“Bilesin
bir kere korku düşerse adamın içine
bir kere koparsa sevdiklerinden
mümkünü yok gitti gider
Söner gözlerinde güzelim ışık
kararır çirkinleşir yüzü
önceleri utanır belki
sonra vız gelir
umurunda olmaz dünya
insanları sevmek büyük hüner
insanlarla beraber”
(Metin Eroğlu-Büyük Hüner )
Hapishanedeyim, hücredeyim. Ama avukatlık yapmaya devam ediyorum.
Avukatlık hak savunmaksa hiçbir güç bizi halkın haklarını savunmaktan alıkoyamaz.
Ruhsat mı? asıl ruhsatlar halkın yüreğindedir. Oradaki ruhsatları iptal ettiremeyen hiç kimse halkın halkın avukatlarını yenemez.
Şimdi size bir müvekkilimi anlatacağım. İki ay önce tutuklanan Muammer KAYA‘dan bahsedeceğim.
Muammer , Edirne’de bulunduğu için tutuklandı. “Tamam AKP falan ama o kadar da olmaz ” denilebilir. Bunun söylenmesi de bize zulmün nasıl kanıksatıldığını gösterecektir. “Nasıl yani” mi?
Şöyle;
Uzunca bir süredir Edirne’de GBT kontrolüne giren; devlete “şüpheli” görünen kişiler tutuklanıyor. Neden? Yurtdışına çıkmaya çalıştıkları iddiasıyla. Peki yurtdışına çıkmaya çalışırken mi gözaltına alındılar? Hayır.
Bir adım öteye gidelim. “Yurtdışına çıkmaya çalışmak” diye bir suç var mı TCK’da? Hayır. Sınırlarla ilgili hukuk, idari bir süreçtir. Devletler sınırlarını tutar. Güvenliğini alır. Hepsi bu.
Peki nasıl oluyor da Muammer KAYA ve onun durumunda olan onlarca insan tutuklanıyor. Avrupa Birliği ile yapılan anlaşmalarla. Avrupa Birliği “sınırdan geçmeyin ” diyor. “Siyasiler gelmeye yeltenirse gözlerini korkutun, bir daha denemesinler ” diyor. Ortaya böyle tutuklamalar çıkıyor.
Gözaltı işlemi bir suçla ilgili gerçekleştirilebilir. Ortada suç olmadığı için Edirne’de görülen Muammer KAYA yasa dışı şekilde gözaltına alınıyor. Tabi olmayan bir suçtan tutuklanamaz. Hemen tutuklanabileceği bir dosyası var mı yok mu ona bakılıyor. İstanbul 36 Ağır ceza mahkemesinde bir dosyası var. “Ama bundan dört yıldır tutuksuz yargılanıyor?” “olsun tutukla, sonuçta gözdağı vermemiz gerekiyor” Tutuklanmasına.
“Böyle bir şey oluyorsa neden kimse , barolar, gazeteciler, muhalif geçinenler buna dair tek kelime etmiyor?” demiş olabilirsiniz. “Ee o zaman teröristlere kol kanat geriyorsunuz” diyebilirler. Sana dava mava açarlar Alimallah. Akıllı olmak lazım bu devirde. Malum durum ortada. Bu cevapları duyabilirsiniz. Bu cevaplar bunca zulmün nasıl kanıksatıldığının anahtarıdır aynı zamanda.
Muammer’in birçok sağlık sorunu var. % 45 şizofren raporu var en başta . Tavuk karası rahatsızlığı var. İyi göremiyor. Kulaklarında % 35 duyma sorunu var. Migren, bel fıtığı basit olanlar. Bunca zulme böyle hastalıklara direnmek kolay mıdır? Böyle yükü omuzlarında taşıyabilmek için ne gerekir?
“İnsanlar alabildiğine sevmeyi/ bırakmazlar yanına” der Rıfat Ilgaz usta . Sizi sevdiği için buradadır Muammer.
Hem size bir şey söyleyeyim mi? Yukardaki gerekçeleri sıralayan akılsızlardan çok daha iyi görür gerçeği. Milyonların açlığını, adaletsizliklere karşı savaşan devrimcilerin haykırdığı doğruları çok iyi duyar.
Çünkü yüreğinin kulakları sağlamdır Muammer’in.
Ezilenin yüreğinde taze bir fidan kırılsa, kilometrelerce ötesinden iliklerinde hisseder Muammer. O yüzden demir sürgülü, asma kilitli kapılar üstüne kapanmıştır. O yüzden sizden uzaktadır. O zaman biz yaklaşalım, Muammer’e (Edirne F tipi’ne) mektup yazalım. Muammer’in özgürlüğünü haykıralım hep birlikte…