1991’in Temmuz-Ağustos ayları, Paşabahçe’de büyük bir direnişe tanıklık etti. Toplu Sözleşmenin imzalanmasının ardından 640 işçinin sokağa atılması karşısında Paşabahçe cam işçisi üretimi durdurdu ve işyerinden ayrılmama kararı aldı. İşgal, 24 Temmuz gecesi halaylarla, sloganlarla başladı. İşgali öğrenen diğer vardiyalardaki işçiler, gece boyunca fabrikaya akın ettiler. İşten atılmayan işçiler de “bugün sanaysa yarın bana” sloganıyla direnişte yer aldılar.
Direnişin ikinci günü…
Direniş tüm Paşabahçe’ye yayıldı. Bu kez işçi aileleri akın akın fabrika çevresine geldiler. Öğle saatlerinde sayıları iki bini buldu. İşçi aileleri ve çevreden direnişi desteklemeye gelenler, yolu trafiğe kapattılar. Yol 2,5 saat boyunca ailelerin işgalinde kaldı.
Sonraki günler, Sümerbank’tan, Beykoz belediyesinden, memurlardan, deri işçilerinden, Dev-Genç’lilerden desteğe gelenlerle direniş büyüdü.
Direnişin 5. günü… 29 Temmuz…
Paşabahçe, Beykoz, Çubuklu esnafı kepenk kapatarak direnen işçilerin yanında tavır aldı. Kepenk kapatmaya katılım, yüzde yüze yakındı. Direniş, kendi içinde giderek kurumllaştı, komiteler oluşturuldu. Paşabahçe artık direnişle yatıp, direnişle kalkıyordu. Adeta yeni bir hayat kurulmuştu orada. Orada yatılıyor, orada kalkılıyor, komünler kuruluyordu.
Kristal-İş’in baştaki çeşitli olumsuzluklarına karşın, devrimci işçiler giderek direnişin yönetiminde etkin hale geldiler. Örgütlü, disiplinli, kendi güvenliğini alan, ihtiyaçlarını karşılayan bir direniş yaratıldı. Polis de hep oradaydı. Hep saldırı fırsatı aradı. Ama binlerce işçi ve ailesi karşısında buna cesaret edemediler. Dayanışmaya gelen devrimci işçileri, öğrencileri, memurları gözaltına almaya çalışan polis, karşısında yine direnen işçileri buldu. Her gün doğal mitingler, yürüyüşler yapıldı. “Gece mitingleri” direnişin özgünlüklerinden biri oldu.
Bir camiden “asker fabrikaya saldırıyor” anonsu yapılınca, fabrika önünde 15 dakikada ellerinde sopalarla binlerce insan toplandı.
Direnişin 21. günü… Zafer işçilerin.
Talepler kabul ettiriliyor. İşçi sınıfı mücadelesinin işten atılmalarda odaklaştığı bir süreçte, Paşabahçe işçisi, devrimci bir önderlikle güçlü bir mevzi, örnek bir direniş yarattı. İşyerindeki işçilerin birliği açısından, sınıfın dayanışması açısından, diğer halk kesimleriyle bütünleşme açısından, yasaların aşılıp direnişin meşruluğunun dayatılması açısından, ÖRNEKTİ. İşçilerin deyişiyle, “sermayeye tükürdüğünü yalattılar!”