Direniş, Sahiplenme ve Dayanışma, Tecriti Parçalıyor!

Bugün iki Halkın Hukuk Bürosu avukatının duruşmaları vardı.
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarıyla dayanışma içinde olmak ve
Duruşmayı izlemek için, yurtiçinden ve yurtdışından onlarca avukat oradaydı.
Bu nedenle avukatların bir kısmını salona almadı, fiziki müdahalede bulunuldu.
Ama bunlar sahiplenme gerçeğini değiştirmedi.
Faşizm bu sahiplenmeyi hazmedemedi.
Bu sahiplenme, “Terörize” ederek, baskınlar ve tutuklamalarla “suçlu” göstererek halkın avukatlarını “tecrit” etmeye çalışan politikanın tersine çevrilmesidir.
Onlar tecrit etmeye çalıştıkça, halkın avukatlarının çevresi ve etkisi genişlemiştir.

*

Tecrit, bugün emperyalizmin ve faşizmin teslim alamadığı, boyun eğdiremediği her kesime karşı uyguladığı bir politikadır.
Tecritle yıldıramadığı her kesime karşı, daha ağır tecrit uyguluyor.
Baskıyla sindiremediğine karşı, daha ağır baskılar uyguluyor.
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının hepsine tutuklama ve arama kararları çıkartılması, her vesileyle, yeniden Halkın Hukuk Bürosu avukatlarına saldırmaları da bu politikanın sonucudur.

  • Ancak Av. Betül Kozağaçlı ve Av. Seda Şaraldı, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının bu politikalarla teslim alınamayacağını dünkü duruşmalarda bir kez daha ortaya koydular.
    Dünkü duruşmalarda, tüm avukatlar, faşizmin yargısını reddederek, faşizmin politikalarını boşa çıkardılar.

Hakkı yenen her toplumsal kesim, adalet istir.
Adalet isteği, ya yalnızca bir istek olarak, özlem olarak kalır, ya da bir direniş ve hak mücadelesine dönüşür.
Halkın avukatlarının her alandaki direnişi, adalet mücadelesinin direniş ve bir tavra dönüşmüş halidir.
Halkın avukatları, Avukatlık mesleğini, her yerde ve her koşulda ve her biçimde adalet için savaşma olarak şekillendirmiştir.
Avukatlık, onların bu anlayışı ve şehitler veren direnişleriyle, yeniden halklar nezdinde onurunu ve itibarını kazanmıştır.

Halkın avukatlarının dünya çapında sahiplenilmesinin nedeni de budur.
Halkın avukatlarının hem avukatlıkta ve hem tutsaklıkta ortaya koydukları anlayış, avukatlığın tarihini yeniden yazıyor.

Sosyal ağlarda paylaşın