20 SORUDA FİLİSTİN (2)

Halk okulu 79. sayıdan aldığımız bu yazıyının ikinci bölümünü siz okurlarımıza sunuyoruz…

11-“İntifada, halk komitelerinin eseridir” denilir. Bu halk komiteleri hangileridir? Görevleri nelerdir?

Halk komiteleri, İsrail işgali altındaki Filistin topraklarında var olma savaşı sonucu olarak ortaya çıktı. Komiteler Filistin halkının İsrail’e muhtaç olmadan yaşayabilmesi için hayatı örgütlüyor, direnişin ihtiyacını karşılıyordu.

Komitelerin yayılması ve kitleselleşmesinin nedeni esas olarak burada yatmaktadır. Başlangıçta iki türlü halk komitesi oluşturuldu.

Birincisi “İsrail siyonizmi ile sürekli karşı karşıya gelen çatışma içindeki güçleri yönlendiren komiteleri isimleri bazen “Vurucu Güçler” bazen “Gezici Maskeliler” oldu. Bu komiteler her an her türlü araç ile eylem yapmaya hazırdırlar.

İkincisi: Filistin ayaklanmasını sürekli kılmak için gerekli olan toplumsal ekonomik ve insani ihtiyaçlar için oluşturulan yaşamı örgütleyen ve geleceğin iktidar organlarının nüveleri olarak ele alınan komitelerdir.

Bunlar; Kadın Komiteleri,

Gazze Şeridi nüfusunun üçte ikisi mülteci

Tarım Komiteleri,

Beslenme Komiteleri,

İlk YardımKomiteleri,

Ticaret Komiteleri,

Enfermasyon komiteleri,

Destek Komiteleri,

Gözlem Komiteleri,

Demirci Komiteleri,

Gönüllü İş Komiteleri,  

Araştırma Soruşturma Komiteleri gibi isim ler altında örgütlenmişlerdir.

Direnme savaşındaki tüm kuşatmalara gerilemelere rağmen direnişin sürekliliği bu örgütlenmelerde sağlanmıştır.

12- Filistin Direnişi, Ortadoğu Halkları ve dünyanın diğer ezilen halkları açısından ne ifade etmektedir?

Filistin direnişi olmasaydı Filistin toprakları ve tüm Ortadoğu emperyalistler için dikensiz gül bahçesi olacaktı. Filistin direnişi emperyalizm ve işbirlikçisi siyonizmin bölgeye dair politikalarını bozmuştur. Filistin direnişi, halklar için öğretmendir. Düşmanımız sizden kat kat güçlü de olsa, askeri, ekonomik siyasi olarak tecrit edilmiş de olsanız fiziki onlarca darbe alıp on binlercenizi şehit de verseniz, bir taşla bir molotofla ve beden beden sürdürülebilen Filistin direnişi halklara emperyalizmi siyonizme karşı nasıl direnileceğinin somut örneği olarak da güç katmaktadır. Emperyalizme ve siyonizme asla teslim olmamayı öğretmektedir.

13-İsrail’in Ortadoğu’da üstlendiği misyon nedir?

İsrail bugün Ortadoğu’da ABD’nin jandarması rolünü üslenmektedir. ABD İsrail’in Kuruluşuyla birlikte bölgedeki enerji potansiyellerine el koymak amacıyla bu politikalarına karşı çıkacak olan Arap halklarına ve Sovyetlerin müdahalesine karşı Ortadoğu’yu her an müdahale edebileceği bir üs, bir karakol olarak hedeflemiştir.

Ortadoğu’da İsrail demek, ABD demektir. İsrail, ABD’nin en büyük üs devletidir. Onun eli kolu ve saldırı silahıdır. İsrail ordusu sadece Filistin’le sınırlı bir işgal ordusu değildir. İsrail’in temel misyonu, Ortadoğu’nun emperyalistlerin istediği biçimi olması için kullandığı bir araç, yeri geldiğinde bir kırbaç, yeri geldiğinde bir katliam makinesi olmasıdır.

Bidendan Netanyahunun katliamlarına destek: ABD  İsraile 735 milyon dolarlık silah satışına onay verdi

14- ABD-AB emperyalizmi ve BM “Filistin Sorunu”nu çözebilir mi?

ABD-AB emperyalizmi ve BM, Filistin sorununu asla çözemez, çözmez! Çünkü sorunu yaratan ve dünya halklarına kendi emperyalist çıkarları için kan kusturanlar bunlardır. İsrail’in, Filistin topraklarının %56’sında kurulması kararı 1948’de BM’de alınmıştır. İsrail’in, Filistin’i işgali katliam saldırıları, sürgün dayatmaları uygulanan ambargolar emperyalist ülkelerin onayıyla yapılmıştı. Bu

Filistin sorununu yaratanlar, Filistin halkına sürgünü yaşatanlar katliam saldırılarıyla Filistin halkının kurtuluşunu engelleyen İsrail siyonizmini destekleyenler bu sorunu çözemezler.

15-Filistin’den sürgün edilen Filistinliler şimdi hangi ülkelerde ve nasıl bir yaşam sürmektedir? Sürgündeki Filistin nüfusu ne kadardır?

1948’de İsrail’in kurulmasıyla birlikte Filistinliler hem kendi topraklarından sürgün edilmiş halde bir kısmı Arap ülkelerinde yaşamaktadırlar. Sürgün Filistinliler ağırlıklı olarak Ürdün, Suriye ve Lübnan mülteci kamplarında yaşamaktadırlar. Filistinliler sürgünde zorluklar ve imkansızlıklar içerisinde kendi vatanlarından uzakta mülteci yaşama mahkum edilmişlerdir. Toplam 3,5 milyon Filistinli sürgünde yaşamaktadır.

16-İslamcı örgütler (Hamas, islami Cihad vb.) Filistin halkının kurtuluşunu sağlayabilir mi?

İslamcı örgütler siyonizme ve emperyalistlere karşı mücadele çizgisinde oldukları sürece ilerici bir nitelik göstermektedirler. Fakat bu çizgileri özellikle Türkiye ve diğer Müslüman nüfusunun yoğun olduğu Suudi Arabistan, Katar vb. gibi işbirlikçi gerici faşist devletlerle ilişkilerini sürdürdükleri onların finansal desteklerine ihtiyaç duydukları sürece yönlendirilmeye, kullanılmaya ve yenilmeye mahkumdurlar.

Çünkü İslamcı örgütler döneme ve sürece göre Siyonistlere tavır alsalar da özünde ABD emperyalizmi ve işbirlikçileriyle uzlaşabilen bir siyasi çizginin temsilcisidirler.

Çünkü halkın yaşamını değiştirecek bir alternatif ekonomik-politik anlayışa sahip değildirler. Kapitalizme, özel mülkiyete karşı değildirler. Bu yüzden emperyalizmle uzlaşırlar ve emperyalizmin kullanımına açıktırlar.

Filistin halkının kurtuluşunu bu niteliklerinden dolayı sağlayamazlar.

17-AKP iktidarının ‘Filistin Sorunu’ndaki tavrı nedir?

Türkiye’deki İslamcılar ‘Filistin Sorunu’nun neresinde yer alıyor, neler yapıyorlar?

26 Haziran 2016 ihaneti: AKP ve Erdoğan, Filistin halkını sattı!

AKP Filistin’i istismar ediyor. İsrail devletiyle hem askeri hem ticari birçok anlaşmalar, bulunmaktadır. Siyonizme, Filistin halkının katledilmesine gerçekten karşı olanlar İsrail’le tüm anlaşmaları fesh ederlerdi. AKP bunu yapmaz yapamaz.

Çünkü o da emperyalizmin kullandığı maşalardan biridir. “One minute” şovlarıyla höyküren AKP kadroları, kapalı kapılar ardında anlaşmaya devam ediyorlar. AKP emperyalizmin en güvendiği “İslamcı” işbirlikçilerden biridir. Ortadoğu halkları AKP’nin halk düşmanı yüzünü şimdi göremese de er ya da geç görecektir. Gazze halkına atılan misket bombalarından Kudüs, El Aksa saldırılarına kadar AKP’nin bu katliam saldırılarında gizli onayı ve parmağı vardır.

Emperyalizmin bölgesel çıkarları gereğince AKP ve İsrail birlikte hareket etmektedirler.

18-Türkiye’de ‘Sol’, ‘Filistin Sorunu’nun neresinde yer alıyor? Neler yapıyorlar?

Emperyalizme karşı müca dele etmeyen tek kurşun bile sıkmayan, tek taş atmayanlar Filistin sorununda da emperyalizme cepheden tavır almamaktadır.

Emperyalizme karşı mücadele etmeyen tek kurşun bile sıkmayan, tek taş atmayanlar Filistin sorununu yaratan ve sürdüren esas olarak da emperyalizmdir.

Bugün “sol”, emperyalizme karşı mücadele saflarını terk etmekle yetinmeyip, ideolojik ve siyasi önderliğini emperyalizmin yaptığı tasfiyecilik ve teslimiyet çizgisine sahip oldukları için “Filistin sorunu”nun çözümünde de esas olarak yokturlar. Ülkemizde sol Filistin’i ne zaman dünya gündeminde yer alırsa o zaman kameralar karşısına çıkıyor. Sol Filistin sorununda sınıfsal boyutunu gözden kaçırır ve Filistin direnişini doğru değerlendiremezler. Filistin ile ilgili ne zaman gündem olsa sadece basın açıklamasıyla kendilerini sınırlarlar. Ne idüğü belirsiz bir barış çağrısı yaparlar. enternasyonalist dayanışmayı dillerinden çıkarmış durumdadırlar. Bugün Filistin halkının yanında olmak emperyalizme ve siyonizme cepheden tavır almaktır. Filistin’in yanında olmak bulunduğumuz her yerde emperyalizm işbirlikçilerine karşı mücadeleyi büyütmektir. Filistin davası en az Filistinli çocuklar kadar bedel ödemektir.

Bugün, bedel ödemekten kaçan, kendine halklara ideolojisine güvensiz “Sol” Filistin davasına sahip çıkamaz hale gelmiştir.

19-Biz Marksist-Leninistler olarak Filistin halkının direnişiyle enternasyonalist dayanışmayı nasıl ele alıyoruz?

51 yıllık tarihimizde bedel pahasına yarattığımız dayanışma örnekleri nelerdir?

“Filistin Sorunu” yani, Filistin’in işgali ulusal ve sınıfsal olarak değerlendirilmelidir. Filistin, tüm dünyada süren sınıf savaşımının temeli olan emperyalizmle halklar arasındaki çelişkinin en koyu en somut haliyle yaşandığı yerdir.

Filistin halkının emperyalizme ve siyonizme karşı savaşı kazanıldığında zafer tüm halkların hanesine yazılacaktır. Kaybedildiğinde ise diğer halklara yönelik daha pervasız bir saldırının önünü açacak bir noktada durmaktadır.

Bu yüzden Filistin davası ezilen halklar nezdinde sadece “direnişçi” bir halk olduğu için destek verilecek bir dava değildir.Filistin halkının mücadelesi maddi-manevi ne yapılması gerekiyorsa öyle sahiplenilmesi ve desteklenmesi gereken bir davadır. Böyle olduğu içinde 69-70 yıllarında ülkemiz devrimci hareketlerinden yüzlerce kişi Filistin’e gitmiş ve Filistinlilerle beraber siyonist İsrail ‘e karşı omuz omuza savaşmıştır. Fakat “sol”un zaman içinde düzeniçileşmesiyle birlikte bu görev bize M-L’lere kalmıştır.

Parti-Cepheli Ali Saban 1988 yılında İsrail siyonizme karşı mücadelenin esas olarak emperyalizme karşı verilen mücadeleden ayrı düşünülmeyeceği için kendi davaları olarak bakmıştır. Bugün de bu bakış açısı değişmemiştir.

Filistin halkıyla gerçek anlamda enternasyonalist dayanışma içinde olanlar sadece ML’lerdir. Parti Cepheli devrimcilerdir. Mahirler siyonist İsrai Başkonsolosu Elfraim Elrom’u kaçırıp siyonizmin döktüğü

Filistin halkının kanlarına karşılık olarak cezalandırmışlardır. Keza İsrail’in her katliam saldırısı anında protesto edilmiş, korsanlar, kepenk kapatmalar yaygın pankartlar, bombalamalar vb. ile Filistin halkının yanında olunduğu gösterilmiştir.

Tarihimiz boyunca Filistin’e yönelik hiçbir saldırıyı cevapsız bırakmadık. Bedeller pahasına enternasyonalist dayanışmayı dün olduğu gibi bugün de sürdürüyoruz.

Filistinli sürgünlerin ellerindeki “Filistin Anahtarları”yla vatanlarının kapısını açmalarında her daim yanıbaşlarında olduk olacağız.

20-Filistin halkının kurtuluşu nasıl gerçekleşir?

Filistin halkının kurtuluşu; Filistin toprakları içinde ve sürgünde yaşayan tüm Filistinlileri, emperyalizme ve siyonizme karşı PASS çerçevesinde yürütülecek silahlı mücadele etrafında birleştirip emperyalizmin bölgedeki jandarması faşist İsrail devletini yıkarak Bağımsız, Demokratik ve Sosyalist Filistin’i yaratarak gerçekleşebilecektir.

Filistin halkı bu hedefe ulusal, sınıfsal, nitelikli tüm örgütlenmeleri Marksist-Leninist bir Parti-Cephe örgütlenmesi etrafında PASS’yi Filistin koşullarına özgü bir şekilde hayata geçirerek ulaşabilecektir.

Sosyal ağlarda paylaşın