28 Baro ortak bir açıklama yayınlayarak, faşizmin mahkemelerinin ÇHD ve Halkın Hukuk Bürosu avukatlarına verilen cezalara karşı, halkın avukatlarının yanında saf tuttular. “Savunmayı Savunmaya Devam Edeceğiz” diyerek, faşizmin kararına meydan okudular.
DİRENİŞ, HALKIN AVUKATLARINI DİRENİŞİ, TECRİT ETME VE YALNIZLAŞTIRMA POLİTİKASINI TERSİNE ÇEVİRMİŞTİR.
28 Baro’nun ortak açıklaması, halkın avukatlarını terörize ederek, tecrit etme politikasının boşa çıktığının, dahası tersine çevrildiğinin göstergesidir. Halkın avukatları, canlarını ortaya koydukları direnişlerle, mahkeme salonundaki uzlaşmaz tavırları ve bilgi dolu, tarih dolu savunmalarıyla, AKP faşizminin “terörize et, tecrit et, yalnızlaştır” politikasını bozmuşlardır.
Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın ölüm orucu direnişleri, “adil yargılanma” talebini dile getirirken, asıl olarak dünyaya yeni bir avukatlık anlayışını göstermiştir. “Avukat, mezarda bile hak aramaya devam eder” diyen Ebru Timtik, “tutsakken bile müvekkillerimizi savunmak görevimizdir” diyen Aytaç Ünsal’da somutlanan bu avukatlık anlayışı ve bu avukatlığın direnişi, dünyana geniş yankı buldu, Avrupa ve Dünya çapında örgütlü avukat örgütlenmeleri tarafından sahiplenildi.
Devlet “bunlar terörist” derken, dünyanın her milliyetten ve her inançtan ve her görüşten avukatları, halkın avukatlarını ve halkın avukatlarının “avukatlık anlayışını” sahiplendiler. Faşist Devlet, “böyle bir avukatlık bu topraklarda olmayacak” diye halkın avukatları hakkında arama kararları çıkartıp, yüzlerce yıl hapis cezaları verirken, ülkemizin baroları, başka ülkelerin baroları, “biz sadece meslestaşlarımızı sahiplenmiyoruz, onların hukuk ve avukatlık anlayışını sahipleniyoruz” diye çıktılar faşizmin karşısına. Faşizmin “terörist!” diye yaftalayıp mahkum etmeye ve tecrit etmeye çalıştığı bir avukat -Ebru Timtik- adına, “Adil Yargılanma Ebru Timtik günü” ilan edildi. Bugün 28 baro ve ayrıca açıklama yapan başka barolar, “halkın avukatları yalnız değildir” diyorlar.
“Zor oyunu bozar” diye bir söz vardır. Biz şöyle diyoruz: “Direniş oyunu bozar”. Faşizmin politikalırını bozacak tek güç, direniştir. Halkın avukatları, hapishanelerde direnmekten, ölüme yatmaktan, kürsülerdeki tarihi savunmalarına kadar, tutsaklıklarının ilk anından bugüne kadarki direnişleriyle, faşizmin politikalarını bozdular ve TERSİNE ÇEVİRDİLER. Artık tüm dünyanın tanıdığı, artık tüm dünya hukuk çevresinin “hukuk!” konusundaki düşüncelerine kulak verdiği, mahkeme salonlarında hukuk ve adalet dersi veren, düzenin çizdiği sınırların dışında bir avukatlığın mümkün olduğunu savunan ve pratikte gösteren bir avukatlar ordusu var.
Halkın hukuk bürosunun avukat ordusu, hukuk ve adalet alanındaki savaşın en önündeler. Bu tarihi anın iki sonucu var:
Birincisi; Direnişleriyle, savunmalarıyla tarih yazan halkın avukatları, açıkça görülüyor ki, yalnız değiller. İkincisi; Halkın avukatlarını mahkeme salonlarında ve faşizmin karşısında yalnız bırakmayan ülkemiz ve dünya baroları, hukuk ve adalet adına onurlu bir tavır sergilemişlerdir.