6 Şubat günü yaşanan deprem sonrası tüm halkımızın ve hatta tüm dünya halklarının yarası daha tap taze iken, insanın kanını donduran bir iddia daha ortaya çıktı. Aslında iddia olmaktan daha çok resmi kayıtlara geçmiş, görgü tanığı olan ve gerekli resmi girişimlerde bulunulmuş bir durum sözkonusu.
ÇHD’nin yaptığı açıklamaya göre bir görgü tanığının işe gitmek için beklediği otobüs durağında gördüğü bir grup çocuğun akıbetini sorması, polise ihbarda bulunması, savcılığa çağırılması sonrası, çocukların tarikatlara verildiği öğreniliyor.
SAVCI: “uğraşmayın, bu çocuklar tarikatlara verilmiş, sosyal hizmetler çocukları alsa bile geri alırlar, çok güçlüler”
Savcının çocuklara ne olduğunu öğrenmek isteyen görgü tanığına sarfettiği söz asıl yağmacının kimler olduğunu gözler önüne seriyor…
Savcı görgü tanığını telefonla arayarak şu ifadeleri kullanıyor: “uğraşmayın, bu çocuklar tarikatlara verilmiş, sosyal hizmetler çocukları alsa bile geri alırlar, çok güçlüler”…
ÇHD’nin kamuoyuna yaptığı açıklamanın tam metnini yayınlıyoruz:
DEPREMZEDE ÇOCUKLAR TARİKATLARA MI TESLİM EDİLİYOR? AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞINI DERHAL KAMUOYUNA AÇIKLAMA YAPMAYA ÇAĞIRIYORUZ!
Derneğimize ulaştırılan bir başvuru doğrultusunda depremzede ve kimsesiz olabileceği düşünülen çocukların tarikatlarla ilişkili olabilecek bir derneğe teslim edildiği yönünde ciddi şüpheler içeren bir ihbardan haberdar olmuş bulunmaktayız. Sürece ilişkin detaylar aşağıda aktarılmış olup durumun açıklığa kavuşturulması, bahsi geçen çocukların korunması ve gözetimi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını derhal açıklama yapmaya ve gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz.
Derneğimize ulaşan başvuru üzerine görüştüğümüz görgü tanığı; kendisinin İstanbul Beykoz’da ikamet ettiğini, 10/02/2023 günü sabah 07.00 sularında işe gitmek için evden çıktığını, Yavuz Selim Mahallesinde otobüs durağına yakın bir yerde olağan olmayan ve çoğunluğu 0-4 yaş arası çocuklardan oluşan bir grup gördüğünü, grubun 20’den fazla çocuk ve 10 kişiye yakın yetişkinden oluştuğunu, yetişkinlerden biri ile konuştuğunu ve bu kişinin kendisine depremzede olduklarını, çocukların kimsesiz olduğunu, bir dernek tarafından buraya getirildiklerini ve bir otobüs tarafından alınacaklarını söylediğini, kısa bir süre sonra BMW marka lüks araçların çocukları bindirip götürmeye başladığını gördüğünü, bu esnada otobüse bindiğini ancak şüphelenmesi sebebiyle çocuk şube polislerini ve mahalle muhtarını aradığını, muhtarın sonradan gün içerisinde kendisine Beykoz’daki siteye 30’dan fazla çocuk getirildiğini söylediğini, site çalışanı bir başka kişinin kendisine bahsi geçen derneğin sitede iki ev tuttuğunu ve çocukların buraya yerleştirildiğini söylediğini ancak otobüs durağı ile site arasındaki mesafenin çok kısa oluşu ve çocukların bekletilip araçlarla ters yöne doğru götürülmesi sebepleriyle siteye getirilen çocuklarla kendisinin gördüklerinin farklı olduğunu düşündüğünü, site çalışanı kişinin de diğer çocukların Tuzla’ya götürülceğini söylediğini bildirmiştir.
Görgü tanığı ve arkadaşı aynı gün savcılığa giderek detaylı ihbarda bulunmuştur. Akabinde çocuk şubeye ifade işlemi için yönlendirilen tanığın şubede ifadesi alınmamış, polislerce önce çocukların annelerinin yanında olduğu iddia edilmiş, tanık ve arkadaşı çocukların yanında az sayıda yetişkinin bulunduğunu ve ebeveyn olmadıklarını düşündüklerini, araca bindirilenlerin sadece çocuklar olduğunu ifade ettiklerinde ise “birkaçının annesi yok, araştırıyoruz” şeklinde geçiştiren yaklaşımlarla karşılaşmışlardır.
İstanbul Anadolu Adliyesi’nde savcılığa ihbarda bulundukları esnada savcının yanı sıra adliyede bulunan bir şahsın sonradan kendilerini arayarak “uğraşmayın, bu çocuklar tarikatlara verilmiş, sosyal hizmetler çocukları alsa bile geri alırlar, çok güçlüler” dediğini aktarmıştır.
İstanbul Anadolu Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığına suç şüphesini açıkça gösterir biçimde ihbar edilen ve derneğimize ulaşan bu ihbara ilişkin olarak somut gerçeklik derhal kamuoyuna açıklanmalı, çocuklar kaçırıldı ise derhal failler tespit edilip yargılanmalı ve depremzede çocukların akıbetine ilişkin şeffaf biçimde bilgilendirmeler yapılmalıdır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı deprem bölgesindeki tüm kayıp çocukların akıbetini araştırmalı ve ailesi henüz tespit edilemeyen kimsesiz çocukların gerekli desteği almasını sağlamalıdır. Kamunun gözetimi ve koruması altında olması gereken çocukların hiçbir tarikata/derneğe/vakıfa teslim edilmesi kabul edilemez. Bu şüphe derhal aydınlatılmalı ve soruşturma sürerken görevli ve yetkili savcılık tarafından çocukların korunmasına ilişkin tedbirler derhal alınmalıdır.
Çağdaş Hukukçular Derneği olarak depremzede ve kimsesiz olabileceği düşünülen çocukların tarikatlarla ilişkili olabilecek bir derneğe teslim edildiği yönünde ciddi şüpheler içeren bu başvurunun takipçisi olduğumuzu ve başvuruya istinaden her türlü yasal süreci işleteceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız. Tüm kamuoyunu; sürecin takipçisi olmaya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere devlet ve ilgili kurumları harekete geçirerek süreci şeffaflıkla yürütmelerini sağlamak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz!
ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ