Enver Aysever, 03 Aralık 2020, Cumhuriyet
Erdoğan geçen gün attığı nutukta “Biz hiçbir zaman yatırımcının kimliğini sorgulamadık. Çünkü paranın rengi nedir, dini yoktur. Para paradır” dedi. Yıllardır ısrarla anlatmak istediğimiz “AKP” ve ondan önceki tüm neo-liberal siyasal süreci şahane biçimde özetledi. Evet, AKP’nin bugün iktidarda olmasının nedeni bu tercihtir.
Cumhurbaşkanı’nın sözleri bize 1980 faşist darbesinin neden yapıldığını, ardından gelen siyasi iktidarın nasıl kurgulandığını, nihayetinde bu “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” anlayışının neden aşılamadığını yalın biçimde ortaya koyuyor. Neo-liberal siyasetin paradan başka hiçbir değeri yoktur. Bu söylemin bir diğer önemi de “artık ideolojiler bitti” diyen ahmaklara, en üst düzeyde yanıt gelmiş olmasıdır. Yapılan ideolojik tariftir, ülkenin yönünü ortaya koymaktadır.
***
(…) Bugün AKP muhalifi gibi görünen çevrelerin çoğu, söz konusu iktisadi meseleler olunca hemen arkasına diziliyor. Neden? “Sınıf” söz konusu olunca büyük koalisyon kuruluyor da ondan. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu büyük açmaz budur. Geçen gün Ergin Yıldızoğlu’nun şahane açıkladığı üzere “liberal demokrasi” kimseye özgürlük, refah getirmez. Tarifi gereği emekçiyi, işçiyi, yoksul kesimleri dışlar. Toplumcu ya da sosyalist demokrasi demediğiniz müddetçe AKP’ye hakiki muhalefet etmiş olmazsınız.
***
İnatla “piyasacı olacağım” deseniz bile ülke bugün hiçbir şey üretmediği, bilimden tamamen koptuğu için dileseniz de rekabet etme olanağınız yoktur.
(…) Hızlı işleyen devlet demek, denetimden uzak olmak anlamına gelir. Kendine sömürge arayanlar için biçilmiş kaftan olursunuz. Ulus aşırı şirketlerin ağzının suyu akar, o tek adam gereğini yerine getirdikçe iktidarı destek görür. Ne zaman başına buyruk olur, o zaman ilişkiler kopar.
AKP’nin Batı’yla ilişkilerinin bozulma gerekçesi RTE’nin sınır ötesi iddialarıdır. Bunun faturasının ağır olduğu anlaşılınca da çark etmek zorunda kaldı. Şimdi “yeniden reform” süreci diye sunulan ne varsa, bununla ilgilidir. Dünyada dolaşan paranın gelmesi için yapılmaktadır tüm hazırlıklar.
***
İçinde bulunduğumuz süreci anlamak için Diyanet’in faiz gelirlerine bakmanız yeter. Halka “haram” dediği gelirle, varlıklarını artıran Diyanet tipik örnektir. Kapitalizm halka “bir lokma bir hırka” tavsiye edenlerin sırça köşklerde yaşaması demektir.