Türk Tabipleri Birliği tarafından yapılan açıklamada, 18 ayda 8 binin üzerinde hekimin istifa ettiği
belirtildi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından ülkemizdeki hekimlerin durumları ve çalışma koşullarıyla ilgili
yapılan açıklamada ortaya konulan rakam, durumun ne ölçüde vehamet boyutunda olduğunu göstermeye
yetiyor.
TTB açıklamasında şu vurgu yapıldı:
“Yurt dışında çalışmak için birliğimizden talep edilen iyi hal belgesi yılda 900’lere 1000’lere
ulaşmıştır. Ayda yaklaşık 80 hekim, bu ülkede hekimlik yapmak yerine yurt dışında göçmen doktor
olmayı tercih etmektedir”.
Neden böyle olduğunu, İstanbul Tabip Odası (İTO) Sevinç Özgüner Toplantı Salonu’nda düzenlenen
toplantıda TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı tarafından yapılan
açıklamanın satırbaşlarında görebiliyoruz:
Fincansı o açıklamasında maddeleştirirsek şunları belirtiyor:
• “- Türkiye’de uygulanan özelleştirmeci ve piyasacı sağlık politikaları ile halkın sağlık hakkı
önemli ölçüde elinden alınmıştır.
• – Birçok yerde devlet hastanesi kapatılırken kamu sağlık hizmeti “şirketleştirilmiş” şehir
hastanelerine bırakılmış; özel hastaneler kamunun olanaklarıyla tekeller haline getirilmiştir.
• Genel Sağlık Sigortası (GSS) ile tüm toplumun sağlık sigortasına ulaşacağı algısı yaratılırken
bugün on beş milyona yakın yurttaş sağlık güvencesinden yoksun hale getirilmiştir.
• Yok sayılan birinci basamak sağlık hizmetlerinin topluma nasıl olumsuz yansıdığı pandemi
sürecinde gözler önüne serilmiştir. Sözün özü iktidar yirmi yılda sağlık politikasını iflas
ettirmiştir.”
HEKİMLERİN SORUNLARI:
Yeni bir mücadele sürecinin duyurulması çerçevesinde okunan açıklamada, hekimlerin bugün
yaşadıkları sorunlar, somut olarak ayrıntılandırılmıştır.
Açıklamanın ilgili bölümünde şunlar vurgulanıyor:
- Uzun saatler kesintisiz fazla çalışma, sık nöbet tutma, yoğun iş yükü, şiddete maruz kalma sağlık
ortamlarının olağan hallerine dönüşmüştür. 36 saat hastanelerden çıkamayan genç hekimler, mesai saati
kavramı nedir bilmeyen uzmanlar bulunmaktadır. - Kamunun yanı sıra özel hastanelerde de yoğun emek harcayan hekimlerin emekleri sömürülmekte,
şirket kurdurma ve ciro baskısı gibi ticari zorlamalar ile meslek onuruna yakışmayan uygulamalar ile
karşılaşmaktadırlar.
…
Sorunlarımız yalnızca çalışma saatleri, çalışma alanları, ödemeler ile sınırlı kalmamaktadır.
Mesleğimiz, güvencesizliğin en yaygın olduğu iş kollarından biri haline getirilmiştir. Bu değişim
baskının, mobbingin, ayrımcılığın, eşitsizliğin ve kayırmacılığın alabildiğine yaygın hale gelmesine
neden olmuştur.
…
Uzun zamandır çalışma koşulları, ücretlendirme, özlük hakları konusunda dillendirilen tüm bu sorunlara
yanıtsızlık; emeklilik, istifa, hekim göçü, tükenmişlik, hastalık, intihar, hekime yönelik şiddetle
sonuçlanmaktadır. Yalnızca 2020 yılında, 12 bine yakın beyaz kod verilen sağlıkta şiddet olayı
yaşanmıştır.
…
Sağlık Bakanı Doktor Fahrettin Koca, 2020 yılının ilk 6 aylık süresi zarfında 2 bin 412 doktorun istifa
ettiğini, 522 doktorun özel hastanelere geçiş yaptığını açıklasa da resmi olmayan bilgilere göre 18 ayda 8
binin üzerinde hekim istifası olduğu birliğimize iletilmiştir.
…
İktidar bu korkunç tabloya rağmen hekimleri iş yerlerinde şiddetten, bulaştan koruyacak düzenlemeler
yapmamış, emeğimizin karşılığını vermek yerine ek ödeme yalanlarına sığınmış, hekimlere güvenceli
bir gelecek sağlamak için girişimde dahi bulunmamıştır.
Bu görmezden, duymazdan gelme halinin sonucu olarak hekimlerde bıçak kemiğe dayanmıştır.
GHA YORUM: DOKTORLARIMIZ; ÜLKENİZİ TERKETMEYİN!
Doktorlara dayatılan çalışma koşulları ağırdır. Bu tartışılmazdır.
Ancak bu koşullar, mesleği ve ülkeyi terketmenin değil, mücadele etmenin gerekçesi olarak
görülmelidir.
Hiçbir doktor, koşullar ne kadar zor olursa olsun, ÜLKESİNİ TERKETMEMELİDİR.
İstifa, bir çözüm değildir. Başka iş kollarında koşullar daha mı insanidir? Hayır!
Her yerde, insanca koşullarda çalışma ve insanca yaşamanın asgari şartı örgütlenmek ve mücadele
etmektir.
Direnişin olmadığı yerde, tüm meslek dallarında,
ister bir işçi olun, ister doktor, mühendis, avukat, tekellerin sizi köleleştirmek isteyeceği açıktır. Sizi
bunaltacakları açıktır.
Baskının karşısında tek çözüm, direniş ve örgütlenmektir.