“Çocuğum 2 gün sonra aranmaya başlandı. Anında detaylı arama yapılsa belki kurtulabilirdi. Çünkü sahipsiz olan, mültecileri kimse aramıyor. Ben en son Berkin Elvan’ı yıkadim. Oğlumu da yıkamak istiyordum. Öpüp koklamak mezarına koymak istiyorum. Oğlum bambaşka gelecekti bana, sonuç ne yazık ki bu şekilde oldu. Ama yine de seviniyorum. En azından oğlumu buldum. Şimdi ömrümün sonuna kadar benimle kalacak. Teşhis ettim onu. Öpüp kokladım.” Ünzile Araz
24 Mart’ta Türkiye’den Yunanistan’a botla geçmek isterken kaybolan Mahir Mete Kul için; annesi Ünzile Araz başta olmak üzere, yoldaşları ve dostlarının yoğun çabası sonucu arama çalışmaları başlatılmıştı.
8 Nisan’da Meriç nehrinde cansız bedeni bulunan Mahir Mete Kul, 12 Nisan Cuma günü Atina’da defnedildi.
“Mahir Mete Kul Ölümsüzdür/Halk Cephesi” pankartı açılarak mezarlığa kadar yürüyüş düzenlendi..
Ardından yapılan konuşmayla Mahir’in katilinin faşizm olduğu, bir itirafçının iftirası neticesinde tutuklandığı, onun ve tüm halk çocukları için faşizme karşı mücadelenin daha da büyütüleceği sözü verildi.
Karanfillerle, çiçeklerle süslenen mezarı başında Mahir Mete’nin sevdiği türküler okunmasından sonra Cavella Tria’da yemek ve helva verildi.
Cenazeye Halk Cepheliler dışında Yunanistan’da bulunan Türkiyeli sol, sosyalist örgütlerinde katıldığı gözlemlendi.
Kocaeli HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun yaptığı açıklamaya göre:
‘’OHAL döneminden bu yana Mete ile birlikte yurt dışına geçmeye çalışırken Ege ve Meriç’te boğulanların sayısı 22’ye ulaştı. Bunların 13’u aralarında bebeklerin de olduğu çocuklar”
‘’Mahir Mete Kul Ölümsüzdür’’ diyerek bir açıklama yapan Yunanistan Halk Cephesi’nin metnini yayınlıyoruz.
Mahir Mete Kul 23 yaşında ömrünün en güzel yaşında ayrıldı aramızdan.
Mete’nin doğduğu günden itibaren soluduğu hava, faşizmin zulmüne ve sömürüsüne karşı bedeller ödenerek verilen, en onurlu kavganın coşkusuydu.
Küçüklüğünden itibaren devrimciler’le iç içe büyümüştü Mahir Mete. İsmini Mahir Çayan’dan ve Sivas Dağlarında şehit düşen Mete Nezihi Altınay’dan almıştı.
Devrimcilerden aldığı kültür ve ahlakla dürüst, onurlu bir genç olarak yetişti.
Büyüdü ve katıldı kavgaya, Liseli Dev-Gençli oldu.
Tam Bağımsız Türkiye için mücadele etti. Parasız eğitim, sınavsız gelecek istedi.
Gençliğin geleceğini belirleyecek politikaları faşist iktidarın köhnemiş çürümüş beyinleri belirlemesin, gençliğin de söz hakkı olsun istedi.
Ve faşizm onu tutukladı.
Gencecik yaşında dört duvar arasında hukuksuz’ca tutsak kaldı. Faşizmin işbirlikçileri, alçak iftiracıları aracılığı ile onlarca yıla varan cezalarla yargılandı.
Hapishaneden çıktı, ama faşizmin korkusu büyüktü. Ona ve arkadaşlarına ömürlük cezalar biçmekte tereddüt etmiyordu.
Mahir Mete’ye ve diğer gençlerimize bu düzende yaşam hakkı verilmedi.
Mahir Mete’nin eğitimi yarım kaldı. Uğruna mücadele ettiği, hapis yattığı vatanını bırakmak zorunda kaldı.
Gencecik umutlarını da alıp göç yollarına koyuldu Mete.
Meriç Nehrini geçmek için binmiş olduğu botun alabora olması sonucunda, 24 Mart’tan itibaren haber alınamadı Mahir Mete’den.
TAYAD’lı Ünzile Anamızın direnişi, halkımızın ve yoldaşlarının sahiplenmesi ile başlayan ve sürdürülen arama çalışmaları sonucunda Mahir Mete’miz bulundu…
Halkımızı göç yollarına düşüren, göç yollarında katleden emperyalizme ve işbirlikçisi faşizme karşı öfkemiz her geçen gün daha da artıyor.
Mahir Mete ilk değildir, son da olmayacaktır. Halkımızın, gençlerimizin göç yollarında ölümlerinin sorumlusu emperyalizm ve işbirlikçileridir.
Gencecik yaşında gençlerimizi tutuklayıp, eğitim haklarını ellerinden alan bu köhnemiş düzendir.
Ağır yıllara varan cezalara çarptırıp, yaşam koşullarını ellerinden alarak, yurtdışına çıkış yasakları koyan, insanlarımıza kendi ülkelerinde yaşama hakkı tanımayan emperyalizm ve işbirlikçileridir.
Mahir Mete ve göç yollarında kaybolup, katledilen halklarımıza; yaşattırdığı tüm acıların hesabını emperyalizmden soracağız.
Bir annenin oğlunun cansız bedeninin bulunmasına sevindiren emperyalizmdir.
Çünkü;
Emperyalizm halkların baş düşmanıdır. Emperyalizme ve faşizme karşı mücadeleyi büyütmedikçe halklar katliamlardan, açlıktan, yoksulluktan, mültecilikten, savaştan kurtulmayacaktır.
Çünkü;
Ölülerimizin, kayıplarımızın, yoksulluğumuzun, sömürünün, mülteciliğin sorumlusu emperyalizm ve işbirlikçileridir.
Bu Nedenle;
Emperyalizme ve faşizme karşı mücadele zorunluluktur, halklarımızı emperyalizme ve faşizme karşı örgütlemeli ve mücadelemizi daha da büyütmeliyiz.
Mete’ye ve faşizmin zulmüne uğramış tüm insanlarımıza Söz Veriyoruz. Gülemediğimiz, yaşayamadığımız, çocuklarımızı özgürce büyütemediğimiz bu sisteme son vereceğiz.
Söz Veriyoruz sınıfsız, sömürüsüz, özgür bir geleceği onlara armağan edeceğiz.