İşlerini Geri Almak İçin Direnen Kamu Emekçileri Nazife Onay ve Nazan Bozkurt, KESK MYK’nın Açtığı Soruşturmalara Karşı Başlatılan Kampanyanın Nedenlerini Anlatıyor
Merhaba. KESK direnen üyelerini önce sendikalardan işkence yaparak attı. Ardından da sendikalardan ihraç etmek üzere soruşturma açtı. Sizler de direnen ve direnişçilere destek olan kamu emekçileri olarak KESK’in bu politikasına karşı bir kampanya başlattınız. KESK’in böyle bir politika izlemesinin sebebi sizce nedir?
Nazife Onay: OHAL’in ilanı ile birlikte binlerce kamu emekçisinin işine son verildi ve kendine devrimci diyen sendika yöneticileri bu saldırılara karşı bir şey yapmamanın teorisini yapmaya çalıştılar. Arkadaşlarımızın 324 günlük açlık grevleri ile birlikte büyüyen Yüksel Direnişi, faşizmin -özellikle bu süreçte- saldırılarının önünde bir barikat oldu. KESK’in; bu direnişi büyütmek yerine direnenlere saldırması, KESK’in geldiği durumu göstermektedir. Sendikada ağırladıkları kamu denetçisi ile ne konuştuklarını üyelerine açıklamamış, Süleyman Soylu’nun kendilerini kimlerden ve nasıl koruduklarının cevabını vermemişlerdir.
Üyeler bir yandan günlük maişet derdinde, diğer yandan AKP’nin baskısı altında. KESK ise üyelerinin sorunları ile ilgilenmek bir yana onların sorularına dahi cevap vermiyor. Ki KESK’i eleştirdik diye bize
saldırdılar, üyelere neyi nasıl anlatacaklar? Bu nedenle biz gidiyoruz üyelere; “gelin tartışın, tartışalım KESK ile, siz de tanık olun bu yüzleşmeye”
diyoruz.
Nazan Bozkurt: Çoğu insan bu konuda şöyle düşünüyor; kendileri direnmediği için direnen insanlara düşmanlık besliyorlar. Çünkü direnen insanlar KESK’in “neyi yapmadığını” net olarak ortaya koyuyor. Böyle
düşünmekte haklılar; ancak ben bunun bile esas nedenin yanında çok masum kaldığını düşünüyorum. KESK’in bizi sendikadan attığı tarih 15 Ekim, AKP’li Şeref Malkoç’u sendikada ağırladığı tarih 10 Ekim. Süleyman Soylu’nun Yüksel direnişçilerini ve direnen kamu emekçilerini
terörize ederek; “sendikaları onlardan temizledik” dediği tarih 18 Aralık.
Kendi sendikamdan bana ihraç konulu disiplin soruşturmasının geldiği tarih ise 6 Ocak. Ve 2 senedir bir direniş sürdüren insanları “örgüt üyesi” diye yargılatmak ve tutuklatmak amaçlı Siyasi Şube polislerinin evlerimizi basıp bizi gözaltına alması, KESK’ten dövülerek çıkarılmamızdan 2 ay
sonra… Biz gözaltındayken Süleyman Soylu’nun “KESK’e çökmeye çalıştılar, biz engelledik” deyişi ve aynı günlerde KESK’in sosyal medya hesaplarımızda “suç unsuru araması” ve çok gecmeden de sendikadan ihracımız için ilk somut adımı atmalarının tesadüf olamayacağını düşünüyorum. Esas sebep kirli olmalarıdır
Nasıl bir çalışma yapıyorsunuz?
Nazife O: İşyerlerine, okullara gidiyoruz. En genelinde kamu emekçilerine, özelde ise KESK üyelerine direnişimizi ve KESK’in KEC’lilere açtığı soruşturmaları anlatıyoruz.
Nazan B: Direnişi ve direnişçilere saldıran tasfiyecileri teşhir ediyoruz.
Bu çalışma ile ne hedefliyorsunuz?
Nazife O: Öncelikli amacımız KESK’in açtığı soruşturmaları geri alması ve üyelerine hesap vermesidir. KESK’in yapmadığını; 324 günlük açlık grevi direnişi ve hala devam eden Yüksel Direnişi ile KEC’liler yapmıştır. Bunun karşılığı onları sendikalardan atmak mıdır? Bunun cevabını vermelerini istiyoruz. Elbette bu vesile ile kim olduğumuzu, ne istediğimizi
de ulaşabildiğimiz kamu emekçilerine anlatmaktır.
Nazan B: En başta üyelerin bu kirlenmeyi görmesini istiyoruz. Göz göre göre yalan söylüyor, kan bedeli kurulmuş sendikalarımızı içeriden yıkmayı hedefliyorlar. Bunu nasıl kabul edebiliriz? Bir sendika, faşistleri sendikada ağırlayıp direnen kendi üyelerini sendikadan döve döve zorla çıkarır
mı? İşte biz de demokratik kitle örgütlerimizi bu tasfiyecilikten arındırmak ve faşizmle dişe diş mücadele edecek kurumlar haline getirmek istiyoruz.
Mücadelenize het alanda dedteklerimizi esirgemeyeceğiz.