“28 kanunisani’yi unutma”

MUSTAFA SUPHİ DİYOR Kİ: her ne şart olursa olsun bir devrimci için öncelik vatanın ve halkının özgürlüğe kavuşmasıdır. Bu yolda karşımıza pek çok düşman çıkacak ve bunlar mücadelemizi bastırmak için her türlü karşı devrimci faaliyette bulanacaklardır. Bizi yok etmenin türlü yol ve yöntemlerini deneyeceklerdir. Ancak bizler baş koyduğumuz bu yoldu her ne olursa olsun asla dönmeyecek, halkımız ve vatanımız için dövüşmeyi sürdüreceğiz.

Suphi’ler Trabzon’dan bir motorla Karadeniz’e açıldılar. Az sonra Mustafa Kemal’in çetecilerinden Kahya Yahya peşlerinden katillerle dolu bir başka sandalla denize açıldı. “Kuduzca geliyordu peşlerinden homurdanarak, Suphi daha bir bakışta anladı işi: Tuzak! (…) Başıbozuk zıpkalı kırk beş yeniçeri Başlarında da Faik Reis -Yahya Kahya’nın has adamı- (…) Küfretmeye başladı Bolşeviklere soy-sop, Suphi’de kavrayıverdi herifin yakasını dertop: -Söyle ki, dedi seni gönderenlere, hapis, zindan, kan ve ateş halkın kurtuluş hareketini durduramayacak (…) Ne çare ki düşmüşlerdi artık pusuya, budandı dalları devrim ağacının ve ateş külçesi gibi başlar birer birer düştüler suya…”

100 yıl önce 28 Ocak 1921’de Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) genel sekreteri Mustafa Suphi ve 15 yoldaşı katledildi. Mustafa Kemal’in başında olduğu Anadolu hükümetinin daveti üzerine Türkiye’ye gelen, Kars’ta törenle karşılanan Mustafa Suphi ve yoldaşları sinsi bir plan dahilinde adım adım ölüme götürüldüler. Trabzon açıklarında bir tekneye bindirilen 16 komünist önce süngülerle delik deşik edildi ve Karadeniz sularına atıldı.

Mustafa Suphi ve arkadaşları Anadolu topraklarında devrim için, halkların kurtuluşu için tereddütsüz canlarını verenlerdi. Onlar ilk devrim şehitlerimizdi. 

28 Kânunisânî’yi Unutma!

Nâzım Hikmet Ran

ta ata aa ta ta ha ta tta ta

tarih

sınıfların
mücadelesidir

1921

kanunisani 28
karadeniz
burjuvazi
biz

on beş kasap çengelinde sallanan
on beş kesik baş
yoldaş

bunların sen

isimlerini aklında tutma

fakat

28 kanunisaniyi unutma!
“siyah gece
“beyaz kar
“rüzgar
“rüzgar”.

trabzondan bir motor açılıyor
sa-hil-de-ka-la-ba-lık!
motoru taşlıyorlar
son perdeye başlıyorlar!

burjuva kemal’in omuzuna binmiş
kemal kumandanın kordonuna
kumandan kahyanın cebine inmiş
kahya adamlarının donuna
uluyorlar

hav… hav… hak… tü
yoldaş unutma bunu burjuvazi

ne zaman aldatsa bizi
böyle haykırır:

– hav…hav…hak…tü

– gördün mü ikinci motörü?

– içinde kim var?

– arkalarından gidiyorlar.

– ikinci motör birinciye yetişti

– bordoları bitişti

– motörler sarsılıyor

– dalgalar sallıyor sallıyor dalgalar.

– hayır

iki motörde iki sınıf çarpışıyor

– biz onlar!

– biz silahsız onlar kamalı

– tırnaklanmız

– kavga son nefese kadar

– kavga

– dişlerimiz ellerini kemiriyor
kamanın ucu giriyor

– girdi…

– yoldaşlar, ey!

artık lüzum yok fazla söze:

bakın göz göze

– karadeniz

on beş kere açtı göğsünü,
on beş kere örtüldü.
onbeşlerin hepsi
bir komünist gibi öldü

(nâzım hikmet, moskova 1923)

28 kânunisânî’de katledilen komünistler

* samsun hançerli mahallesinden mustafa suphi
* üsküdar ahmet çelebi mahallesinden ethem nejat (izmir maarif sadr-ı sabıkı )
* erzincanlı aşçıoğlu bahaeddin (muallim)
* uşak’ın hacı hüseyin mahallesinden kasım hulusi
* sürmene’nin asu kariyesinden kıralioğlu maksut
* cihangirli hilmioğlu ismail hakkı (doktor)
* van ercişten ahmetoğlu hayrettin (nefer)
* bandırma manyas nahiyesinden hakkı bin ahmet ali (topçu yüzbaşı)
* istanbullu emin şefik (mühendis)
* kadıköylü tevfik bin ahmet (tayyare yüzbaşısı)
* manisalı kazım bin ali (ihtiyat zabiti)
* erzincan’ın akdağ kariyesinden hatipoğlu mehmet
* izmir tilkilikten hacı nustafaoğlu mehmet
* kandıralı cemil nazmi bin ibrahim
* maria (meryem) (mustafa suphi’nin eşi)

Sosyal ağlarda paylaşın