Kadına karşı şiddeti gündemine almış Metin Fevzioğlu. Toplumsal bir konuya vermiş kendini. Demokratik kamuoyunun gündemi olur da Metin Fevzioğlu’nun gündemi olmaz mı(!)? Ee ne de olsa Türkiye Barolar Birliği’nin başkanı. Bir projesi varmış. Ve bu proje için Emine Erdoğan’a mektup yazmış. Destek istemiş…
Eğildiği konu gündemi hayli meşgul eden ama bir türlü dimeyen bir konu; kadına şiddet. Hukukçu kimliği ile tabii ki bazı projeler düşünüp hayata geçirebilir. Demokratik güçleri arkasına alabilir. Barolar ile birlikte çalışıp ortaya çıkan proje veya projelerin tartıştırılmasını sağlayabilir. Akademik çevreler, hocalar, bilim insanları enine boyuna tartışır. Halkın çıkarına ise iş projenin hayata geçirilmesine kalır. Bu noktada siyasi çevrelerden destek beklenebilir. Hatta hükümete bile sunulabilir. Bunlar kendi sınırları içerisinde anlaşılabilir. Bir baro başkanının yapması gereken bunlardır. Hatta bir Barolar Birliği Başkanının yapması gereken belki bundan daha fazlası olabilir. Bir Barolar Birliği Başkanının ama.
Ancak ortada bir Barolar Birliği Başkanı yok.
Çünkü Baroların kahir çoğunluğu kendisini baroları temsil etmediğini beyan etmiş.
Ortada baroların yasal genel kurul taleplerini yok saymış, yasadışı bir başkan var. Başkanlık ile ilgili tek şey işgal ettiği koltuğu kalmış.
Dolayısıyla yukarda bahsettiğimiz şeylerin hiç birini yapmaması da gayet normal.
Kadına şiddet ile ilgili bir konuda ilgisiz birinden destek istemesi de normal.
Önce sırtını dayadığı güce başvurur bir yönetici. Gücünü kimden alıyorsa onun destek ve onayına ihtiyaç duyar.
Metin Fevzioğlu da gücünü sırtını dayadığı AKP’den özellikle Erdoğan ailesinden alıyor. Ya da çabası bu yönde. Barolar ile avukatlar ile ilgisinin kalmadığı artık herkesçe biliniyor.
Feyzioğlu, “Sayın Adalet Bakanı ile çok güzel bir iş birliği içinde, şiddet önleme ve izleme merkezlerinin her birine barolarımızın bu konuda uzman, şiddet mağduru kadınlarla iletişim kurma noktasında özel eğitim almış, kadın hakları mücadelesine başını koymuş kıdemli kadın avukatları görevlendireceği bir proje gerçekleştireceğiz” dedi. Feyzioğlu, “Dört dörtlük bir çalışma inşallah çok yakın bir zamanda hazırlanacak, önümüze konacak. Dün Emine Erdoğan Hanım’a bir mektup yazdım. Bu projenin kendileri tarafından sahiplenilmesini önemsiyorum ve bir kadın olarak kadına karşı şiddeti önlemek için çok şey yapacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Bir kadın olduğu için mi kendilerine başvuruyor Fevzioğlu, yoksa Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi olduğu için mi? Bunun cevabı çok açık.
Demokrasi güçlerinin tepkisi anlaşılır ama Fevzioğlu’dan da başka bir şey beklemek saflık olur. Gayrı meşru bir baro başkanının, ilgisiz, Cumhurbaşkanı eşi olmaktan başka hiçbir vasfı olmayan Emine Erdoğan’a yazması anlaşılır bir durum. Kime yazacaktı, teröristlikle suçladığı, devlet düşmanlığı yapıyorlar diye haklarında provokatif açıklama yaptığı barolara mı?
Zira barolar ile ilgisi kalmadığı için siyasi hayatını devam ettirmeyi düşündüğü partiye yakınlaşmaya çalıştığı gerçeğini de gözden kaçırmamak gerekir. Ki o partiye yanaşmanın en bilinen en ve “makbul” yolu yalakalıktır.
Bu çerçevede bakıldığında Fevzioğlu’nun destek için neden Emine Erdoğan’a yazdığı daha iyi anlaşılacaktır.
(kadına şiddet meselesi ile ilgili projesine hiç değinmiyoruz zira ortada bir proje olduğunu da düşünmüyoruz. Bir proje varsa iktidara yaranma projesidir. )