AÇILIN İHANET KAPILARI:
yazan: Müslüm Genlik
Açılın ihanet kapıları açılın
Ben Mustafa,
beni mahkum edemediniz
açılın ihanet kapıları açılın
yasakladığınız güneşi kucaklamaya gidiyorum
Açılsın ihanet dosyaları,
kim suçlu hesap versin tanrı huzurunda
Açılın ihanet kapıları
Yorgun düşmüş anama gidiyorum
gamdan kederden sakalları ağarmış babama
Açılın ihanet kapıları açılın
benim boynum bükülmez bu kahpe düzene
Açılın ihanet kapıları açılın
yoldaşlarım halaya durmuşlar beni beklerler
Açılın ihanet kapıları açılın
sarı başakları toplamaya gidiyorum ben
Açılın ihanet kapıları açılın
benden çaldığınız hayatı yaşamaya gidiyorum ben
Açılın ihanet kapıları açılın
elbet yüreğimde bir sevda vardır
onu gelin etmeye gidiyorum davullu türkülü
açılın ihanet kapıları açılın son bir kez …
Müslüm Genlik
***
ADALETE AÇLIK
Yazan: Av. Barkın Timtik
Biz sayıyoruz
Ekleniyor günler günlere
Bugün 165 artık
Gün döndü
Kopuyor yüreğimizden de bir şeyler
Bir şeyler çarpıp parçalanıyor
Burnumuzun direğinde bir yangın
Kendi isyanımızı tutuşturuyor
Mustafam,
Ya Muhammed Mustafa’nın
Adı gibi kutsal şimdi
Senin de davan bizde mukaddes
Senin kanında dolaşan
Halkında açlığı
Doymamışlığı adalete
Yarım kalmışlığı her türlü sevincinin
Hak edilmiş
Diyeti ödenmiş
Her şeyin çalınması ellerinden
Kursağında bırakılması mutluluğunun
Biz sayıyoruz
Günleri günlere bağlıyoruz
Ve inanıyoruz
Halkın çocukları keçi gibi inatçı olmalı
Kendi patikalarını yaparken de
Yürürken de
Uçurum boylarında
Biz sayıyoruz günleri ya
Özgürlüğe sayıyoruz
İçimizdeki tutsakları salıp
Senin isyanınla karışarak adalete sayıyoruz
Taze karar vermiş bir yüzle
Güne bakıyoruz
İçimizde yüzdürdüğümüz gemileri
Mavi okyanuslara salıyoruz
Artık saymıyoruz
Seninle yaşıyoruz
Mustafam
Kara gözlerinin ışığı
Feneri olsun yolumuzun
Tut o ışığı karartma
Az daha bekle hele
El vereceksin
Yolunu arayanlara
Avukat Barkın TİMTİK
SİLİVRİ 9 NOLU HAPİSHANESİ
***
SENİN ADIN ŞEREF
Ey Mustafa Can dost Can kardeş.
Senin adın onur senin adın şeref
senin adın namustur.
Bu ihtiyar dünya
senin yüzün suyu hürmetine akar,
çağlar yıkar o zulmün kof kalelerini.
28 yaşında 29 kilo bedeninle
erimiş gitmiş etimiz kemiğimiz
gitsin ne çıkar
Onurumuz kalsın diyen sesindir ki
Cihana bedeldir.
O kavgacı o umutlu o çatal fişek sesin yüreğin.
Utansın bugün dünya
utanalım gerisini kendi bulsun
Adem’in oğlu Havva’nın kızı.
Ama bil ki sesin gitmez kulaklarımızdan
Adalet diyen Onur diyen o turna sesin gitmez!
Umudu yol eyleyen o bilge o cesur aklın
şimdi yol gösterir yol açar muştular geleceği.
Yıkar bu adaletsiz bu yalan bu riya dünyasını
yol alır Mahirce.
Seni çok seviyoruz
Can dost Can kardeş.
***
ADALETİN KILICI
Yazan: Liegeden Bir Halk Cepheli
Umudun, emeğin, özgür dünyanın
Vazgeçer mi bunda aklı insanın
Tanrısı olmuş bozuk düzenin
Kalmayacak bir gün hükmü paranın
Çok bekçili hırsızların kalesi
Biter sanma devrimcilerin mermisi
Devir döner ötmeyecek zalimlerin borusu
Susmayaca saz telinde türkümüzün tınısı
Deme kardeş yanlarına kalacak
Hesap günü adaletin kılıcı
Ölümde dirilmiş halkın elinde
Sallanacak düşene dek sonuncu
Bahar gelmiş arkasında yazımız
Helin bizim nar çiçeği kızımız
Düşmeyecek göndere çekilen yıldız
Halk uğruna düşenlere andımız
***
SÖZ OL… KOÇAK OL…
Yazan: Koçak’ın Bir Yoldaşı
Koçak… 30’unda yiğit delikanlı..
Dünyanın tüm acılarını yüklenip gitti.
Yiğidim bil ki;
Bize bu acıları çektirenlerin acıları,
acılarımız kadar büyük olacak!
Gün öfkeyi bileme günü.
Acı, Zeynep Koçak’ın dilinde
çığlık çığlığa iken
evinde susma…
zulmün karşısında haykır.
Gün evlere hapsolma günü değil
zulme öfkemizi yağdırma günü.
Duvarda yazı ol.
Parmaklıklara asılı pankart ol.
Faşizmin önünde sloganlarınla dikil.
Sokakta yürüyen döviz ol.
Parka bırakılan kart ol.
Ses ol, öfke ol, koçak ol!
Yalnız sessiz, sözsüz OLMA!