17 aya yakın süredir tutuklu bulunan İhsan Cibelik, Özgül Emre ve Serkan Küpeli’ni mahkemesi Düsseldorf’da görülmeye devam edildi. 129Ab davası 25 Ekim Çarşamba günü devam etti. Mahkemeye çıkan tutsaklardan Özgül Emre davayı izlemeye gelenlere “Armutlu’da evleri basıp gözaltı terörü uygulayan faşizmle Gazze’de Filistin’de, Filistin halkının kanını döken siyonizmin beslendiği yer aynıdır. Emperyalizm açlıkla, gözaltıyla, tutuklamalarla, katliamlarla halkları teslim alamayacak. Emperyalizm yenilecek direnen halklar kazanacak” diyerek seslendi.
Avukatların bir önceki celsede savcının delil olarak dosyaya ilave etmek istediği dijital kartın delil olarak kabul edilemeyeceği yönündeki talep savunma tarafından yinelendi. Bununla ilgili gerekçelerini sunan avukatlar özetle şöyle dedi: SD kartın ele geçirildiği iddia edilen tarih, polise verildiği tarih, açıldığı ve mahkemeye sunulduğu tarih sorunlu. Ayrıca açılan dosyalarda karışıklık ve çelişki var. Bunun yanında rapor olduğu iddia edilen yazının kim tarafından ve kime yazıldığı, ne zaman yazıldığı belli değil.”
Savcı söz alarak “itiraz etmenize nedense hiç şaşırmadım” diyerek başladığı konuşmasında SD kartın içeriğindeki çelişkilerin, DHKP-C kadrolarından kaynaklandığını savundu. Yani dosyaların karışıklığı, zaman ve içerikte çelişki olmasının sebebinin kriminal daire ve polisten kaynaklanmadığını söyleyerek hukuksuzluğu savundu.
Avukatların SD kartın ele geçirilişinde, polisin el koymasında, hiç bir yasal prosedür uygulanmadığını, SD kartın bir nushasının avukat veya sanık veya sanıklara verilmesi gereğinin yerine getirilmediğini, ele geçirildiği tarihten bugüne geçen sürede dijital delil üzerinde değişiklik, ilave yapılmasının teknik olarak mümkün olmasının yarattığı şüpheden dolayı söz konusu SD kartın delil olarak kullanılamayacağını hatırlatmasına ise savcı bilinen cevaplarını yineledi.
Ayrıca dosyaların tek tek değil topluca, zaman mekan farkı olmaksızın birleştirilmiş olması objektif olarak sorun ve şüphe yaratıyor. Avukatların taleplerinden sonra ara verildi.
Daha sonra “gençlik inşa” isimli dosyanın okunması ile devam eden mahkemede avukatlar dosyanın içeriğine yönelik özetle şunları söyledi.
Kim tarafından kime yazıldığı belli değil. Bu yanıyla dikkate alınacak bir delil değil.Yazıldığı iddia edilen raporda suç olarak kabul görülecek hiç bir nokta yok.” “ Dev-genç meşru bir örgütlenme. Onlarca yıldır var ve üyesi olmak suç teşkil etmez” diyerek savcının sunmak istediği SD kartın suç delili olamayacağı savunuldu.
Savcı ise yine “dev-genç tek başına illegal, ancak DHKP-C’nin gençlik yapılanması olduğu için illegal” diyerek küçük dil hareketiyle Dev-genç’i illegal ilan etti.
Anayasayı koruma örgütüne ajanlık faaliyetinde bulunan birinin ifadelerinin bir kısmının okunmasını isteyen savcının bu talebine avukatlar itiraz etti. Avukatlar “Zaten anayasayı koruma örgütünün mantığıyla çalışan ve aynı mantıkla hazırlanan ifade mahkemeyi yanıltabilir. Sonuçta Anayasayı koruma örgütü’nün ajanının ifadesidir ve okunacaksa savcının istediği kısım değil tamamı okunmalıdır.” dedi.
Öğleden sonra saat 15 sularında mahkeme ertesi gün devam etmek üzere sonlandırıldı.
Celse sonunda avukatların hakimle yaptığı görüşmede İhsan Cibelik’in tedavi talebi iletildi. Bununla ilgili gelişme ertesi gün yapılacak celsede daha belirgin olacağını dile getiren avukatlar “ammeliyat olacak bir tutsağın cezası ertelenmek zorundadır” dedi.