Sezai Temelli iki gün önce infaz paketi için ilk değerlendirmesini yaptı ve ‘Dağ fare bile doğuramadı, buna tek kelimeyle ‘olmadı’ diyoruz’ dedi.
Temelli, infaz düzenlemesini, “Meşhur bir söz vardır ya, ‘Dağ fare doğurdu’ Bu sefer dağ fare bile doğuramadı. Paket toplumun beklentilerine ya da diğer konulardaki gelişmelere uygun bir şekilde karşımıza gelmedi maalesef. Anlatılan şeylerin hiçbiri şu anki acil olarak beklentileri karşılayacak nitelikte değil, olmadı. Bu kadar üzerine konuşulan bir paket sonuçta böyle geliyorsa karşınıza, buna tek kelimeyle ‘olmadı’ diyoruz” diye değerlendirdi.
Ülkemiz tarihinin tüm zamanlarında en işbirlikçi, en faşist, en keyfi, en yağmacı ve talancı gibi “en” ler ile açıklamaya kalkılsa ciddi bir liste oluşturabilecek AKP faşizmi ile işbirliği yapan DEM partisinin Grup Başkanvekili ne bekliyordu diye merak yersiz değildir. Hatta daha doğrusu acaba gerçekten bir beklentileri var mıydı? Sanmıyoruz. Çünkü DEM partinin AKP faşizminin neyi ne kadar yapabileceğini bilmemesi mümkün değildir. Zira AKP’nin faşist olduğunu, ABD işbirlikçisi olduğunu ve DEM ile görüşme sebebinin en fazla onlar farkındadır.
Ancak şaşırıyor gibi görünmek zorundalar.
Ancak beklemedikleri gibi geliştiği yalanını atmak zorundalar.
Çünkü bu sürecin bu şekilde işlemesi gerektiği talimatının adresi ABD’dir. ABD emperyalizminin ideolojik önderliğini yaptığı tasviye operasyonu PKK’nin kendini fes etmesi ile sürerken, ortadoğu’da ona biçilen rol gereği ülkede AKP faşizminin elinin güçlenmesi gerekmekte. ABD’nin çıkarları AKP ile devam etmekte. AKP’nin iktidarda kalmasının “meşruiyet” ihtiyacını bir şekilde hallolması gerekiyor. Yoksa seçime dahi gerek kalmaksızın iktidarda kalmasının önünde ciddi bir engel yok. Ve fakat faşizm de olsa seçim oyunu ile sahip olacakları meşruiyete olan ihtiyaçları var. Bu yüzden DEM ile birlikte hem PKK’yi tasfiye ederken, aynı zamanda içerde iktidarının ihtiyaçlarını karşılayarak bir taşla iki taş vurmayı amaçlıyor AKP.
Peki bu yalan neden? Şaşkınmış gibi görünmelerinin altında ne yatıyor.
Çünkü AKP faşizminin karakterini bile bile, böylesi bir zulüm iktidarı ile işbirliği yapmayı, halka çektirilen zulmü yok sayıp onların dümen suyuna girmeyi ancak “kandırıldık” ile açıklayabileceklerdir ileride. Başka türlü siyasi varlıklarını sürdürmeleri öyle kolay olmayacaktır. Ne Kürt halkı, ne Türk, ne Arap ne de başka milliyetten halkımız, bu işbirliğini, bu alçakça, halkın eti kanı üzerinden sürdürülen al takke ver külah ilişkisini affetmeyecektir. Dolayısıyla kendi kafalarına göre halka “kandırıldık” yalanını atabilecekleri bir sığınak hazırlamaya ihtiyaç duyuyorlar…
