Gazete Duvar’dan İrfan Aktan’ın sorularını yanıtlayan CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu “12 Eylül askeri darbesi döneminde işkence ve kötü muameleni merkezi Metris, Mamak ve Diyarbakır cezaevleriyken, şu an 355 hapishanenin tamamında bu uygulama var” dedi.
Tanrıkulu, “Şu anda insan hakları ihlâllerini 1980’lerdeki darbe döneminden daha yaygın, daha sistematik uygulayan bir iktidar var’’ diyerek ülkedeki durumu dile getirdi.
“Türkiye’de Herkes Eşit; Ama Sadece İşkence Sırasında”
“Devlet işkencede ayrım yapmıyor” diyen Tanrıkulu, “Adliymiş, siyasiymiş, Fetö’ymüş, Kürtmüş, solcuymuş… Türkiye’de herkes eşit; ama sadece işkence sırasında!” diye devam etti. 11 bin kadının aynı anda hapishanelerde olduğu başka bir dönem yok dediği ülkemizde bugün 280 bin tutuklu ve hükümlünün bulunduğuna değinen Tanrıkulu ülke hapishanelerinin kapasitesinin 220 bin olduğunun altını çizdi.
Mahkemede ‘işkence gördüm’ diyen birinin ifadelerinin tutanaklara geçmediğini belirten Tanrıkulu, “Gözaltında askıya aldılar, soğuk su sıktılar, şunu yaptılar, filan diye anlatan bir sanığın söyledikleri kayıtlara bile geçirilmiyor. ‘Bu bizim konumuz değil, gidin savcılığa şikâyet edin’ denilerek konu kapatılıyor. Çağlayan Adliyesi’nde ben defalarca tanık oldum; avukatlar, işkenceye dair şikâyet dilekçesini verecek savcı bulamıyor” bilgisini aktarıyor.
Tanrıkulu, Manisa cezaevinde, 80 küsur yaşında, bakıma muhtaç, yürüyemez
durumda, oğlunun baktığı bir tutuklu kadının yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Belki adı geçin istemez diye kim olduğunu söylemeyeyim… Kendisiyle
görüşmeye gelen bir yakınına, “moralinizi bozmayın, bu günler geçecek” türü
şeyler söylemiş. Bu görüşme dinleniyor ve yürüyemeyecek durumdaki adam bundan
dolayı hücre cezasına çarptırılıyor! Oğlu da demiş ki, yahu babam yürüyemeyecek
durumda, bari bana da hücre cezası verin de orada bakabileyim. Yok demişler,
tek başına kalacak! Böyle bir cezayı vermek için özellikle kötü olmak
gerekiyor. Hamile kadın, doğum yapacak. Hapisten hastaneye götürülüyor,
doğumhanenin önünde erkek jandarma bekliyor. Tek başına bir
kadın, yanında ne anne var, ne kardeşi, ne başkası. Doğum yapıyor yahu! Bir
insana bu işkence çektirilir mi!”