

“Kendi Adımıza Asaleten, Halkımız Adına Vekaleten Tüm Vatan Hainlerinden DAVACIYIZ!”
GHA’da önceki gün de duyurduğumuz gibi, Türkiyeli devrimciler Şadi Naci Özpolat ve Ali Ercan Gökoğlu, AKP faşizminin Vatan Hainliği nedeniyle suç duyurusunda bulundular.
Bu kapsamlı suç duyurusunun metnini bölümler halinde yayınlıyoruz.
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNAN: Şadi Naci ÖZPOLAT, Ali Ercan GÖKOĞLU
VEKİLİ: Av. Günay DAĞ
ŞÜPHELİLER:
1-Recep Tayyip Erdoğan -TC Cumhurbaşkanı
2-Hakan Fidan -TC Dışişleri Bakanı
3-İbrahim Kalın – TC MİT Başkanı
4-Yaşar Güler – TC Milli Savunma Bakanı
SUÇ: Vatana İhanet, (TCK m.301), Devlete Karşı Savaşa Tahrik (TCK m.304), Yabancı Devlet Aleyhine Asker Toplama (TCK
m.306) ve tespit edilecek diğer suçlar.
SUÇ TARİHİ: 8 Aralık 2024 ve öncesi
DELİLLER: Açık kaynaklardan elde edilen bilgiler, ABD Başkanı Donald Trump’ın kamuoyuna açık beyanları,
İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in kamuoyuna açık beyanları.
Açıklamalar:
AMERİKAN EMPERYALİZMİ, BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ (BOP) İLE ORTA DOĞU’YU YENİ SÖMÜRGELEŞTİRME PLANI YAPTI.
BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ;
AMERİKA VE AVRUPA EMPERYALİSTLERİNİN; ORTA DOĞU, KAFKASLAR, KUZEY AFRİKA VE ORTA ASYA HALKLARINA AİT ZENGİNLİKLERE EL KOYMA, BU BÖLGELERİ EMPERYALİST PAZARA TÜMÜYLE DÂHİL ETME PROJESİDİR.
DÖNEMİN TÜRKİYE BAŞBAKANI, BUGÜN CUMHURBAŞKANI OLAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN, BU PROJENİN EŞ BAŞKANI OLDU.
PROJENİN HAYATA GEÇİRİLMESİ İÇİN; ÇETELER ÖRGÜTLEDİ VE SİLAHLANDIRDI,
SURİYE’DE MEŞRU HÜKÜMETİ YIKMAK İÇİN ULUSAL VE ULUSLARARASI YASALARDA DA SUÇ SAYILAN EYLEMLERİ YAPTI. SUÇ İŞLEDİ.
Baskı ve zulmün olduğu her yerde, halkların öfkesi ve başkaldırısı da vardır. Tarihsel ve siyasal olarak haksız emperyalizme karşı, halkların haklı öfkesi örgütlü bir biçimde doğru bir kanala akarsa bu durum devrimlere yol
açar. Bu gerçeği emperyalistler de çok iyi biliyordu.
ABD, halkların direnişini ezmek, kontrol altına almak, yeni yönetimler oluşturmak, geniş bir coğrafyayı sömürgeleştirmek için plan hazırlamıştı.
Plan, 11 Eylül saldırıları da fırsat olarak değerlendirilip uygulamaya kondu.
2000’lerin başında, ABD’de 11 Eylül saldırıları yaşandı. Saldırıları bahane yapan Amerikan emperyalizmi; Orta Doğu’yu emperyalist yağma ve zulümle
teslim almaya çalıştı; ortalık kan gölüne dönmüştü.
Hedefte Tunus, Mısır, Libya, Suriye başta olmak üzere, 22 Arap ülkesi, Arap olmayan 5 Orta Doğu ülkesi, 5 Orta Asya ülkesi ve 3 Kafkas ülkesi vardı.
ABD’nin çıkarları doğrultusunda iktidar değişiklikleri yapılacaktı.
- 1998’de Paul Wolfowitz, Richard Perle, Francis Fukuyama gibi isimlerce “Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi” hazırlandı.
ABD’nin askeri gücünü daha etkin yapılandırmasını ve dünyaya bununla hâkim olmasını öngörüyordu. Orta Doğu topraklarında askeri varlığını genişletip kalıcılaştıracaktı.
- İkinci belge, 2002 tarihli “ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi” belgesidir.
Belge, 11 Eylül saldırısının ardından hazırlandı. “Uluslararası terör”, “kitle imha silahları tehdidi”, “haydut devletler” gibi kavramlarla saldırı hazırlığı meşrulaştırıldı. ABD ve çevresi tehdit altında sayıldı “önleyici savaş dokt-rini” ortaya atıldı.
Amerika, vurulmadan önce vuracak, saldırı beklemeyecek kendisi saldıracaktı. Yani burjuva anlamda bile, ortada hiçbir somut gerekçe yokken işgaller gerçekleştirecek, iktidarları devirecek, halkların zenginliklerini yağmalayacak ve tüm halklara “Amerikan İmparatorluğu’nun önünde hiçbir güç duramaz” mesajı
verecekti! - 2004 Haziran’ında G-8 toplantısına “Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Girişimi” isimli emperyalist strateji belgesi sunuldu.
Bu belge BOP’un teorik formülasyonunu ortaya koyuyordu.
BOP; batıda Fas, Moritanya, doğuda Orta Asya ve Moğolistan, kuzeyde Kafkasya ve Türkiye, güneyde Arap dünyasından Somali’ye kadar uzanan bölgede; ekonomik, siyasi, askeri her açıdan Amerikan emperyalizminin çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirmeyi amaçlıyordu.
Projenin en somut hedefini, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice açıkladı: Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki 22 ülkenin iktidarını değiştirmek!
Kaddafi, Esad gibi emperyalist politikalara az çok direnen güçleri tasfiye etmek, yerine işbirlikçi yönetimler getirmek.
BOP Projesinin Temel İki Amacı Vardı:
1)Siyasi Amaç: Orta Doğu başta olmak üzere sözü geçen ülkelerde emperyalizmin çıkarlarına aykırı ülkelerde iktidar değişiklikleri ve bu bölgelerde emperyalizme tavır alan örgütlerin tasfiye edilmesi. Böylece Amerikan
İmparatorluğunu tesis ederek halkların bağımsızlık tutkusunu yok etmek.
Proje 2004 yılında uygulamaya konuldu. 2011 yılında Tunus’ta başladı ve birçok Arap ülkesine yayıldı. CIA ve diğer emperyalist örgütlenmelerle ilişkili sivil toplum örgütleri kullanıldı, kitle hareketleri kışkırtıldı. Emperyalizm
sürece tümüyle demagojik bir ismi verdi: “Arap Baharı”.
Yaşanan Arap halkı için bahar değil kıştı!
IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) VE HTŞ (Heyet Tahrir el Şam) BARBARLIĞININ NEDENİ
NEOLİBERALİZM DENİLEN YENİ SÖMÜRGECİLİK ZORBALIĞIDIR
1-Neoliberalizm; yeni sömürgecilik ilişkilerinin derinleştirilmesi, yeni sömürgeciliğin sürdürülebilmesi ve kârın maksimize edilebilmesi için yapılan ÖZELLEŞTİRME ve KATLİAMDIR.
2-Neoliberalizm, yeni sömürgeciliği kabul ettirme politikasıdır.
3-Emperyalizmin en gerici döneminin politikası olan neoliberal politikalar, dünya halklarına karşı azgın bir saldırganlık anlamına gelmiş, halkların antiemperyalist devrim ve bağımsızlık savaşlarının ezilmesi bu dönemin
temel politikası olmuştur.
Emperyalizmin özü sürekli ve daha fazla sömürüdür.
Emperyalizm, İkinci Paylaşım Savaşı sonrası yıllarda yaşadığı krizin çözümünü yeniden “liberal” politikalarda buldu. Bu; emperyalist sermayenin sınırsız özgürlüğü, sömürgeciliğin, emperyalist saldırganlığın önündeki tüm
engellerin kaldırılmasıydı.
Darbeler, katliamlar, işgaller, işkenceler, tecavüzler… Ne gerekiyorsa yapılacaktı.
Neoliberal politikaların ilk uygulandığı yeni sömürge ülke Şili oldu. Neoliberal politikaların uygulanması için ABD Şili’de askeri cunta yaptı.
“Şili Mucizesi” denilen neoliberal politikalar, sonra Türkiye dahil tüm dünyada uygulandı. Şili’de 1930’lu yıllardan 1970’li yıllara kadar, ABD’nin bakır tekelleri Şili’nin hakimiydi. Bakır üretimini elinde bulunduran
Anaconda Bakır Madenciliği Şirketi ve Kennecott Bakır Madenciliği Şirketi, Şilili işçilerin ucuz işgücünü sonuna kadar sömürüyordu. 1964’te aynı şirketin Şili’de çalışan işçilerinin ücreti, ABD’dekilerin 8’de 1’iydi.
Şili’de 1970’te Halk Birliği Partisi seçimleri kazandı, Salvador Allende Başkan seçildi. Sosyalist Halk Birliği’nin Şili’de yaptığı kamulaştırmalar, özelleştirmeleri durdurması, demokrasi yolunda attığı adımlar, eşitsizliğe karşı
oluşturduğu programlar, Şili tarihinde görülmemiş şeylerdi ve bu adımlar ABD’li tekellerin önünde engeldi.
ABD’nin çıkarları iktidar değişikliğini gerektiriyordu.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry KİSSİNGER ve CIA, üç maddelik bir harekât planı hazırladı. Bu plan şunları içeriyordu;
- Halk Birliği Hükümeti’nin düşmanlarına dolar aktararak ekonomik olarak beslemek.
- Şili ordusunu darbeye hazırlamak.
- Allende hükümetinin halk için kazanımlarını, başta kamulaştırmalar olmak üzere, tersine çevirecek bir ekonomik politika izlemek.
11 Eylül 1973’te Allende hükümeti darbe ile devrildi.
ABD Chicago Üniversitesi’nden Profesör Friedman “Mucize” dedi.
Mucize; neoliberal politikalarla hayata geçirilen sömürü sistemi ve bunun için 3 bin 200 kişinin öldürüldüğü, on binlerce kişinin işkenceden geçirilmesi, tutuklanması, tüm demokratik hakların yasaklanması, 200 bini aşkın
insanın sürgüne gönderilmesiydi!
Mucize; ekonomik politikaların özü özelleştirme, sendikasızlaştırma, temel tüketim maddeleri üzerindeki fiyat kontrolünün kaldırılması gibi saldırılardı. Bunun hayata geçirilmesi için uygulanan sistematik baskı ve terördü!
Bu nedenle diyoruz ki; Suriye’de yaşananların nedenleri ve sonuçları da aynıdır; çünkü neoliberalizm denilen yeni sömürgecilik, esas olarak ABD ve birliktelik kurduğu emperyalist ülkelerin dünya üzerindeki politik, iktisadi
ve ideolojik hegemonyasını kurmayı zorunlu kılar.
Amerikan emperyalizmi BOP ile Orta Doğu, Kuzey Afrika, Kafkasya, Orta Asya ülkelerinde yeni sömürgecilik ilişkilerini geliştirme kararı aldı.
IŞİD ve HTŞ’nin Suriye’de uyguladığı yöntemler, kafa kesmeler, katliamlar, zorbalık; kaynağını bu emperyalist politikadan almaktadır. Emperyalist işgal ve sömürgecilik politikalarının hayata geçirilmesi için bu vahşet uygulandı. IŞİD’i, HTŞ’yi böylesine bir katliam şebekesi olarak eğiten de Amerika
ve işbirlikçisi Türkiye faşizmiydi.
Benzer katliam politikası İsrail tarafından Filistin halkına karşı uygulanmaktadır. Filistin bombalarla yerle bir edilirken yarısından çoğu kadın, çocuk, yaşlı Filistinlinin katledilmesi de bu yeni sömürgecilik politikalarının gereğidir.
Katiller sadece Netanyahu, Colani değil; ABD emperyalizmi ve işbirlikçileridir.
NEOLİBERALİZM, HALKLAR İÇİN ÖZELLEŞTİRME + KATLİAM OLMUŞTUR
ABD’NİN, AKP’NİN “DİKTATÖRLÜKLERİ YIKMA VE DEMOKRASİ GETİRME” İDDİALARI YALANDIR
AMERİKA EMPERYALİSTTİR, TÜRKİYE FAŞİSTTİR; ONLAR HALK İÇİN DEMOKRASİ İSTEMEZLER
IRAK’TA, LİBYA’DA GERİCİ DİKTATÖRLÜKLER KURDULAR.
SURİYE’DE DE 13 YIL DİRENİŞ OLDU, SONUNDA HTŞ’Yİ İKTİDAR YAPTILAR.
Amerika’nın elinde dünya halklarının kanı var. Elindeki kana bakmıyor, akıttığı kandan nehirlere bakmıyor,
Suriye’nin meşru yönetimini diktatörlükle suçluyor.
Her yıl Amerika’da binden fazla siyahi vatandaşının katledilmesine bakmıyor, Suriye hükümetini halkına zulmetmekle suçluyor.
Suriye’ye işgale gitti. Suriye’yi yeni sömürge ülkeler arasına katmaya gitti. Suriye’de “diktatörlüğü yıkıp demokrasi götürme” yalanını söyledi.
Kapitalist sistemde “demokrasi ve özgürlükler var” dediler. Yalan söylediler.
Amerika’nın en büyük demagojisidir bu.
Dünyanın en demokratik ülkesi olsanız, Amerika ülkenizi sömüremiyorsa size “diktatör” diye saldırır.
ABD’nin, dünyanın 172 ülkesinde askeri üssü ve varlığı bulunuyor.
İdeolojik propaganda ile bilinç bulanıklığı oluşturuyorlar.
Suriye’de elbette sosyalist bir iktidar yoktu; ama Suriye’deki küçük burjuva diktatörlük, emperyalizmin diktatörlüğünün yanında çok çok daha fazla “demokrasi”ydi.
Suriye ülkeleri işgal etmedi, zenginliklerini yağmalamadı, ülkeleri yerle bir etmedi, yakıp yıkmadı. Bunları Amerika yaptı.
Dünyadaki tüm faşist diktatörlüklerin sorumlusu emperyalizmdir, Amerika’dır. Faşizm, emperyalizmin çocuğudur.
Emperyalizmin kimseye demokrasi dersi verecek hali yoktur. Amerika katil polislerini, ırkçıları yargılamayan, cezalandırmayan bir ülkedir. Amerikan polisi, siyahi vatandaşlarını öldürür, ceza verilmez. Amerika’nın kendi ülke
halklarına verdiği demokrasi ve insan haklarına saygısı bu kadardır.
ABD Kimlerle Birlikte Suriye’ye Demokrasi Götürüyor?
Suudi Arabistan Kralı, Birleşik Arap Emirlikleri Emiri,
Katar Kralı,
Türkiye faşizminin başı Recep Tayyip Erdoğan,
elinde 60 bin Filistinlinin kanı damlayan siyonist İsrail.
Bu ülkelerin hiçbirinde demokrasi yok, kendinde olmayanı başkasına veremezler.
- devam edecek –