ÜLKEMİZDE BİR ASIRLIK 1 MAYIS MÜCADELESİ…
1 Mayıs mücadelesi ülkemizde de yüzyılı aşkın süredir sürüyor. 1 Mayısın ülkemizdeki bir asırlık tarihi, baskılar, yasaklar tarihidir. Bu zaman hep yasaklandı. Bir hak olarak elde edildiğinde, gasp edildi. Kendi özünden koparılmaya çalışıldı.
1 Mayıs bayrağı, devrimcilerin ödediği bedeller sayesinde bugüne kadar hep alanlarda dalgalandırıldı. Bu tarih bir yandan oligarşiyle verilen mücadelenin öte yandan oportünizme, reformizme karşı yükseltilen mücadelenin tarihidir.
Emperyalist İşgal Altında 1 Mayıs!
Ülkemizde ilk 1 Mayıs kutlaması 1905’te İstanbul’da yapıldı. 1 Mayıs, 1909’da Üsküp’te Türk, Bulgar, ve Sırp işçilerinin katılımıyla kutlandı. 1910’da ise, Selanik ve birkaç Rumeli şehrinde, 1911’de İstanbul, Edirne, Selanik ve Trakya’da 1 Mayıs mitingleri yapıldı. 1911’deki bu 1 Mayıs’ta, Selanik’te yük arabası sürücüleri, mavnacılar, limon yükleme ve boşaltma işçileri iş bıraktı.
1920-21’de ise Anadolu İngiliz, Fransız, İtalyan emperyalistlerinin işgali altındaydı. İşgal altındaki Anadolu’da işçiler yine de 1 Mayıs’ı kutladılar. Emekçilerin talebi, işgale karşı bağımsızlık idi.
50 Yıllık Yasak
1920 tutuklamaları ile işçi sınıfının bu gelişimini engellemek amacıyla işçi önderleri tutuklandı. Bu, devletin onyıllarca sürdüreceği sistemli saldırılarının da başlangıcıydı.
Bir yandan işçilere, önderlerine karşı tam bir terör uygulanıp tutuklamalar yapılırken öte yandan İzmir İktisat Kongresi’nde 1 Mayıs’ın işçi bayramı olarak kutlanması kararı alınıyordu.
Ulusal Kurtuluştan sonra, 1924’te 1 Mayıs Türkiye Amele Birliği Genel merkezi önünde kutlandı. Yeni Devletin 1 Mayıs’ın yasal olarak kutlanmasına tahammülü bir yıl sürdü. 1925’te Takriri Sukün Yasası’yla birlikte tüm sendika ve işçi örgütleri yasaklandı. Bu dönemden sonra 50 yıl sürecek yasaklı yıllar başladı. Yaklaşık yarım asır boyunca 1 Mayıs sadece bildiri dağıtımı ve sınırlı toplantılar düzeyinde kutlanabildi.
1960’lar; 1 Mayıs’ın İçini Boşaltma ve Çarpıtma Dönemi
’60’lı yıllar yeni anayasayla birlikte “nispi demokratik ortam”ın geliştiği bir dönemdir. Ancak buna rağmen 1 Mayıs’ın devrimci kimliğiyle kutlanmasına izin verilmedi. Burjuvazi 1 Mayıs’ı “Bahar Bayramı” yapmayı deneyerek içini boşaltmak istedi. Ancak başaramadı.
Sarı Sendika Türk-İş, 24 Temmuz 1963’te “Toplu iş sözleşmesi, Grev, Lokavt Yasası”nın kabul edilmesini gerekçe göstererek, 24 Temmuz’u “İşçi Bayramı” ilan etti. 1 Mayısı bu yolla tasfiye etmek istediler. Yine başaramadılar. Ancak emekçiler, sosyalistler, devrimciler için 1 Mayıs kavga günü, mücadele günü, işçi bayramı olmaya devam etti.
1976: 50 Yıl sonra ilk kez… 1977; Katliam!
1976 1 Mayıs’ında faşist “Milliyetçi Cephe” iktidarının baskılarına karşı 120 bin emekçi Taksim alanına çıktı. 1 Mayıs mitingi, 12 Mart sonrasının en kalabalık, en coşkulu mitingiydi. Devrimciler ve devrim mücadelesi giderek ön plana çıkıyordu. Fabrikalarda, kondularda, okullarda, köylerde devrimci mücadele büyüyordu. 1 Mayıs’ın kitleselleşmesi döneminin başlangıcıydı bu yıl.
Faşizm, bu gelişmenin önünü kesmek için 1977 1 Mayısında katliam gerçekleştirdi.
Faşizm, katliam için çok önceden harekete geçti. Aradığı provokasyon zeminini oportünizm ve revizyonizm sayesinde buldu. TKP’li revizyonistler, Halkın Kurtuluşu, Halkın Yolu, PDA, Halkın Birliği gibi grupları “alana sokmayacaklarını” ilan ederken diğer gruplar da “gireceklerini” belirtiyordu. İki grup birbirini “Maocu Bozkurt”, “Sosyal Faşist” diye suçlayıp ortamı gererken, faşizm bu zemini kullanarak “1 Mayıs’ta kan akacak, gitmeyin” çağrıları yapıyordu.
Buna rağmen 500 bin emekçi Taksim’de toplandı. DEV-GENÇ tüm engellemelere rağmen 50 bin kişilik kitlesiyle, coşkusuyla, devrim ve sosyalizm inancıyla alana girdi.
Oportünist ve revizyonist gruplar arasında itiş-kakış başladığında, katliam da başladı. Kontrgerilla güçleri, kitleye otomatik silahlarla kurşun yağdırdı. Kurşunlarla ve panik içinde kaçışmaya çalışan insanların yarattığı izdiham sonucu 35 emekçi katledildi.
1978; 200 Bin Emekçiyle Katliamı Cevap… 1979; Sıkıyönetim!
1ı Mayıs yaklaşırken oligarşi, halka gözdağı vermek amacıyla ’77 katliamını hatırlatıyordu. 1 Mayıs öncesi İstanbul kuşatıldı. İstanbul’a giriş çıkışlar kontrol altına alındı. Fakat 77’deki katliamın yarattığı öfke Türk İş’e bağlı bazı sendikaların bile Taksim’e çıkmalarını sağladı. 200 bin emekçi Taksimdeydi o gün. 200 bin emekçi katliama cevaptı.
1978 Aralığındaki Maraş Katliamından sonra, İstanbul’un da içinde bulunduğu 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi. 79 1 Mayıs’ına sıkıyönetim altında girildi. Taksim’de 1 Mayıs yasaklandı. DİSK “1 Mayıs’ı 1 Mayıs Alanında Kutlayacağız” açıklamasını yapsa da Taksim’e çıkacak cesareti gösteremedi.
Devlet katliamlarla engelleyemediği 1 Mayıs’ı yasaklarla engellemek istiyordu. 1979, 1 Mayıs’ın ve Taksim’in yasaklandığı yılların başlangıcı oldu.
Yasak, 1980’de ve 12 Eylül faşist cuntasının hüküm sürdüğü 1980’li yılların ilk yarısı boyunca sürdü.
1989; Mehmet Akif Dalcı’nın Elindeki Taş!
1988-89-90’lı yıllar, genel olarak mücadelenin ve buna bağlı olarak 1 Mayıs’ı yeniden kazanma mücadelesinin yükseltildiği yıllardır.
’89’da Taksim polisin işgali altındaydı. Devrimciler bu işgali çatışa çatışa açacak ve Taksim’e çıkacaktı. Bu çatışmalarda Devrimci Sol Güçler’den Mehmet Akif Dalcı, polis tarafından vurularak şehit düştü. Elinde taşıyla Dalcı, o günden sonra 1 Mayıs mücadelesinin simgesi haline geldi. 1989 1 Mayıs’ı, bir şehit, yüzlerce yaralı ve yüzlerce tutsakla kazanıldı.
1989’da kazanılan 1 Mayıs’ın meşruluğu 1990 1 Mayıs’ına damgasını vurdu. “1 Mayıs yasallaşmalıdır” talebi her kesimden yükselmeye başladı.
‘91 1 Mayıs’ında ise “1 Mayıs’ın yasallaştırılması”nın zaferi yaşandı. Diyarbakır, İzmir, Adana, İzmit, Bursa, Ankara ve Mersin’de 1 Mayıs mitinglerine izin verildi. İstanbul’da görünürde bir yasak yoktu ama baskılar, baskınlar, gözaltılar haftalar öncesinden başladı. İstanbul baskılarla, gözaltılarla 1 Mayıs savaşına devam ediyordu.
92’den itibaren yasal 1 Mayıslar kutlandı. Devrimciler kazanıyorlardı 1 Mayıs hakkını. Ama buna rağmen sendikalar salona hapsetmeye çalışıyorlardı.
93 1 Mayıs’ı öncesi demokrat kurumlar basılarak 2 öğrenci katledilmişti. Bu katliam emekçilere işçilere öğrencilere bir gözdağıydı. İstanbul Abide-i Hürriyet’te 30 bin kişilik bir kitle toplandı.
1994-95-96… Umudun Büyüyen Korteji
94 1 Mayıs’ı yüzbini aşkın kitlesiyle 78 1 Mayıs’ından sonra en kalabalık 1 Mayıs oldu. Bu 1 Mayıs’ın örgütlenmesinde, devrimcilerin alanları kitleselleştirme politikası hakimdi. Devrimciler için 1 Mayıs, devrim mücadelesini büyütmenin bir parçasıydı.
95 1 Mayıs’ı klasik ‘olay çıkacak’ demagojileriyle yapıldı. Kadıköy Meydanı’nda 70 bini aşkın emekçi toplandı. Umudun kortejinde 15 bin kişi yürüyordu.
1996’da Kadıköy’de yapılan 1 Mayıs kutlamasında, kitle daha toparlanamadan Hasanpaşa’da 2 devrimci katledildi. 1 Mayıs Ateş altında başladı. Saldırılara rağmen 100 bini aşkın kitle katıldı. 1 Mayıs’a 30 bin kişilik kortejiyle katılan Cephe, disipliniyle, görkemiyle, içeriğiyle tüm halkın ve burjuva basının bile dikkatlerini üstüne çekti; “akıl-sır erdirilemeyen bir kitlesellik”ten bahsedildi burjuva basında.
1997-2003; 1 Mayıslar’ın Adresi Abide-i Hürriyet!
1997-2003 yıllarında yine 1 Mayıs’ın salonlarda kutlanması tartışıldı. 1996’daki katliam yine bazılarının gözünü korkutmuştu. 1 Mayıs’ın meşruluğuna inanmayanlar, sürekli devletten icazet bekleyenler hep salonda kutlama tartışması yaptılar.
Bu yıllar boyunca devrimcilerin politikaları ve kararlılıkları sonucunda 1 Mayısın salonlara hapsedilmesine izin verilmedi. 2001 ve sonrası yıllarda tecrit, F Tipi hapishaneler, ölüm oruçları da 1 Mayıs’ın gündemiyle birleştirildi.
2004’te 2 ayrı miting yapıldı. Türk İş ve onun peşine takılan çeşitli sendikalar ve siyasi hareketlers, Abide-i Hürriyet’te, devrimciler öncülüğünde ise, DİSK, KESK ve çeşitli kurumlar, Saraçhane’de 1 Mayıs’ı kutladı. 2004’ün önemi Abide-i Hürriyet Alanına sıkışmış kalmış olan emekçilerin gündemine başka alanlar ve özünde Taksim’in sokulması bu konuda yerleşmiş olan statükoların aşılmasıdır. Saraçhane’deki 1 Mayıs’la reformizm ve devrimciler arasında kalın bir çizgi çizilmiştir.
2005-2006’da ise 1 Mayıs Kadıköy Meydanı’nda kutlanırken Taksim hedefi kitlelere maledildi.
- SÜRECEK –