Kitap Adı: Faşizmin Gizli İşkencehanelerinde Direniş Ve Zafer
Yazar Adı: Ayten Öztürk
Basım Tarihi: Ağustos 2022
Ayten Öztürk Lübnan devleti tarafından yasadışı yollardan Türkiye Devleti’ne verildi. Yine Türkiye Devleti tarafından yasa dışı ve kayıtsız bir şekilde, gözaltına alınarak işkencehaneye atıldı. Ve 6 ay boyunca AKP’nin gizli işkence merkezlerinde işkence edildi.
TAM ALTI AY BOYUNCA HER TÜRLÜ İŞKENCEYE MARUZ KALDI
Kaba dayak
Tecavüz
Elektrik
Ters askı
Soğuk hava, sıcak hava işkencesi
Uykusuz bırakma
Haftalaca gözü kapalı bekletme,
Kafasına silah dayayarak ölümle tehit etme… gibi her türlü işkence yapıldı AKP faşizminin işkencehanelerinde. İşkenceciler amacına ulaşmak için şu cümleleri sarfediyor : “burada sana organ nakli yapar ölmene engel oluruz. Ölmek için dua edersin”. Ama amaçlarına ulaşamıyor işkenceciler.
Ayten adeta konuşmayı unutuyor işkenceci katillere tek kelime vermemek için. Ve işkenceciler ne tek bir kelime, ne tek bir itiraf, ne de başka bir beklentilerine ulaşamıyor. Suçlayabilecekleri bir şey alamayan işkenceciler katletmeye cesaret edemiyorlar Ayten’i. Çünkü tüm dünyada yoldaşları AYTEN ÖZTÜRK NEREDE ? diye Lübnan devletine soruyordu. Ve kaybolanlar hariç Ayten’in vücudunda açtıkları 898 yara ile siyasi şube polisine veriyorlar.
”Faşizmin Gizli İşkencehanelerinde Direniş Ve Zafer” adlı bu kitapta Ayten Öztürk yaşadıklarını anlatıyor..
Kitabın Tamamına Ulaşmak İçin: https://drive.google.com/file/d/13pqFU9FGsEFpPJqdESq5EEtX3eRBmEsu/view
Önsöz
Bir varmış, bir yokmuş diye başlar ya masallar…
Benim bu kitapta anlattıklarım bir masal değil. Gerçeğin ta kendisi! Buna rağmen, bir vardım, bir anda da yok oldum. 6 ay süren bir yok olmanın hikayesi bu! Ardında acı, merak, özlem, endişe bırakan bir yok olma! Benden geriye sadece Lübnan havaalanındaki kamera görüntülerim kaldıysa da, işbirlikçi Lübnan hükümeti bunu inkar etti. Ve aylarca süren işkencelere ön ayak oldu. Kim bilir ne anlaşmalarla beni teslim etti Türk yetkililerine…
Öyle ki benim sesim, sedam, görüntüm silinmek istendi.
Lübnan’dan kaçırılıp, Ankara’nın gizli bir işkencehanesinde karanlık, susuzluk, acı ve işkence çığlıklarıyla birlikte direnişle geçen 6 ay! Elimden kayıp giden altı aylık bir ömür! Altı ayda bir bebek emeklemeye başlar. İlk sesleri çıkarır. Elleri bir şeyler kavrar. Benimse altı ayda ömrümü, sağlığımı, özlemlerimi çalmak istediler.
Altı ayda elektrik, elektroşok, taciz, tecavüz girişimi, tabutluğa koyma, suda boğmaya çalışma, askı, kaba dayak gibi her türlü işkenceyle beni kişiliğimden değerlerimden inançlarımdan koparmaya çalıştılar.
Bedenimin her yanı morardı, şişti, izler oluştu. Tam 25 kilo verdim. Bedenimde 898 yara izi açıldı. Tanınmaz bir halde bir araziye terkedildim.
Neden mi? Devrimci olduğum için… Özgür, bağımsız, eşit, adaletli bir ülke özlemiyle mücadeleettiğim için.. Vatanımı, halkımı, yoldaşlarımı sevdiğim için… Ailemden 3 devrimci katledildiği halde devrimcilik yapmaya devam ettiğim için… 6 ay boyunca işkencecilerle konuşmadığım, yoldaşlarıma, halkıma ihanet etmediğim için. Tüm bu işkenceler ve işkence sonrası 3,5 yıl tutuklu kalmam, hukuksuz ve adaletsizce aldığım ceza ile ev hapsinin devam etmesi bu intikamın bir sonucu…
Tarifsiz acılar yaşamış olsam da, bana asıl acı veren şey, yaşanan onca zulme, işkenceye, adaletsizliğe sessiz kalınmasıdır. Ben, yaşadığım her acıda, zorlukta, adaletsizlik karşısında gücümü yoldaşlarımdan, halkımdan, ölümsüzlüğe uğurladığım canlarımdan aldım. Umudumu bir an bile kaybetmedim. 6 aylık işkence sürecinden halkımın sahiplenmesi ile nasıl çıktıysam yine halkımın desteğiyle hakkımdaki hukuksuz ve adaletsiz cezanın bozulacağına inanıyorum.
Hazreti Ali’nin sözüyle bitiriyorum: “Haksızlık önünde eğilmeyiniz, çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.”
Bağımsız, demokratik, özgür yarınlarda buluşmak dileğiyle…
Umutla, Dirençle…
Ayten Öztürk
Temmuz 2022