Ölüm orucu direnişçisi Aytaç Ünsal’ın tutulduğu Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde nöbet başlatıldı. Bugün hastane önünde Tutuklu Avukat Aileleri tarafından yapılan açıklamada, Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ı “yaşatmak için dayanışma” çağrısı yapılarak, iki hastane önünde de yaşatma nöbeti başlattıkları ilan edildi.
Hastane önünde yapılan açıklamaya, ölüm orucundaki iki avukatın yakınları, avukatlar ve yoksul mahallelerden, kamu emekçilerinden halk katıldı.
Açıklama sırasında “Devrimci avukatlar onurumuzdur”, “Zorla müdahale işkencedir”, “Ebru ve Aytaç’ın talepleri kabul edilsin” sloganları atıldı.
Hastane Önünde İlk Dakikadan İtibaren Yaşatma Nöbeti
Bilindiği gibi iki ölüm orucu direnişçisi, 30 Temmuz’da zorla müdahale için hücrelerinden zorla alınarak iki ayrı hastaneye yatırıldı.
Direnişçileri taşıyan sedyeler iki hastanenin kapısından içeri girdiği andan itibaren, hastane önünde bir nöbet de başladı.
Ebru Timtik, Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi’ne, Aytaç Ünsal ise Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne konulurken, tutsak yakınlarının sahiplenmesi sonucunda ikisinin yanına da refakatçı verilmesi talebi kabul ettirildi.
Aileler Soruyor: “YARGITAY NEYİ BEKLİYOR?”
Hastane önünde yapılan açıklamada, tutuklu avukatlardan Engin Gökoğlu’nun eşi Meral Gökoğlu bir konuşma yaparak şunları belirtti:
“Dosya Yargıtay’da. Ne var ki Yargıtay aylardır dosya hakkında bir karara varmış değil! Öncelikle Yargıtay’a soruyoruz; neyi bekliyorsunuz? Adil yargılanma hakkının sağlanması bu kadar zor mu? Ebru ve Aytaç’ın sağlıkları gittikçe kötüleşiyor, onları kaybetmek istemiyoruz. Onlar da ölmek değil, adil ve adaletli bir şekilde yaşamak istiyor”.
“Ya sakatlık ya ölüm istiyorlar.”
Meral Gökoğlu konuşmasının devamında, halkın avukatları hakkında hiçbir suç kanıtlanamadığını, hukuksuz bir ceza verildiğini, iki avukatın direnişinin hukuksuzluğa karşı direniş olduğunu vurgulayarak şunları ekledi:
“Ebru ve Aytaç’ın tahliye edilmeleri gerekirken, tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Bu yetmezmiş gibi bir de hastaneye sevk edildiler. Ebru ve Aytaç tedavi olmak istemiyor, onlar istemezken hastanede tutuluyorlar. Adil yargılanma talepleri, dolayısıyla yaşamaları için bir adım atmak, bir yol açmak değil, yaşamları konusunda kafa yorulmaksızın sonucu ölüm olacak olan zorla müdahale niyetindeler. Ya sakatlık ya ölüm istiyorlar.”
Hapisten Daha Ağır Hapisteler
Aileler, iki ölüm orucu direnişçisinin tutulduğu hastane koşullarına da değinerek şunları belirttiler:
“Hapisken daha ağır hapisteler şimdi. Gece odanın ışığının kapatılmaması gibi bir dizi işkence ağır koşulların somut örneklerinden biri. Ebru ve Aytaç’ın adil yargılanma hakları ellerinden alındı, şimdi yaşam hakları ellerinden alınmak isteniyor.”
“Yaşatmak İçin Dayanışmaya”
Meral Gökoğlu, açıklamasını bir çağrıyla bitirdi. Gökoğlu şöyle dedi:
“Şimdi hep birlikte adil yargılanmaları için, tahliye edilmeleri için harekete geçelim. Bu zamana kadar yaptıklarımızın daha fazlasını, en iyisini yapalım. Onlar halk için mücadele etti, şimdi biz de onları yalnız bırakmayalım. Onları yaşattığımız gün bizim gururumuz olacak. Bunca yaşadığımız adaletsizlik, hukuksuzluk son bulmalı. Aileleri olarak her iki hastanede de nöbetteyiz. Onları sesi soluğu olacak, onları yaşatacağız. Herkesi Ebru ve Aytaç’ı yaşatmak için dayanışmaya çağırıyoruz.”