İstanbul’da hekimler, Çemberlitaş tramvay durağı yanında basın açıklaması yapmak istedi ancak polis engel oldu. Diyarbakır’da ise Amed Sağlık Platformu’nun eylemi polisler tarafından engellendi.
” yaşamak yaşatmak istiyoruz” sloganına dahi saldırıyor polis.
Yasalar açıktır. Demokratik hak kullanımı izne tabi değildir. Gösteri hakkı anayasada güvence altına alınmıştır. Yasaklanamaz. Ancak ülkemizde bu yukarda yazdıklarımızın hepsi boş laftır. Ülkemiz faşizmle yönetilmektedir ve içinde bulunduğumuz süreç faşizmin yönetememe krizinin derinleştiği bir dönem. Her türlü eylemde, iki kişinin dahi yapacağı açıklamada ayaklanma korkusu yaşayan Erdoğan-AKP iktidarı kontrolünü kaybetmiş durumda. AKP’nin korkusu öylesine büyük ki hiç bir hak kullanılamaz halde.
Basın açıklaması bir eylem statüsünde bile değildir. Fakat onu da yasaklıyor AKP faşizmi.
Her gün yüzlerce insanın korona salgınından öldüğü, onbinlercesinin koronaya yakalandığı ülkemizde konuyla ilgili duyarlı doktorların, sağlık emekçilerinin, siyasi partilerin, meslek örgütlerinin basın açıklaması yapması, normal bir aklın sorgulamayacağı kadar meşru ve haklıdır. Ancak AKP’nin polisi böyle bir basın açıklamasına dahi saldırmakta. Hekimleri, sağlık emekçilerini darp etmekte, gözaltına almakta, açıklamanın yapılmasını engellemekte bir sakınca görmüyor.
Polisin bu açıklamalara saldırması basit bir suç itirafıdır. Evet; “koronadan yaşanan ölümlerin sorumlusu benim” diyor AKP iktidarı ve “ beni teşhir etmenize, beni protesto etmenize izin vermem” diyerek engelliyor.
Dün sağlık emekçilerinin bir çok ilde yapmak istediği açıklamalara bir çok yerde polis saldırdı. AKP faşizminin sağlık politikaları yüzünden her gün yüzlerce insanı öldürüyor ve buna ses çıkmasını istemiyor. Halkın yaşantısını, yasaklarla, kısıtlamalarla, zamlar ve cezalarla işkenceye çeviriyor. Halkın artık yaşamak için her gün yüzlerce insanın ölümünden sorumlu, faşizme, AKP faşizmine karşı mücadele etmekten başka seçeneği yok.