Ölüm orucunda olan tutuklu Yılmaz ailesi: “Talepleri kabul edilsin, oğlum yaşasın”

Kuyu tipi hapishanelerin kapatılması için 325 gündür ölüm orucunda olan Serkan Onur Yılmaz’ın durumu ağırlaşıyor. Babası, “Çocuğumuz ölüme terk ediliyor, tek isteğimiz taleplerin kabulu dedi.

Kuyu tipi hapishanelerin kapatılması talebiyle ölüm orucuna başlayan Serkan Onur Yılmaz’ın direnişi 325. günü geride bıraktı. Zorla tedavi amacıyla İzzet Baysal Devlet Hastanesi’ne götürülen Yılmaz, kamuoyunun tepkisi üzerine yeniden cezaevine gönderilmişti. Ancak sağlık durumu gün geçtikçe kötüleşiyor.

Durumu giderek kötüleşiyor

Serkan Onur Yılmaz’ın babası Ökkeş Yılmaz, oğlunun yaşadıklarını ve aile olarak geçirdikleri süreci anlattı: “Hastaneye zorla getirmişler, zorla müdahale etmeye kalkmışlar. Bağlamaya çalışmışlar. 3-4 gün bu şekilde hastanede tutmaya çalıştılar. Onun dışında ne hastanede ne de cezaevinde doğru düzgün bir bilgi alabildik. Savcılığa gidip uğraştıktan sonra görüşme izni çıkarttılar da yarım saat oğlumla konuşabildik. En sonunda savcılık anne-babaya yarım saat görüşmeye izin verdi. O an müdahale kesilmişti ama sağlık durumu ağırdı. Yürümekte zorlanıyor, sürekli ağrıları var, bazen yutkunamıyor. Uykusuzluk çekiyor. Her an yeni bir sorun çıkabilir. Durumu giderek kötüleşiyor.”

“Çaresizce bekliyoruz”

Baba Yılmaz, hastane sürecinde kendilerine hiçbir bilgilendirme yapılmadığını vurguluyor:

“Düşünün, hastanenin önünde beklediğimizi bildikleri halde bize haber verilmeden hapishaneye götürmüşler. “Sizin hastanız hapishaneye gitti” diyebilirlerdi. Ancak savcılıktan görüşme izni için gittiğimiz de öğrendik. Böyle bir şey olabilir mi?​Baba Yılmaz, “Çocuğumuzun sağlık durumuna ilişkin hastaneden de bilgi alamadık. Bir anne baba olarak çocuğumuz gözümüzün önünde ölüme gidiyor. Talepleri çok basit, insani talepler. Kabul edilmeyecek şeyler değil. Ama biz çaresizce bekliyoruz. Anne çok üzgün, ben de öyleyim. Elimizden bir şey gelmiyor. Talepleri kabul edilsin, oğlum ölmesin.”

“Tek dileğimiz bu taleplerin bir an önce kabul edilmesi”

Baba Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Serkan duyarlı, çalışkan, ilkeli bir çocuk. Hayatını hep insanlık için, değerleri için yaşadı. Şimdi de kendi kararıyla direnişini sürdürüyor. Evet, canımız çok yanıyor ama biz de saygı duymak zorundayız. Ama hiçbir çocuğun böyle bir duruma düşmesini istemeyiz. Bizim tek dileğimiz bu taleplerin bir an önce kabul edilmesi.”

Sosyal ağlarda paylaşın