
Tokat Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Şık Makas Fabrikası’nda işçiler, ücretlerinin ödenmemesine ve işten çıkarmalara karşı 12 gün önce direnişe geçtiler.
Fabrika önüne direniş çadırı kuran işçiler, 12 gündür direniş çadırında nöbet tutuyor ve “Hakkımızı alana kadar buradayız” diyorlar.
Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Şık Makas fabrikasında işçiler, yetkili sendika Öz İplik-İş’in işbirlikçiliğine karşı Birtek-Sen bünyesinde örgütlenmeye başladılar.
Patronun ve Öz İplik-İş’in baskılarına rağmen işçiler geri adım atmadılar. Patron ve sarı sendika işbirliğiyle işçileri Birtek-Sen’den istifa ettirip yeniden Öz İplik İş’e üye yapma manevraları da boşa çıkartıldı.
Patron, sindiremedeği işçileri tazminatsız işten çıkarmaya başladı. maaşlarını talep eden yaklaşık bin 300 işçi, “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış” anlamına gelen 22 kodu ile işten çıkarıldı. Ücretleri ödememeye başladı.

İşçiler de bunun üzerine 12 gün önce direnişe geçtiler.
“Biz dilenmiyoruz, hakkımızı istiyoruz. Bölünmemeye yemin ettik” diyen işçiler, işçilerin sendikal temelde bölünmesine karşı da tavır alarak ” bölünmemeye yemin ettik” dediler.
Çadır önünde yapılan açıklamalarda Şık Makas’taki durumun Türkiye tekstil sektöründeki genel tabloyu yansıttığı vurgulanarak şunlar belirtildi:
“Tokat’taki bu fabrikada sene başından beri işçiler düzenli maaş alamıyor. Her ay ücretler gecikti, son aşamada neredeyse üç aylık maaş içeride kaldı. Altı Ekim’de ödenecek denmişti, o gün de yatmayınca işçiler iş bıraktı. Yasal olarak da ücretleri geciktiği için işten kaçınma haklarını kullandılar. Yaklaşık bir haftadır bu eylem sürüyor.”
Fabrikada yaklaşık 800 işçi Birtek-Sen’e üye olmuş durumda.
İşçilerin eylemine ilk gün sahip çıkar gibi görünen Öz İplik-İş Sendikası, ertesi gün direnişin karşısına geçti.
İşçiler ise, onyıllardır aylara, yıllara yayılan direnişler gerçekleştiren devrimcilerden, devrimci işçilerden, kamu emekçilerinden öğrenerek şöyle diyorlar:
‘Almadan buradan gitmek yok. Yağmur da olsa, çamur da olsa çadır kurup ‘hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için’ diyerek hakkımızı alacağız.”
