İbrahim Gökçek, resmi ve sivil faşist teröre karşı 48 saat süren bir direnişle vatan toprağına verildi.
Son nefesini verdiği andan itibaren, her anı saldırı altında geçen bir cenaze oldu onunki.
Gökçek’in cenaze töreni, 48 saatlik bir saldırı ve direniş içinde gerçekleşti.
Cenaze Gazi’den kaçırılarak yola çıkarıldıktan sonra, gün ve gece boyu, işkenceci katiller sürüsünün aciz ve zavallı manevralarına tanık olundu. Gökçek’in cenazesini kaçırıp yoldaşlarından, türkülerinden uzakta gömmek istediler.
Ama başaramadılar.
Grup Yorum üyeeri, ailesi, yoldaşları, sevenleri, polis kuşatması altında İbrahim Gökçek’i sahiplendiler. Sivil faşist çetelerin saldırılarına, polis tehditlerine rağmen, Gökçek’i katillerin işkencecilerin ellerine bırakmadılar.
Cenazesi polis tarafından kaçırılan İbrahim Gökçek, tüm saldırılara rağmen ailesi ve yoldaşları tarafından Kayseri’de toprağa verildi. İbrahim Gökçek’in tutsak olan eşi Sultan Gökçek de cenaze törenine getirildi.
Bir “Ölü”den Bu Kadar Korkulur Mu? KORKTULAR!
Saldırı daha İstanbul’da başladı; cenazeyi 7 Mayısta Gazi’de binlerce kişinin sahiplenmesi, AKP’yi korkuya düşürdü. 8 Mayıs’ta yapılacak yürüyüşün çok daha kitlesel olacağı gün gibi açıktı. İşte bu noktada saldırı kararı verdi AKP. Cemevine saldırı, gözaltı ve cenazenin kaçırılması, kitlesel bir cenaze törenini engellemek içindi.
Gökçek’in toprağa verileceği alana şite bu nedenle bir avuç insan gidebildi.
Fakat Gökçek yine de türkülerle, marşlarla, sloganlarla, karanfillerle gömüldü.
Bir yoldaşı, mezarın üstünü tamamen karanfillerle bezedi.
Bu arada faşistler tarafından bir provokasyon girişimi oldu. Bu girişim, cenazeye katılanların “İbrahim Gökçek Ölümsüzdür” sloganlarıyla karşılandı.
Gökçek’in mezarı başında Grup Yorum üyesi Bahar Kurt tarafından bir konuşma yapıldı.
Bahar Kurt yaptığı konuşmada şöyle dedi:
‘İbrahim abi halkı için yaşadı. Halkı için üretti.
O sadece bizim değil Türkiye halklarının Dünya halklarının onuru. 323 gün hücre hücre eriyerek, hücre hücre direnerek türkülerimiz için bedel ödedi. Türkülerimizi söyleyebilmek için, halkın sesini duyurabilmek için bedel ödedi.
İbrahim abiyi halka umut olmasın diye halkın sesini boğmak için katlettiler. Çünkü Grup Yorum halkın sesi. 15 yıldır omuzunda yıldızlı askısıyla bas gitarını çaldı milyonların karşısında. Milyonların sevdiği bir sançtıydı.
Bu yüzden Grup Yorum’ u susturmak istediler. Türkülerimiz için canını verdi. İstanbul’dan bu yaba adeta bütün polislerini askerlerini seferber etmişler. 30 kiloluk bir beden için. 30 kiloluk bedenimizden dahi korktunuz.”
Evet, bir ölüden bu kadar korkmuşlardı.
Çünkü o ölü, biliyorlardı ki ölümsüzdü.
Çünkü o ölü, biliyorlardı ki, halkı ayağa kaldırandı.
Türkülerden Bu Kadar Korkulur Mu? KORKTULAR!
Gökçek’in mezarının başında türküler söylemek, çatışmanın artık neredeyse son aşamasıydı.
Hayır türküsüz gömülmeyecekti İbrahim Gökçek.
Polis kuşatması altındaki, sivil faşistlerin kuşatması altındaki bir avuç insan, kuşatma altında türkülerini yine söylediler.
“Kavganın alevlidir rüzgarı” diye başladı bir ses.
“Bize Ölüm Yok..” diye devam ettiler.
O türküyü söyeyenler on kişi değil, yüzbinler, milyonlardı.
48 saatlik saldırı ve kuyatma altında
Yoldaşları, sevenleri, ailesi, Gökçek’i katillerin eline bırakmadı.
O türkü, İbrahim’in başucunda yankılanmaya devam edecek.
Pir Sultan Gibi Yüzyıllarca Yaşayacak
Bahar Kurt tarafından tören dönüşü yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Gökçek’in başında türkülerimizi söylemek istedik, türkümüzü böldüler.
Türkü söylerken saldırdılar sürüklediler, vurdular ve arabaya kapattılar. Türkülerimize bile tahammülleri yok.
Bugün anma yapmamıza izin vermeyerek, bizi oradan uzaklaştırmaya çalışarak İbrahim Gökçek’in yalnız sahipsiz olduğunu göstermeye çalışıyorlarsa yanılıyorlar. İbrahim’i küçültmeye çalışmasınlar, bu onların harcı değil. Küçük olan onlar… zavallı olan onlar…
İbrahim Gökçek nasıl Pir sultan yüzyıllar boyunca yaşadıysa, O da bir halk sanatçısı olarak, şehit bir devrimci sanatçı olarak yüzyıllarca yaşayacak bu halkın kalbinde.”