Seyit Rıza: “Evladı Kerbelayıh!”

Seyit Rıza’nın İdam Edilişinin 86. Yılında Dersim Soykırımını Tanı, Soykırımla Yüzleş, Onarıcı Adaleti Sağla!
14 Kasım 2023 İnsan Hakları Derneği
“Evladı Kerbelayıh. Bı hatayıh. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir”

Yıl 1937 idi.
Günlerden 15 Kasım.
Elazığ Buğday Meydanı’nda Dersim isyanının önderlerinden Seyit Rıza ve oğlu Resik Hüseyin ve toplam 11 kişi idam edildiler.
Suçları isyan etmekti.
Yargılanmalarında ve idamlarında hak, hukuk, adalet yoktu.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre 65 yaşından büyük, 18 yaşından küçük kişiler idam edilemezdi.
74 yaşındaki Seyit rıza’nın yaşı kağıt üstünde küçültülerek,
16 yaşındaki oğlunun yaşı büyütülerek, asıldılar.


1925 yılında çıkarılan Şark Islahat Planı ve son olarak 1936 yılında çıkarılan Tunceli Vilayetinin İdaresi Hakkında Kanun’la, Dersim’in Kürt halkı üzerindeki baskılar daha da arttı.
İsyandan başka yol kalmadı.
Dersim ayaklandı.
5-22 Aralık1 1936 tarihlerinde yapılan Umumi Müfettişler Toplantı Tutanaklarından Dersim “Kürtlüğün ve şekavetin [haydutluğun] merkezi” olarak tanımlandı ve “temizlenmesi” kararı alındı.
İktidar, Kürt kimliğini ve ulusal taleplerini yok etmek üzere, Dersim’e saldırdı.


Resmi kayıtlara göre, 1937-38’de gerçekleştirilen Dersim katliamında kadınlar, çocuklar dahil 13.160 Dersimli katledildi.
11.818 Dersimli sürüldü.
Katledilenlerin gerçek sayısı ise 90 bini aşkındı.


Ayaklanmanın önderlerinden Seyit Rıza, iktidar tarafından “BARIŞ GÖRÜŞMELERİ YAPMAK ÜZERE” Erzincan’a çağrıldı.
Seyit Rıza ve beraberindekiler, bu görüşmeye giderken yolda 5 Eylül 1937’de 72 savaşçı ile birlikte esir alındılar ve tutuklandılar.
5-13 Eylül 1937’de Elazığ’da askeri mahkemesinde göstermelik bir yargılamadan sonra idam cezasına çarptırıldılar. İnfaz, 15 Kasım 1937 tarihinde Elazığ Buğday Meydanı’nda gerçekleştirildi.
Cesedi, bilinmeyen bir yere defnedildi. Seyit Rıza’nın nereye defnedildiği halen saklanmaktadır.


Seyit Rıza’nın idamının tanıklarından biri, Dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcısı İhsan Sabri Çağlayangil idi.
Anılarında o anı şöyle anlattı:

“Seyit Rıza, sehpaları görünce durumu anladı. “Asacaksınız” dedi ve bana döndü: “Sen Ankara’dan beni asmak için mi geldin?” Bakıştık. İlk kez idam edilecek bir insanla yüz yüze geliyordum. Bana güldü.
Savcı, namaz kılıp kılmayacağını sordu. İstemedi.
Son sözünü sorduk. “Kırk liram ve saatim var. Oğluma verirsiniz” dedi…
Seyit Rıza’yı meydana çıkardık. Hava soğuktu ve etrafta kimseler yoktu. Ama Seyit Rıza, meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti. “Evlâdı Kerbelayıh. Bi hatayıh. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir” dedi.
Benim tüylerim diken diken oldu.
Bu yaşlı adam rap rap yürüdü. Çingeneyi itti. İpi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağı ile tekme vurdu, infazını gerçekleştirdi.”


Seyit Rıza’ya asanların isimlerini bugün kimse hatırlamıyor.
Ama zalime boyun eğmeyen, idama dimdik giden o ayaklanma önderini, o yaşlı adamı bugün herkes anıyor.

Sosyal ağlarda paylaşın