Ankara ÇHD Sincan Raporu: Her Konuda Hak Gaspları Hüküm Sürüyor…

Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi’ne bağlı „Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Komisyonu“, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle, ölüm orucundaki Sibel Balaç’ın da bulunduğu Sincan Kadın  Kapalı Hapishanesi’ne giderek, orada kadın tutsaklarla yaptıkları görüşmeler sonucunda bir rapor hazırladılar.  

Sincan Kadın  Kapalı Hapishanesi’nde yapılan görüşmeler, Av. Kübra Ekmen, Av. Nergiz Görnaz, Av. Solmaz Türkoğlu, Av. Merve Büyükalan ve Av. Ceren Yılmaz tarafından gerçekleştirildi. 

Tutuklu ve hükümlü kadınlarla yapılan görüşmeler sonucunda da bir rapor hazırlandı. 

Görüşmelerin yapıldığı tarihte tutsaklardan Sibel Balaç, adil yargılanma başta olmak üzere, talepleri doğrultusunda başladığı ölüm orucunun 79. günündeydi. Sibel Balaç dışında ayrıca hapishanede 5 kadın tutsakla daha görüşme yapıldı. 

RAPORDAN BÖLÜMLER: 

ÇHD raporunda da dile getirilen kısıtlamalar, Balaç’ın ölüm orucunun ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gösteriyor. Belli bölümleri özet olarak aktarıyoruz (alt başlıklar GHA tarafından konulmuştur). 

Pandemi Bahaneli Kısıtlamalar

1- Tüm yurtta pandemi kısıtlamaları aşamalı olarak kaldırılmaya başlanmış olmasına rağmen hapishanede pek çok kısıtlama keyfi bir şekilde sürdürülmektedir. Tutuklu ve Hükümlüler tecrit uygulamalarının devam ettiğini belirtmişlerdir.

Atölyeler ve ortak etkinlikler pandemi öncesinde mahpusların birbirleriyle sosyal ilişki kurabildikleri alanlar yaratmaktayken, şu an farklı koğuş ve odalardan kişilerin bu atölyelerde yan yana gelmeleri engellenmektedir. Tutuklu ve Hükümlüler, herkesin aşı yaptırmış olduğu bir alanda bu kısıtlamaların keyfi olduğunu belirtmişlerdir. Hapishaneki tutuklu ve hükümlüler arası iç görüşler de pandemi süresince tamamen kalkmıştır.

Pandemi sürecinde alınan önlemler kapsamında, haftada 1 saat olan açık görüşlerin kaldırılmasına ve haftada 10 dakika olan telefon görüş hakkının 20 dakikaya çıkarılmasına karar verilmiştir. Sonrasında önlemlerin esnetilmesiyle beraber açık görüşlerin yeniden başlamasına ve telefon hakkının yeniden 10 dakikaya düşürülmesine karar verilmiştir. Ancak bu defa da görüş süresi 30 dakikaya düşürülmüştür. Koğuştan görüş alanına gidilen süreler ve aramalar da hesaba katıldığında bu süre daha da azalmaktadır. Görüşme yapılan tutuklu ve hükümlüler, bu sürelerin yalnızca siyasi tutuklu ve hükümlülere özel olduğunu, adli tutuklu ve hükümlülere daha uzun sürelerle telefon hakkı tanındığını ifade etmişlerdir.

Görüş Hakkı Gasbı

2- Kasım-2020 ve Kasım-2021 tarihli raporlarımızda da belirttiğimiz üzere; tutuklu ve hükümlülerın görüşçü olarak bildirdikleri isimler üzerinde güvenlik soruşturması yapılması zorunluluğu getirilmiştir. Bazen aylar sürebilen bu güvenlik soruşturmalarının neye dayanılarak yapıldığı, hangi kriterlerin gözetildiği belirsizdir. Özellikle yakın zamanda tutuklanan tutsakların görüşçüleri üzerindeki uzun süren güvenlik soruşturmaları, görüş haklarının kullanılamaması anlamına gelmektedir. Aylar süren güvenlik soruşturmalarını beklerken kimi görüşçülerin hapishane ziyaretine gelme olanakları ortadan kalkmaktadır. Görüşçülerinin güvenlik soruşturması devam eden kişilere, bu soruşturma süresince farklı bir isim bildirme hakkı verilmemektedir.

Arama Bahane!

3- Koğuş ve odalarda aramalar çok sıklaştırılmıştır. Hemen hemen her gün baskın gibi aramalar yapılmaktadır. En ufak bir kısıtlamanın sebebi olarak pandemi gösterilirken, bu aramalar sırasında pandemi kurallarına riayet edilmemektedir. Tutuklu ve Hükümlüler, kimi zaman 15 kişinin birden bir koğuşa girdiğini, eldivensiz bir şekilde elle veya dedektörle aramalar yaptıklarını belirtmişlerdir. Aramalar sırasında mevzuata aykırı olmamasına rağmen bulunan pek çok şey soruşturma sebebi olabilmektedir.

İletişim Hakkının Gasbı

4- Bunlarla birlikte, gerekçesi pandemi olmayan pek çok keyfi uygulama da mevcuttur. Halk TV ve Tele 1 gibi muhalif medya yayınları defalarca talep edilmesine karşın açılmamakta, hapishane yönetimince teknik problemlerden dolayı açılamadığı söylenmektedir. Ancak tutuklu ve hükümlüler, bir kere “yanlışlıkla” bu kanalların açıldığını, dolayısıyla teknik arıza gerekçesinin gerçek dışı olduğunu iletmişlerdir. Tutuklu ve Hükümlülerin gündemi muhalif medya organlarından takip etmelerine müsaade edilmemektedir.

Evrensel Gazetesi “ilan yayınlama” yasağı bulunduğu gerekçesiyle çok uzun süredir tutuklu ve hükümlülere verilmemektedir. Gazeteyi alamadıkları için bazı tutuklu ve hükümlülerce başvurular yapılmıştır. Bu başvuruların bir kısmı kabul edilmiş ancak bir kısmı gerekçesiz bir biçimde reddedilmiş ve Evrensel Gazetesi verilmemiştir. Bununla birlikte diğer gazete ve dergileri almakta da sorun yaşadıklarını, özellikle politik hiçbir yayının alınmasına müsaade edilmediğini iletmişlerdir.

Fotokopi, bilgisayar çıktısı gibi materyallerin tutsaklara verilmesine izin verilmemektedir. Ayrıca tutsakların yazmış oldukları mektupları fotokopi ile çoğaltarak göndermeleri, el yazısıyla yazılarak fotokopi ile çoğaltılmış mektupların tutsaklara verilmesi de yasaklanmıştır.

Tutuklu ve Hükümlülerin kitap hakkı keyfi bir şekilde içeriğine göre engellenmekle kalmamakta, kitaplar 2 ayda bir verilmektedir. Tutuklu ve Hükümlülerin yanlarında bulundurabilecekleri kıyafet sayılarında ciddi bir kısıtlama vardır. Yeni bir kıyafet alınabilmesi için eldeki kıyafetlerden birinin verilmesi gerekmektedir.

İhtiyaçların Karşılanmasında Keyfilik 

5- Tutuklu ve Hükümlülerin kişisel ihtiyaçlarını kısa sürede temin edebilmeleri de mümkün olmamaktadır. Hijyenik ped gibi temel ihtiyaçlara dahi ulaşamadıkları olmaktadır. Kantin siparişleri ya çok geç gelmekte ya da istedikleri ürünler gelmemektedir. Kantinde besleyici gıdalar, iyi veya orta kalitede ürünler bulunmamaktadır. İstedikleri çoğu ürüne ulaşamadıkları ya da düşük kalitelisine ulaşabildikleri halde kantin fiyatları çok yüksektir. Konsinye sistemi nedeniyle fiyatların bu kadar yüksek olduğunu konsinye sisteminin kendilerini daha da mağdur ettiğini belirtmişlerdir. Çakmak, daksil gibi çoğu üründe sayı sınırlaması bulunmaktadır.

Şikayet Hakkı Da Yok!

6- Tutuklu ve Hükümlülerin talep ve şikayetlerini belirttikleri dilekçelere kimi zaman cevap dahi verilmediği, dilekçelerin kaybolduğunun belirtildiği, cevap verilen dilekçelerde taleplerin genellikle reddedildiği ve bu ret kararlarının gerekçesiz olduğu ifade edilmiştir. Cezaevi bünyesindeki birimlerin aldığı kararlar çoğu zaman tebliğ edilmemektedir.

7- Mektuplar tutsaklara çok geç ulaşmaktadır. Özellikle Kürtçe mektuplar muhatabına aylar sonra verilmektedir. Pek çok mektuba, “hapishanenin güvenliği, kamu çalışanlarının korkutulması” gibi gerekçelerle el konulmaktadır.

8- Çok sayıda ve keyfi olarak tutulan tutanaklar ve açılan soruşturmalar sonucunda tutsakların çoğunun disiplin cezası hükmünü aşmış durumdadır. Bu sebeple kişilerin infazları yanmaktadır. Tutuklu ve Hükümlüler her arama esnasında türlü bahanelerle soruşturma açıldığını belirtmiştir. Koğuş dışından arkadaşları ile koridorda karşılaştıklarında selam vermeleri, açık görüş sırasında diğer aileler ile selamlaşmaları dahi tutuklu ve hükümlüler hakkında soruşturma açılmasına neden olabilmektedir. Bu konuda infaz hakimliğince verilen cezaların ölçüsüz olduğuna dair karar olmasına rağmen savcılık bu karara itiraz etmiştir ve hapishane yönetimi ise bu uygulamadan vazgeçmemektedir

Sosyal ağlarda paylaşın