ALMANYA’DA 129-b DAVALARINDA BUGÜNE KADARKİ EN YÜKSEK“CEZA” MUSA AŞOĞLU’NA VERİLDİ! DURUŞMALARI EMPERYALİZMİ YARGILAMA PLATFORMUNA ÇEVİRDİ.
1) Musa Aşoğlu ne zaman, hangi gerekçe ile gözaltına alındı?
Almanya’nın Hamburg şehrinde 3 Aralık 2016 tarihinde Alman siyasi polisinin operasyonu ile tutuklandı.
2) Hakkındaki iddia neydi?
Alman anti-terör yasasının 129-a ve 129-b maddelerine dayanarak, DHKP-C üyesi ve yöneticisi olarak Avrupa ve Almanya sorumlusu olduğu gerekçesi ile Alman devleti tutuklama kararı çıkardı.
Almanya, ABD ya da Türkiye’nin talebi ile tutuklamadığını, kendi ül- kesinde yürütülen faaliyetlerin sorumlusu olarak tutukladığını iddia- namede yazıyor. Bu tutuklamanın hukuki değil siyasi olduğunu ve neden kendi yasalarına aykırı olduğunu madde madde çürüterek günlerce anlattı Aşoğlu.
3) Hapishanede hangi koşullarda tutuluyor?
– Tutuklandığından bu yana ağır tecrit altında tutuluyor.
– Tek kişilik hücrede kalıyor. Havalandırma da dahil tek başına çıkıyor. Son süreçte havalandırmaya bir kişi ile çıkabiliyor. Bu kişiyi hapishane idaresi belirliyor ve havalandırma izni mahkeme heyetinin kararı ile alınıyor.
– Diğer davalardan ya da DHKP- C davasından tutsaklarla görüşmesi yasak.
– Mektup ve telefonları kontrol ediliyor. Mektup kontrolünü mahkeme heyeti yaptığı için mektuplar eline çok geç ulaşıyor.
– Siyasi yayın alması engelleniyor. Aldığı gazete ve yayınları mahkeme kararı ile alabiliyor. Yani önce karar gerekiyor ve hapishane idaresi bu karara göre yayınları verip verilmeyeceği belirleniyor. Siyasi yayınlar, Tavır, Yürüyüş gibi dergiler yasak kapsamında.
– Hapishanede hiçkimse ile iletişim kuramasın diye, hücreden çıkışından itibaren tüm koridorlar boşaltılıyor.
– Görüşleri hem optik hem de akustik olarak dinleniyor.
– Avukatla olan yazışması, ayrı bir hakim heyeti tarafından denetleniyor.
4) Savunma ne zaman başladı, ana başlıkları nelerdir?
Mahkemesi 2018’in Ocak ayında başladı. Yöneltilen suçlamalara göre başlıklar halinde savunma yaptı. Daha doğrusu dünya halk- larının katili emperyalizme karşı mücadelenin meşruluğunu anlattı ve emperyalizmi mahkum etti. Yö- neltilen iddiaları hukuki olarak tek tek çürüttü.
– “Yurtdışında faaliyet yürüten bir terör örgütüne üye olmak ve yöneticilik yapmak”
– DHKP-C yasağı ve faaliyetlerinin terör faaliyeti olmadığını uzunca anlattı. Tek tek iddianamede vurgulanan suçlamaları, atlamadan ele aldı.
– Almanya yapılan tüm demokratik faaliyetlerin silahlı mücadeleye hizmet ettiği gerekçesi ile konser, dergi dağıtımı vb. faaliyetleri “örgüte para aktarma” kaynakları olarak görüyor. Konser ve diğer faaliyetlerin amacına ilişkin açıklamalar yaptı. Alman emperyalizminin asıl bunlardan rahatsızlık duyduğunu anlattı.
– Uluslararası çalışma “terör” propagandası yapmak ve örgüte üye toplama şeklindeki iddialar, savunmanın temel bölümlerinden birini oluşturdu.
Uluslararası dayanışmanın ve enternasyonalizmin ne olduğunu anlattı.
– Devrimci Sol ve DHKP-C yasağının hukuksal zemini, yasak kararında oluşan boşluklar konusunu ayrıntılı anlattı.
– Devrimciliğin ve DHKP-C’li olmanın meşru olduğunu söyledi.
– Yürüyüş dergisini okumanın ve dağıtmanın yasaklanamayacağını anlattı.
5) Dava ne zaman bitirildi, ne kadar hapis cezası verildi?
Karar duruşması, 6 Şubat 2019’da görüldü.
Bugüne kadar, 129 maddesinden yargılananlar içinde EN YÜKSEK CEZA olan 6 yıl 9 ay hapis verildi.
6) Tutuklandığından bu yana dışarıda neler yapıldı?
Farklı ülkelerde özgürlük komiteleri kuruldu ve hemen kampanyalar başlatıldı.
ABD veya Türkiye’ye iade durumuna karşı hemen harekete geçildi. Türkiye’nin iade talebi Almanya tarafından reddedildi. ABD emperyalizminin resmi olarak bir talebi olduğu bilgisi verilmedi. İade durumunda neler yapılacağı konuşulmuş, Musa Aşoğlu’nun yoldaşları ve dostları her ihtimali değerlendirmektedir.
Yapılan kampanyalar sayesinde hem Türkiyeliler hem de Avrupalılar tarafından sahiplenildi. Tutulduğu tecrit koşulları protesto edildi.
İmzalar toplandı, afişler asıldı, kuşlamalar, çadır eylemleri, merkezi yürüyüş ve mitingler yapıldı.
Mahkeme kararı açıklandıktan sonra da kampanya bitmedi, hala değişik ülkelerde kampanya sürüyor.
Bu yazı Yürüyüş dergisi 110. sayısından alınmıştır
