk, direnişimize sahip çıktı, çıkıyor” dedi.
30- Sinan Bin– İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Sinan Bin, yemek ücretlerinin artması sonucu direnerek kazandıkları haklarını, direniş sürecini, polis şiddetini ve nasıl kazandıklarını anattı. Bin,
“Diğer okulların, halkın desteği, sosyal medya gücü ve kararlı eylemlerimiz ile kazandık” dedi.
31- Müzeyyen Çağatay- ÇHD ve HHB üyesi Av. Ayşegül Çağatay’ın annesi Müzeyyen Anne tüm tutuklu avukatlar adına söz aldı. Çocuklarımız müvekkillerini savundukları için tutuklu. Herkesi çocuklarımızın davasına sahip çıkmaya davet ediyoruz dedi.
32- Melike Şahin– Ataşehir direnişçisi. Ataşehir Belediyesi’nde çalışıyor, sendika iş yeri temsilciliği görevini de yürütüyordu. Çalıştığı birim kendisine sorulmadan, sendika yasasına aykırı bir şekilde değiştirildi. Bunun hukuksuzluğunu sendikal çalışma ile teşhir ederken Belediye başkanının hakaretlerine, küfürlerine ve korumalarının şiddetine maruz kaldı. Bu olayın ardından iş akdi feshedildi. Hemen ardından direnişe başlayan Melike Şahin forumda uğradığı haksızlıkları ve direniş sürecini aktardı. “Emekçiler söz konusu olunca birbirinden farkları yok” dedi.
33- Tuna Altınel– Barış akademisyenlerinden hocamız forumun başından sonuna kadar salonda idi. Son konuşmayı yapmasını hedeflemiştik. Ancak forum süresi 1 saat aksadığı için 17.00’de ayrılması gerekti. Üzüldük. Çalıştayın ilk konuşmasını kendisine bırakmaya söz veriyoruz.
KARARLAR
“Adalet talebi ile direnenleri, yalnız bırakmamalıyız.”
Adalet İstiyorum Forumu, konuşmaların ardından katılımcılardan oluşan bir iletişim grubu oluşturulması ve 1 ay sonra yine katılımcılardan oluşan bir çalıştayda buluşmak kararıyla sonlandı.
Direnişler Meclisi olarak bu buluşmayı insanlarımızın birbirlerini tanımaları, acılarını paylaşmaları, birlikte hareket etme isteğinin dile getirilmesi açısından önemli ve çok değerli buluyoruz. Forumdaki konuşmacıların konuşmalarından çıkardığımız sonuç;
1- Adaletsizliği yaratan bizler değiliz. Adaletsizliğin kaynağı egemenlerdir.
2- Adalet herkesin hak ettiğini alması iken, ezilenler ne ekonomiden, ne kültürel alandan, ne doğadan, ne eğitimden hakkını alamıyor. Bunun nedeni egemenlerin bizler aleyhine yasalar yapmasıdır.
3- Adaleti sadece adliyelerde arayarak sonuç alamayız.
4- Bir arada olmalı, birlikte hareket etmeliyiz.
5- Susmamalıyız.
6- Adalet talebi ile direnenleri, yalnız bırakmamalıyız.
7- Adalet talebi üzerinden bir platform oluşturmalıyız.
8- Bir çalıştay ile yapabileceklerimizi programlayabiliriz.
9- Bir iletişim grubu ile sürekli temas halinde olabilmeliyiz.
10- Adaletsizliğe uğrayan başka insanlarımızdan haberdar olmalı onlarla da dayanışma içinde olmalıyız.
Bu sonuçları çıkarmamıza yol açan şey, katılımcılar ve izleyiciler arasındaki duygusal birlik oldu. Salona baktığınızda forumun başından sonuna kadar, gözleriyle, sözleriyle “seni anlıyorum ve yalnız değilsin” diyen insanların birbirine sarılmış, yekvücut halini görebilirdiniz.
Şöyleki; Farklı illerde farklı zamanlarda ortak acılar yaşanmış, gördük. Bu acıları yaşatanların tek yer olduğunu gördük. Herkes acılarını kendi başına yaşamış ve yaşamaya devam ediyor, gördük. Herkesin acısı ilk günkü kadar taze. Hiçbiri bu acıyı geçen günlere, aylara, yıllara rağmen hiç unutmamış, bunu da gördük. Bu bir araya gelişte tüm acılar ortaklaştı. Gözyaşları ortaklaştı, birbirine karıştı. Adalet talebi, herkesin acısının yangınının içinde ortaklaştı. Farklı bakışlar, farklı inançlar adalet arayışında aynılaştı. Adaletin, adaletsizliği yaşayanların kendi ellerinde, birlikteliğinde olduğu görüldü. Bunu herkes hissetti.
Bir de öfke vardı her birinde. Bu da acıları kadar tazeydi. Normal hayatlarında belki bir araya gelemeyecek olan insanları, adalet talebi, yaşadıkları acı ve öfke bir araya getirdi.
Bizler salondaki acı, öfke, adalet talebi atmosferini hep birlikte soluduk. İnsanlarımız çay molalarında ağlamaktan gözleri şişmiş, yüreğine öfke oturmuş biçimde birbirlerine sarıldılar. Taybet ananın torunu acılı yüzleri yumuşattı, gülümsetti. Melek Çetinkaya salonda daha önce görmediği bir kesimle ekmeğini paylaştı. Gençler yaşlılara çay taşıdı. Yaşlılar gençlerin sırtını okşadı. İkbal annenin beyaz saçları kürsüde pırıl pırıl mücadeleye çağırdı insanları. Arda’nın dedesi, adalet gelene kadar raylara oturdu bir daha çocuklar ölmesin diye. Berkin baktı kürsüden, Ahmet Atakan baktı. Hasan Ferit selam çaktı uyuşturucuya karşı mücadelesinden, adalet mücadelesine. Avukat Sertuğ, gülümseyen gözleriyle, gördüğü işkencenin acısını buradaki insanların sarabileceğini anlattı. Soma’daki madencilerin sesi duyuldu İsmail abi ile. Adaleti madenden kömür çıkarır gibi kaza kaza çıkaracağız dedi madenciler. Direnişçiler direnişe çağırdı hepimizi.
Bu sesler, bu sözler, Bahadır Altan’ın dediği gibi hakikati bilmenin ama susmanın ağır yükünü omuzumuzdan atıp umudu yüklenmemizi sağladı. Bu nedenlerle Adalet İstiyorum Çalıştayı için çalışmalara şimdiden başladık. Bu çalıştayı forumun katılımcıları ile omuz omuza yürüteceğimize inancımız tamdır.
Adalet İstiyorum Forumu’nda emeği geçen onlarca insanımıza, katılımcılara, dinleyicilere, halkımıza, salonunu bize açarak bu buluşmanın hayata geçirilmesini sağlayan İstanbul Barosu’na, çalışanlarına çok teşekkür ediyoruz. Gücümüz Birliğimizdir diyerek sonuç bildirgesini sunuyoruz.
Direnişler Meclisi