Geçen yılın son ayında Minsk’te özgün ve önemli bir konferans yapıldı. Stalin’in 140. Doğum yıldönümü dolayısıyla gerçekleştirilen konferansın tam adı şöyleydi: “Antistalinizm İle Mücadele Bugünkü Devrimlerin Tek Koşuludur”.
Beyaz Rusya Komünist İşçi Partisi tarafından düzenlenen ve 13, 14, 15 Aralık tarihlerinde yapılan konferansa Beyaz Rusya, Rusya, Çek, Ukrayna, Moldovya, Belçika, Bulgaristan, Azerbaycan, Slovakya, Hırvatistan, Kırgızistan, Filipin ve Türkiye’den örgütler katıldı. Türkiye’den Anti-Emperyalist Cephe, Halk Cephesi Ve Grup Yorum’u temsilen konuşmacıların katıldığı konferans, 13 ülkeden gelen sosyalistlerin birbirlerini tanımalarına da sağladı.
Direnenlerin Selamı Minsk’te Yankılandı
Halk Cephesi’nin konuşmasının başında, konferansa katılan örgütlere, Türkiye’de Halk Cephesi’nin tüm kurumlarının, yüzlerce özgür tutsağın, gençlik örgütlenmesinin, halkın avukatlarının, sanatçılarının ve dışarıda içeride direnen Cephelilerin selamları iletildi.
Halk Cephesi’nin konuşmasında anti-Stalinizme karşı ideolojik mücadele, anti-Stalinistlerin yalanlarını somut bilgilerle çürütme ve bugün Stalin’in mücadelesini devam ettirmenin nasıl olması gerektiği üzerinde duruldu. Halk Cephesi konuşmasından bazı satır başları şöyleydi:
Stalin Demek Sosyalizm’de Israr İnanç Ve Kararlılık Demektir!
Stalin Demek Emperyalizme Karşı Zafer Demektir, Emperyalizmin Yenilgisi Demektir!
Tarihi bireyler yapmaz, tarih kişilerin, kahramanların eseri değildir. Tarih, sınıf mücadelelerinin tarihidir. Tarih kitlelerin eseridir. Bireyler ve kahramanlar bu çerçevede ele alınırsa, onlara gerçek değerleri verilmiş olur.
Özellikle anti-Stalinistlerin kendilerine malzeme yaptığı üç somut noktada ise gerçekler ortaya konuldu: Bunlar,
Moskova Duruşmaları
Moskova Duruşmaları halka, basına, yabancı ülke yetkililerini ve radyodan, gazeteden tüm Sovyet halkına canlı olarak ulaştırılıyordu. Kimilerinin iddia ettiği gibi en ufak bir kötü muamele olsa tutukluların tek bir iması bile emperyalist haydutların “demokrasi” çığırtkanlığına dönüşebilecekti ama olmadı.
Her şey çok açık sürdürülmüştür. Dünyanın 17 radyosundan canlı yayınlanmıştır Moskova yargılamaları. İddianamesi 40’a yakın dile çevrilmiştir.
- Moskova Yargılamaları,
- Katyn Katliamı
- ve Saldırmazlık Anlaşması idi.
Troçki, Zinovyev, Kamenev: Sovyet Halkına Ve Sovyetler Birliği’ne İhanet Etmişlerdir!
Zinovyev’ler, Kamenev’ler, Buharin’ler ve yandaşları, bu güçlerle ve Hitler faşizmiyle, Alman emperyalizmiyle işbirliği içerisinde, Sovyet sistemini yıkmaya çalıştıkları için cezalandırıldılar. Yoksa, Stalin’in “muhalifleri” oldukları ya da farklı görüşlere sahip bulundukları için değil.
Zinovyev, Kamanev ekibine dahil olan Reingold isimli bir komplocunun ifadeleri de yaşananların ve yargılananların “muhalif” olmaktan çok ötede olduğunu, iddiaların ne kadar haklı olduğunu kanıtlamıştır.
Emperyalizmin Katyn Katliamı Yalanı
Emperyalistlerin, Rusya’daki işbirlikçilerin, faşistlerin ve anti-Stalinistlerin Sovyetler Biriği’ne ve Stalin’e karşı sürdürdükleri yalan ve karalama kampanyalarının en temel malzemelerinden biri de bilindiği gibi “Katyn (Katin) Ormanları Katliamı” konusudur.
Polonya, Sovyetler Birliği’ne sınır bir ülkedir. Emperyalistler Polonya ile Sovyetlerin arasını açmak için Katyn katliamı yalanını ortaya attılar.
Oysa, katliam alanında yapılan incelemeler, deliller katliamı SSCB’nin yapmadığını belgelemiştir.
Katliam yapmak milyonlarca insanı katletmek emperyalizmin ve faşizmin işidir
Katyn Ormanı katliamı ve onlarca toplama kampı katliamları faşizmin eseridir.
Katyn Katliamı yalanını Naziler başlattı, emperyalizm sürdürüyor.
Stalin Faşizme Karşı
Stalin demek emperyalizmin yenilgisi demektir.
Emperyalizmin bitmeyen Stalin düşmanlığının nedeni de budur.
Evet, Stalin Faşist Almanya ile bir saldırmazlık antlaşması imzalamak zorunda kalmıştır. Peki Neden? Çünkü, İngiliz, Fransız ve bütün emperyalist devletler, 1930’lar boyunca SSCB’nin Avrupa’da kollektif güvenlik antlaşması tekliflerini reddettiler ve “Hitleri yatıştırma” politikası içine girdiler. Hitler tek tek Avrupa ülkelerini işgal ederken ses çıkarmadılar. Bütün çabaları sonuçsuz kalan Sovyetler Birliği, Almanya ile saldırmazlık antlaşması yapmak zorunda kaldı. Ve bu süreyi de Nazi Almanyası’na karşı direniş ve savaş için hazırlanmak için kullandı. Nazi Almanyası, Avrupa emperyalistlerinin, ABD’nin savaşıyla değil, Sovyet halkının ve devletinin direniş ve savaşıyla yenilmiştir. Bu gerçek bile, Sovyetlerin, Stalin’in bu taktiğinin tarihi açıdan doğruluğunu kanıtlar.
En İyi Konuşmacı Ödülü Halk Cephesi’ne
Anti-Emperyalist Cephe, Halk Cephesi ve Grup Yorum’u temsilen katılınan konferansta, Halk Cephesi konuşmacısına konferansın sonunda “en iyi konuşmacı” ödülü verildi. Konferansın 2. Gününde düzenlenen gezi sırasında tüm konuşmacılar tarafından yapılan bu seçim, konuşmanın somutluğu ve konuşmayı yapanın gençliğinin sonucuydu.
Bir çok konuşma yapıldı konferansta fakat, en somut konuşma ve en çok ilgiyle dikkatle dinlenen konuşma buydu. Ve kuşkusuz, konuşma, Stalin’i savunmayı devrimi gerçekleştirme iddiası ve pratiığiyle bütünleştiren bir konuşmaydı.
Konferansa katılan konuşmacıların çoğu eski sosyalist ülkelerden gelmişti. Bazıları “biz yaşadık ama bu kadar güzel anlatamadık” diyerek gurur duyduklarını belirttiiler. Halk Cephesi’nin Stalin ile ilgili bakış açısını, verdiği devrim mücadelesini ve anti-Stalinizm hakkında düşüncelerini çok değerli bulduklarını paylaştılar.
Anti-emperyalist Cephe’ye Davet
Konferansta tüm katılımcılar, 14-15-16 Şubat’ta Atina’da düzenlenecek olan Anti Emperyalist Cephe Sempozyumuna davet edildiler. Katılımcılara, Grup Yorum’u ve Halk Cephesi’ni anlatan İngilizce broşürler dağıtıldı.
Konferansın kapanışında, Halk Cephesi ve Anti-emperyalist Cephe adına yapılan konuşmada şu vurgular yapıldı.
“Devrimci mücadelenin en önemli ayağı ideolojik mücadeledir!
Stalin’i Redetmek Marksizmi Leninizmi Redetmektir!”
Bugün Stalinist Olmak Sosyalizm İçin Emperyalizme Ve Faşizme Karşı Savaşmaktır!
Stalin Dünya Halklarının Önderidir, Bizim Önderlerimizdendir!
Stalin’e Sözümüzdür; Dünyayı Bir Kez Daha Türkiye’den Sarsacağız!