Newroz.. “yeni gün” demek. “Günün ışığı” anlamında da kullanılıyor.
Onlar… Mazlum, Zekiye, Rahşan ve Cengiz, kibritini kendilerinin yaktığı ateşle karanlıkların ortasında günü aydınlattılar.
Kendi halkları için, dünya halkları için ateş oldular.
Yıl 1982… 20 Mart’ı 21 Mart’a bağlayan gece.. Yer, zulmün kol gezdiği, can aldığı Diyarbakır zindanı… Zindanın bir koğuşunda üç kibrit çakıldı. PKK Merkez Komitesi üyesi Mazlum Doğan, Diyarbakır Askeri Hapishanesi’nde baskıları protesto etmek amacıyla bedenini tutuşturup şehit düştü.
Yine bir 21 Mart günündeyiz. Yine Diyarbakır… Diyarbakır burçları. Yıl 1990. Zekiye Alkan öğlen saatlerinde dingin ve kararlı adımlarla burçlara tırmandı ve orada bedenini ateşe verdi. 25 yaşındaydı. Feda eylemini gerçekleştirdiği yere bir not bıraktı: “Newroz ateşi, çalı-çırpıyla yakılmaz, Newroz ateşi en iyi insan ateşiyle yanar.”
İki yıl sonra.. Faşizm, 1992 Newroz’unu kana buladı. Şırnak, Cizre, Nusaybin’de katledildi Kürt halkı. Bir genç kız, isyan etti bu kana. Rahşan Demirel’di genç kızın adı. 17 yaşındaydı Rahşan. İsyanını İzmir Kadifekale’de ateşe dönüştürdü. O da bir not bıraktı geriye. Notta şöyle diyordu: “İsmet Sezgin’e (zamanın İçişleri Bakanı’na) haber veriyorum. Ben kendimi Newroz yapıyorum Kadifekale’de. Newroz kutlanacak… Lastikle olmasa bile, canımızla kutlanacak.”
Yıl 2001… Sincan F Tipi Hapishanesi’nin bir hücresinde harlandı bu kez Newroz ateşi. Ateşi tutuşturan Cengiz Soydaş’tı. 1972 doğumluydu Cengiz. 29 yaşındaydı. F Tiplerine karşı başlatılan büyük direnişin en ön mevzilerindeydi. Bartın’da ölüm orucu 1. ekibi savaşçısıydı. 19 Aralık katliamını yaşadı. Sincan zindanının hücrelerinde ölüm orucunu sürdürdü. “Bahar bizimle gelecek” diyordu. Öyle de oldu. Ölüm orucunun 150. gününde, bir Newroz günü, Büyük Direnişin F Tipi hapishanelerdeki ilk şehidi olarak şehit düştü.
Yazılı olarak ilk kez 2. yüzyılda Pers kaynaklarında adı geçen Nevruz, İran ve Bahai takvimlerine göre yılın ilk gününü temsil eder. Birçok halklar tarafından bir şenlik olarak kutlanır. Ortadoğu halklarının tarihinde ise, Kürt ve İran mitolojisindeki Demirci Kawa Efsanesi’ne dayanır.
Kelimenin aslı eski Farsçadan gelir: Yeni anlamındaki nava ve gün ışığı/gün anlamındaki rəzaŋh birleşerek oluşturmuşlardır. Anlamı “yeni gün/günışığı“dır.
Anlamı, Mazlum’un, Zekiye’nin, Rahşan’ın, Cengiz’in ışığıdır.
Mazlum’dan Zekiye’ye, Rahşan’dan Cengiz’e… Newroz onlarla hayat buldu.
Newroz’daki şehitlikleriyle karanlığın en koyu olduğu zamanlarda, ışık oldular. Halklarımızın “yeni günü” oldular.
Kawa’nın isyanını günümüze taşıyıp, kendilerinden sonrakilere devrettiler.
Son sözümüz şudur; ki, söz, bizim sözümüz değil, tarihin hükmüdür:
Mazlum’u, Zekiye’yi, Rahşan’ı, Cengiz’i yakan bu feda ateşi, bu ateşe ihanet edenleri de yakar.
Bu ateş, bugün Newroz’a, direnişe, şehitlerine sırtını dönenleri de yakar.