Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Aytaç Ünsal, geçtiğimiz yıl 9 Aralık’ta Edirne’de gözaltına alınmış ve kendisine hem gözaltına alırken, hem götürüldüğü polis merkezinde işkence yapılmıştı.
İşkence, doğrudan İçişleri Bakanlığı talimatıyla yapılmıştı. Bunun devamı olarak da Ünsal’ın işkence görmüş halini gösteren resimleri gazete ve televizyonlara servis edilip yayınlaştırılmıştı. Faşist iktidar, bu resimlerle avukatlara, aydınlara, tüm halka gözdağı vermeyi amaçlamıştı.
Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatları, bu olayın hemen arkasından işkencecilerle ilgili suç duyurusunda bulunup soruşturma açılmasını istediler. Ancak Edirne Valiliği, böyle bir şikayetin “görevli polisleri” zor durumda bırakacağı gerekçesiyle soruşturma izni vermedi.
HHB auvkatları, bu gerekçelere alışık oldukları için, yılmadılar, vazgeçmediler ve hukuk yollarından itirazlarını sürdürdüler.
Edirne Bölge İdare Mahkemesi, geçtiğimiz hafta, faşizmin mahkemelerinden artık beklenmeyecek bir karar verdi. Mahkeme, özetle, işkencenin polisin görevlerinden kaynaklanan bir durum olmadığını belirterek, bu nedenle soruşturma için izin istenmesine gerek olmadığına hükmetti.
HHB tarafından yapılan bir açıklamayla bu gelişme duyurulurken, soruşturmanın takipciszi olunacağı belirtildi.
HHB açıklamasının tam metni aşağıdadır:
28.7.2021
AYTAÇ ÜNSAL’A YAPILAN İŞKENCENİN SADECE SORUŞTURULMASININ SAĞLANMASI İÇİN 8 AY GEÇMİŞTİR
“Büromuz avukatı Aytaç Ünsal, 9.12.2020 tarihinde Edime’de gözaltına alınmış ve tedavisi devam
ederken tutuklanmıştı. Aytaç’ın gözaltında kafasının yere sürtülmesi, bedeninin yerlerde süıüklenmesi neticesinde yüzünde açıkça görülen işkence izleri oluşmuştu.
İşkence nedeniyle yaptığımız suç duyurusu ise Edime Valiliği tarafından polisler için soruşturma
izni verilmemesi nedeniyle sürüncemede bırakılmıştı.
Soruşturma izni alınması, görev sırasında görevden kaynaklanan suçların yargılanmasında kullanılan özel bir usuldür. Bu karar için Edirne Emniyet Müdürlüğü’nün kameralarının silindiği gibi çok alışıldık bir gerekçe gösterilmişti.
Bunun yanında “böyle bir şikayette bulunmasının görevli polis memurları hakkında gerçek dışı iddialarda bulunarak zor durumda bırakmak olduğu kanısını” da sıkıştırmışlardı.
Gerçek dışı olan, işkenceye, “kademeli zor kullanma” diye bir ad takmalarıdır.
Soruşturma izni verilmemesine yaptığımız itiraz; darp ve işkence fiillerinin polislerin görevleriyle
ilgili olmadığı için soruşturma izni istenmesine gerek olmadığı gerekçesiyle kabul edildi.
Bölge İdare Mahkemesi işkence suçunun polislerin görevinin niteliğinden kaynaklanmadığı tespitini yapmıştır. Elbette insanlık suçu olan işkence hiçbir görev tanımı kapsamına alınamaz, hiçbir görevin gereği sayılamaz.Ne var ki ülkemizde işkence suçunu işleyen binlerce kamu görevlisi varken bu suç nedeniyle yargılananların sayısı bir elin parmaklarını geçmez, ceza almaları ise ancak halkın mücadelesiyle mümkün olur.
Aytaç’ın gözaltına alındığı haberi İçişleri Bakanlığı tarafından duyurulmuştu. Sistematik biçimde ve açıkça İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla işkence yapılmıştır. Aytaç’ın yeniden tutuklanması için demagojiler yaratılmış, Aytaç’ın yaralı yüzünü ana haberlerine kadar çıkarmış, gözaltının her anını kaydedip basına servis etmişlerdir. Bu anlarda umdukları, aradıkları tek bir “ah” ise onu da bulamamışlardır.
İşkenceci polislerden ikisi hakkında verilen soruşturma izni sadece polisler hakkında bir soruşturma yürütülmesini sağlayacak. Bu soruşturmanın takipçisi olacağız. İşkencenin cezasız bırakılmaması için her türlü olanağımız ile mücadele edeceğiz.
İŞKENCE İNSANLIK SUÇUDUR!
AYTAÇ ÜNSAL’A ÖZGÜRLÜK!”
