Girişi Polis Tarafından Engellendi
Türkiye(GHA)
Faşist AKP hükümeti, hak arayan kesimlerden korkuyor, hakları için yürüyüş yaparak gelenlerin Ankara’ya girmelerine izin vermiyor. Geçtiğimiz günlerde Ankara’ya yürümek isteyen TAYAD’lı ailelere saldıran AKP’nin polisleri, bu sefer de Fernas Madencilik işçilerinin Soma’dan Ankara’ya başlattıkları yürüyüşü, Ankara girişinde engelledi. Polis, haklarını arayan madencilerin Ankara’ya girişine izin vermedi.
Bir haftalık yürüyüşün ardından bugün Meclis’in önünde olması beklenen işçilerin Ankara’ya girişi polis tarafından engellendi. Yüzlerce polis, barikatlar kurarak işçilerin Ankara’ya girmesini ve haklarını aramalarını engelledi.
Soma’da bize tekme atanlardan hesap soracağız.
Maden İşçileri adına konuşan Başaran Aksu, “Bugün direnişimizin 24. günündeyiz. Bizler maden işçileri olarak ilk günden beri olağanüstü bir baskıyla karşı karşıya kaldık. İlk gün 70 madenci arkadaşımız gözaltına alındı. Daha sonra 7 saat karakolda kaldıktan sonra herhangi bir işlem yapılmadan serbest bırakıldılar. Ancak bir şeyin altını çizmek istiyorum, herhangi bir gözaltı kararı olmadan bunu yaptılar, yani 7 saat arkadaşlarımız kaçırıldı. Sonrasında genel başkan ve bizler tekrar gözaltına alındık ve 3 gün gözaltında kaldık. Adli kontrol ve yurtdışı yasağı kararı verdiler. Benim de madencilerin de yurtdışına çıkmışlığı yok, ama buna rağmen böyle bir karar veriyorlar. Telefonlarımıza el koyuyorlar. Daha önce iki genel başkanımız ve yöneticilerimiz de aynı muameleye maruz kaldı. Bizi Meclis’e sokmuyorlar. Bizim muhatabımız Meclis’te, patronumuz Meclis’te, bizi oraya sokmak istemiyorlar. Eğer Meclis halkın Meclisi ise bizi neden oraya sokmaktan korkuyorlar? Eğer eşit yurttaş isek madencinin önü keyfi şekilde kapatılmamalıdır. Valilik kararıyla keyfi bir şekilde bizi engelliyorlar. Dün yapmak istediğimiz açıklamada gözaltına alındık. Daha önce Yusuf Yelken bize tekme atmıştı, şimdi de devlet aynı tekmeyi atıyor. Ama unutmasınlar ki Soma’da AKP’nin en güçlü olduğu yerlerde seçimde kaybettiler, bir darbe yediler. Buradan AKP yöneticileri ders çıkarmalı, maden işçisine tekme atanların yüksek yerlere getirilmesi değil, ceza almasını istiyoruz. Bize tekme atanlardan sandıkta(!) hesap soracağız.“
İktidarın vekili için adalet ve hukuk yok, istedikleri her türlü hukuksuzluğu yapıyorlar.
“Biz günlerdir muhatap arıyoruz. Sendika ile görüşmüyorlar, avukatlarla görüşmüyorlar, ama kibirleri Everest’in zirvesine çıkmış. Bugüne kadar kimse bunlara karşı durmamış, hak aramamış diye bunu yapıyorlar. Ucuza işçi çalıştırıyorlar, işçinin hakkını yiyorlar. Tüm Türkiye çalıştığımız koşulları izledi, boğazımıza kadar suyla çalışıyoruz. Soma işçileri toplamda 45 bin lira ücret alıyor, 34 bin lira ödüyorlar. Ben Soma’da neredeyse dalgıç gibi madende çalışıyorum, ölme riskim var, tüm tedbirlerin olmadığı bir yerde çalışıyorum. Diyoruz ki, ‘Enerji Bakanlığı, gel burayı denetle,’ onlar ise bize, ‘Çalışabilirsiniz,’ diyorlar. 301 madenci denetimsizlikten öldü, bizim de ölmemizi istiyorlar. Oysa biz yaşamak istiyoruz. Meclis’te 600 vekil var, siz hangi taraftasınız? Neden burası denetlenmiyor? Maden işçisi en ağır işçisi, en ağır koşullarda çalışıyor. Siz bundan yana mısınız? Bizden yana mısınız yoksa hakkımızı yiyen vekilden mi yanasınız? Ferhat Nasıroğlu’na sesleniyoruz: Bu kibrinden vazgeç, işçinin hakkını ver. Ayrıca Koç Holding’e sesleniyoruz: Ortağınızla konuşun. Siz sendika ile çalışıyorsunuz, ortağınız ise sendika düşmanlığı yapıyor. Bundan vazgeçin. Arkadaşlarımız sendikaya üye olduğu için işten çıkarıldı. Anayasanın 51. maddesi ayaklar altına alındı. Ferhat Nasıroğlu dedi ki, ‘Ben bu işyerine sendika sokmayacağım, kim ne yaparsa yapsın.’ Peki bu özgüven nereden geliyor? Bu işçiye baskı yapma gücü nereden geliyor? Daha sonra üyelik bilgilerimizi paylaştılar, üstelik bu bilgiler gizli kalması gerekirken yaptılar. Yani hak ve hukuk yok, adalet yok. Bizi baskı altında tutarak sindirmeye çalışıyorlar, ama sinmeyeceğiz. Siyasi güçler bu durumu yaratıyor, onlar için hukuk yok, onlar için yasa yok. Haksızlık var, protesto ediyoruz, adalet istiyoruz,” şeklinde konuştu.
Ankara’ya girişleri engellenen Fernas işçisi Eyup Can, “Bizi Ankara girişinde polis kontrol merkezinde durdurdular. Geçmemize asla müsaade etmeyeceklerini söylediler. Biz kararlıyız, sonuna kadar direneceğiz ve muhakkak buradan geçeceğiz. Sonu ölüm olsa dahi,” ifadelerini kullandı.
“Patron ve vekil anayasayı ayaklar altına alıyorsa bize kim eşit yurttaşlık yalanını satabilir?” pankartıyla yürüyen Fernas işçileri, “Hükümet şaşırma, sabrımızı taşırma, direne direne kazanacağız,” sloganları atarak Ankara girişinde bekleyişlerini sürdürüyor.