BURJUVA POLİTİKACILIĞIN RESMİDİR
Resme iyi bakın.
Bir yanında bir Bakan..
Bir yanında Belediye Başkanı
Bakan kim?
Bu infazcı bir içişleri bakanı.
Dilekler’in, Devrimler’in katili..
Komplocu, şantajcı, tehditci, işkenceci..
kaçırmaları, gizli işkence merkezlerini yöneten biri.
yasa hukuk bilmez bir içişleri bakanı.
Peki
onunla bu kadar samimi
bu kadar içten
gülerek
el sıkışan kim?
Halkın belediye başkanı mı?
solcu mu?
İmamoğlu’nun partisinin eski genel başkanlarından birinin, İnönü’nün sözüyle cevap verelim:
“Hadi canım sen de!”
Halkçı biri, solcu biri, öylesine kanlı, kirli bir elle o kadar samimi tokalaşır mı sizce?
Burjuva politikacılığı işte budur:
köpek gibi hırlaşırlar,
it gibi dalaşırlar,
sonra hiçbir şey olmamış gibi
can ciğer kuzu sarması olurlar.
Süleyman Demirel’in burjuva politikacılığını özetleyen ünlü bir sözü vardı:
“Dün dündür bugün bugündür.”
İmamoğlu da Soylu’yla samimiyetine dair ne diyor;
“Bazı şeyler geçmişte kaldı.”
Demireller ve İmamoğlu aynı kumaştan, aynı soydandırlar.
Burjuva politikacılığı işte budur.
İdeolojileri yoktur.
Söze sadakat yoktur.
İlkeli, kurallı olmak yoktur.
Halk, vatan, ahlak, vicdan yoktur.
Çıkarları için bunların hepsini anında çiğneyebilirler.
İmamoğlu,
AKP’den de, İyi Parti’den de, DSP’den de, MHP’den de aday olabilirdi ve inanın bunda hiç ama hiç yabancılık çekmezdi.
“Eeee ne yapsın, belediye başkanı olmuş, koca icişleri bakanına elini uzatmasın” mı?…. diye soranlar olabilir.
eğer o el kanlı bir el ise,
eğer o elin sahibi bu ülkede işkenceleri, infazları emredense,
haksız, hukuksuz tutuklamaları, komploları yönetense,
itirafçılığı, gizli tanık politikalarıyla binlerce insanı mağdur edense,
eğer o elin sahibi, daha iki gün önce, kendisini pejmürde ederim diye tehdit etmişse.
UZATMAYACAK elbette.
Ama zaten şu resimdeki el uzatma, bir protokol zorunluluğunun ötesinde bir el sıkışmadır.
O el sıkışmada, protokol zorunluluğu değil,
İmamoğlu’nun kişiliksizliği, kaypaklığı, ilkesizliği vardır.
