Kitabın Adı: SOMA. Kanlı Kömür

ÖNSÖZ:

13 Mayıs 2014’te Manisa Soma Eynez Karanlıkdere Maden Ocağı’nda, tarihimizin en büyük maden katliamı yaşandı. Yerin 400 metre altında 301 maden işçisi katledildi, 162 işçi yaralandı.

Yaşanan büyük katliam üzerine Soma madencilerinin hangi partiye oy verdiklerini tartışan kimi sol etiketli partiler, bulundukları yerlerde yaptıkları basın açıklamaları ile yetinirken, Halk Cephesi ülke genelinde ayağa kalktı. Soma’ya heyetler gönderirken, sokaklarda katliamın hesabını soran eylemler örgütledi.

Soma’da 301 maden işçisinin katledilmesinden sorumlu olanlara karşı madenci yakınları ve Avukatlar dava açtılar. Soma davasının ilk duruşması 13 Nisan 2015 tarihinde başladı. 9 Mayıs 2017 tarihine kadar 2 yıl sürdü. Halkın Hukuk Bürosu ve ÇHD Avukatlarının çabaları sonucu karar duruşmasında maden ocağı sahiplerine az sayılmayacak cezalar verildi.

Ancak siyasal iktidar, AKP hükümeti başından itibaren “ölüm madenciliğin fıtratında var” diyerek maden ocağı sahiplerini korumaya çalışıyordu. Sonuçta yargıya müdahale ederek verilen kararı bozdurdu. Yeniden yapılan yargılamalarda bu kez patronlar hafif cezalarla kurtuldular. Anayasa Mahkemesi de benzer bir kararla Maden ocağı patronlarını adeta akladı. Adalet için mücadele sürecekti.

Soma Maden Ocaklarında yaşanan katliam, ülkemizde çalışma koşulları ve iş güvenliği konularında bugün de var olan durumu ortaya sermesi açısından güncelliğini koruyor.

Madenleri emperyalist tekellere peşkeş çektiler. Ucuz iş gücü için tarım ve hayvancılığı yok ettiler, köylerden kentlere milyonlarca insanı göçe zorladılar. Daha fazla kâr elde etmek için insan yaşamı ve iş güvenliğini hiçe saydılar. Bu sorunları yaratan siyasal iktidarlar elbette çözüm de bulmayacaklardı. Katliama neden olan çalışma koşulları başka birçok maden ocağında benzer şekilde devam etti.

Çözüm, örgütlenmek, işçi komitelerinde, işçi meclislerinde gücümüzü birleştirmek ve haklarımız için mücadele etmektir.

Nihai çözüm işçilerin iktidarı alması ve “önce kâr değil, önce insan” ilkesi ile üretimi örgütleyen devrimci halk iktidarının kurulmasıdır.

Geleceği ancak kendi ellerimizle kendi mücadelemizle kazanabiliriz. Kazanacağız.

Soma’da çalışma koşullarından yargı sürecine, siyasal iktidarın patronları koruyan müdahalelerinden sol grupların tavrına kadar var olan her şey ülkemizin genel bir panoraması gibidir. Soma’yı derinlemesine incelemek ülkemizi daha iyi tanımak anlamına gelir.

Soma Katliamını unutmak, yeni katliamlara davetiyedir. Patronların aşırı kâr hırsı ve onları koruyan siyasal iktidarlar nedeniyle Soma madenci katliamından önce de sonra da birçok işçi katliamı yaşandı. Kan ve gözyaşı ile dolu bu süreci ancak bilinçli işçilerin, devrimcilerin mücadelesi durdurabilir.

Bu derleme ile yaşanan acılar kadar, mücadelede unutulmaması gerekenleri, alınacak dersleri, öğrenilecekleri kalıcılaştırmayı hedefledik.

Bu arada “fıtrat”, “görünmez kaza” diyerek katliamın üstünü örtemeye çalışan siyasal iktidarı, hazırladığı raporlarla çürüten devrimci mühendislerin, yargı sürecinde patron – AKP işbirliğini açığa çıkaran, teşhir eden, madencilerin haklarını savunan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının ve nihayet tüm sürece müdahale ederek işçi mücadelesine ivme kazandıran DEVRİMCİ İŞÇİ HAREKETİ’nin emeklerinin bu kitaba katkısını belirtmeden geçmeyelim.

Geleceğimizi kazanma mücadelemize katkıda bulunması dileğiyle…

Boran Yayınevi

Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız

Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız

Sosyal ağlarda paylaşın