Yunanistan hapishanelerindeki Türkiyeli devrimcilerden Şadi Özpolat’tan sonra da Halil Demir, açlık grevine başladı.
Çünkü;
Yunanistan iktidarı, Türkiyeli devrimcilere karşı baskı politikalarını sürdürüyor.
19 Mart tarihinde Yunanistan’ın başkenti Atina’da devrimcilere yönelik yapılan polis saldırısı sonucunda 25 devrimci zorbalıkla, işkencelerle gözaltına alındı.
19 Mart gecesi 15 kişi serbest bırakılırken 11 Türkiyeli devrimci, 24 Mart sabahı savcılığa çıkartıldılar ve haksız, hukuksuz, kanıtsız tutuklandılar.
Tutuklama kararının ardından 11 devrimci, Koronavirüs bahanesiyle günlerce Emniyet Müdürlüğü’nde bekletildiler. Sonrasında ise, Yunanistan’ın farklı bölgelerinde bulunan hapishanelere dağıtılarak, tecrit politikası uygulandı.
Gözaltı ve Tutuklamalarda İşkence
Yunanistan polisi ve gizli servisi, operasyonun gerçekleştiği günden itibaren gözaltına aldığı devrimcilere karşı zorbaca davrandı. İşkencelere başvurdu. Gözaltındakilere ters kelepçe işkencesi yapıldı. Ölüm orucu gazileri bile yerlere fırlatılıp ters kelepçe takıldı, kafalarını araba gövdesine vurdular. Tekmelerin, küfürlerin, hakaretlerin haddi hesabı yoktur.
Baskın sırasında İsmail Zat’ın koluna operasyonlarda kullanılan ve geçici süreli baygınlık geçirten flashbang silahı sıkıldı ve Zat’ın kolu yakıldı. Halil Demir’in gözüne ve yüzüne aldığı darbeler sonucu yüzünde kısmı felçlik oluştu.
Baskılar Yunanistan Hapishanelerinde Sürüyor
Hapishaneye götürülen tutuklulara hapishanede “Burada Politik Tutsak Tanımıyoruz” denilerek gözdağı verilmiş, onursuz üst araması dayatılmıştır.
Grevena hapishanesine götürülen Halil Demir’e de onursuz üst araması yapılmak istenmiş ve Halil Demir bu onursuz aramaları kabul etmeyerek, 30 Mart’ta koğuşa götürülmemesi üzerine açlık grevi direnişine başladı.