Bir avukat. Daha çiçeği burnunda.
Bir eş. Çiçeği burnunda eşliğinin de.
Yoldaşlarına yarenlik etmekte ustalaşmış ama. Yoldaşlarından biri eşi, Aytaç Ünsal. O da yoldaşı Ebru Timtik gibi ömrünü ortaya koymuş onuru ve umudu koruyor gün gün eriyerek.
Eşinin yanında kalmaya doymadan Ebru’nun yanına gitmekte Ebru’nun yanında kalmaya doymadan eşine koşmakta bugünlerde.
Hiç belli olmaz denilen günler bu günler… Herkesin ama herkesin yaptığı her şey onların yaşamasına veya ölüme yaklaşmasına hizmet ettiği günler.
Her an o aklından bile geçirmek istemediği kara haberi alabilir, Didem Baydar Ünsal. Eşinin yanında geçireceği her anın kıymetini anlatmaya kelimeler yeter mi?
205 gündür erimiş bedeni eşinin. Yanına gittiğinde aklı Ebru’da kalıyor. Yoldaşlık bağının gücünü bilmeyenin, yüceliğini göremeyenin, kutsallığını kavrayamayanın anlayabileceği bir şey değildir bu.
İçi yanıyor en sevdiği insanın yanındayken bir diğer yoldaşına bir şey olursa diye.
Twitter hesabından yaptığı paylaşımda yazdığı iki cümleyi tüm dünya okumalı. İnsanlığın en üstün ahlakının temsilcilerinin yaşadığı boyutu tüm insanlık görmeli.
Nedir aşk?
Sevgi nedir?
Bağlılık, sadakat, vefa…
Bakmalı insanlık şu iki cümleye ve cevaplamalı tüm bu soruları:
“Ebru’yu bırakıp Aytaç’a gideyim diyemiyorum, Aytaç’a gidip Ebru’ya gideyim diyebiliyorum… Aytaç diyor ki git gözünü sevdiğim git. Kem gözlerden, kanlı ellerden sakın onu, git koru onu, ben dayanırım…”
Herşeyin ama herşeyin; sevgilerin aşkların dahi meta edilip tüketildiği dünyada yaşanan ve yaşatılan duygular aynı zamanda insanlığı yaşatıyor.
İnsana dair ne varsa düşman devrana karşı “hayır! İnsanlık yaşıyor, yaşayacak! Umut var! Umut yaşayacak! Çünkü biz hala seviyoruz!” diye haykırıyor bu güzellikleri yaşayan ve yaşatan insanlar.