
Sırrı Süreyya NOW televizyonunda bir programa çıkmış. Anlatıyor.
“Diyorlar Sayın Bahçeli görüşmek istiyor.
Diyafonu aldım.
Sağlığımı sorduğunda
“Barışı görelim, ondan sonra allah emanetini alsın” dedim.
Olur mu efendim dedi, daha barış halayı çekeceğiz memlekette, öyle kendinize kondurmayın” dedi.
Konuşmamı nasıl buldunuz diye sordu.
Dedim çiviyi arş-ı alaya çaktınız, henüz boyumuz yetmiyor değerlendirmeye.
Selahattin Bey’in bir ihtiyacı olup olmadığını sorma asaletini gösterdi.”

Ne çabuk unutmuş Sırrı.
Bu sözler de Bahçeli’ye ait, CHP’yi eleştirirken söylüyor:
“İktidar olduklarında terörist Demirtaş’ı, sarhoş Osman Kavala’yı serbest bırakacaklarını ifade etmiş.
Sorarım sana, Öcalan canisini de serbest bırakacak mısın?”
Bu da Bahçeli’nin çok uzak olmayan bir zaman önce yine aynı kürsüde yaptığı konuşmadan.
O zaman “asalet”i yokmuş demek ki..
Ya da yalakalık öyle bir hastalık ki, insanda zihni bulanıklık da yaratıyor.
Sırrı’nın da zihni bulanmış.

Her vesileyle “ŞEREFİM üzerine yemin ederim” diyor.,
“Ocalan’ın mektubunda, görüşmelerde hiçbir şart konulmadı, şerefimle temin ederim diyor.
“Şerefim, geçmişim üzerine yemin ederim ki AKP ile, seçim, anayasa, cumhurbaşkanlığı hiçbir konuyu konuşmadık” diyor.
Aslında ayağın kaldırıp yemin etmek gibi. ÇÜNKÜ OLMAYAN, KALMAYAN BİR ŞEY ÜZERİNE YEMEN EDİYOR.
Yalakanın şerefi olur mu?