Bugün Çağlayan Adliyesinde bir dava görülüyor. Genç bir mühendis yargılanıyor.
Neyle mi suçlanıyor?
Normalde akla gelen soru şu olmalıydı.
“ Suçu neymiş?”.
Ama hayır. Bu soruyu artık soramıyoruz. Artık ülkemizde tutuklanmanız için suç işlemeniz gerekmiyor. Suçlanmanız yeterli. Suçunuzun ispatlanması mı? Hiç gerek görülmüyor. Yani suçlanarak içeri atılabilir haksız hukuksuz yere tutuklanabilirsiniz.
Haksız yere tutuklanan insanlardan biri de Kenan Emre Üstündağ. Bir mühendis. Halkın Mimar Mühendislerinden. Hakkında, işlediği ispat edilmiş bir tek suç bulamıyor siyasi iktidar. Suçlamaya çalışıyor.
Suçlamayı ispatlayabilmek için kullanılan yöntemlerin en adi ve en zahmetsiz olanını kullanıyor. Faşizmin hukukunun yani aslında hukuksuzluğun hakim olduğu bir ülkede bu yöntemlerin en kullanışlı ve en masrafsızı: itirafçı. Yani iftiracı.
Kenan Emre Üstündağ 2 yıla yakın bir süredir bir itirafçının iftiraları ile tutsak edilmiş durumdu. İftiracı olduğu, mahkemeye birlikte çıktıklarında İtirafçının kendisini tanımaması ile çok daha açığa çıktı. Ama mahkeme itirafçının iftira attığı insanı tanımamasını dikkate almıyor. Ve tutukluluğunu devam ettiriyor.
Hapse atması gerekiyor Kenan ve Kenan gibileri çünkü. Hapse atması için ise suçlayabilmesi. Yani suç yaratmaları gerekiyor.
Aslında Kenan Emre Üstündağ’ın mesleki pratiği muktedirler için çok büyük suç. Halkın Mimar ve Mühendisleri şöyle dile getiriyor bu suçu: RANT İÇİN DEĞİL HALK İÇİN MÜHENDİSLİK.
İşte AKP’yi kudurtan şey ve AKP için en büyük suç bu. Ancak bunun suç olamayacağı bilindiğinden başka suçlar yaratmalılar. “halk için mühendislik yaptığındın dolayı seni yargılıyoruz” diyemiyorlar. Halk için mühendislik veya halk için başka faaliyette bulunanları hapishaneye attırabilecek iftiralara ihtiyaç duyuyorlar. Ve bu iftiraları atacak itirafçılara. İftirada menfaati olan düşkünlere.
Halka düşman olan bir yönetimin halk için bir şeyler yapanları mükafatlandırmasını beklemek hayalcilik olur. İşin gerçeği şu ki mesleki bilgilerini halk için kullandığından dolayı tutuklu Kenan Emre Üstündağ. Ve bu yüzden yargılanıyor.
Halkın mühendisine özgürlük istemeden önce AKP faşizminin düşmanlığını kazanmalarına sebep olan faaliyetlerini hatırlayarak aslında Kenan Emre Üstündağ’ın neden hapishanede olduğunu tekrar görelim:
H.F.G. Rüzgar türbini:
Kapitalist pazarda çok yüksek fiyatlara bulunabilen rüzgar türbinlerini, halkçı, sosyalist yöntemlerle halk ile birlikte üreterek yine halkın hizmetine sunmak. Piyasada temin edilebileceklerden en az 20 kat daha ucuza mal edilip yine piyasadakilerden kat kat daha fazla elektrik üretebilen türbin ürettiler.
Ferhat Gerçek Yürüteci:
Ülkemizde birçoğu kayıtlı olmamakla birlikte 9 milyon engelli yaşıyor. Ülkemizde engelli ve üzerine de yoksulsanız mezara kadar işkence çekmeye mahkumsunuzdur. Ferhat Gerçek yürüyüş dergisi satarken polis kurşunu ile belden aşağısı felç bırakılmış bir gencimiz. Onun günlük hayatını daha kolaylaştırmak için düşünüler yürüteç piyasada 50 bin (2015 rakamları) liraya bulunabiliyor. Kenan Emre ve arkadaşları yani HMM bu yürüteci 5 bin liraya malederek üretti. Böylece halkın sağlık sorunun sosyalistler tarafından nasıl çözülebileceği suçunu işlediler.
Halk Bahçeleri:
Halkın açlık sorunu gün geçtikçe büyürken halkın mühendisleri bu alanda da rahat durmadılar. Aynı zamanda doğal gıdaya ulaşmasını da hedefleyen halk bahçelerini örgütlediler halk ile birlikte. Halkın yaşadığı mahallelerde nerede boş bir alan varsa tohumlar ektiler halkla birlikte, hasat edip paylaştılar halkla birlikte.
Çayan Gün su türbini:
Dersim’in Hozat ilçesinin Karsel köyünde 6 yıl boyunca elektriksiz yaşamak zorunda bırakılan aileye su türbini yaptılar. Geceli gündüzlü kafa yorup çalışarak 2015 yılında elektriksiz bırakılmış bir aileye su türbini ile elektrik ulaştırmak… faşizm için affedilmez suç(!).
Daha saymak ile bitmez; Dilek Doğan çeşmesi, Küçükarmutlu cemevi inşaatı, gecekondu mahallelerinde yıkımlara karşı halkı örgütlemek, mantar üretimi…
Bu faaliyetlerinden dolayı tutuklanan halkın mühendisi için özgürlük istemek gerekir. Onun sesini dışarıya taşımak yaptıklarını sesimizin ulaştığı herkese anlatabilmek gerekir. Değil mi?
“Kenan Emre Üstündağ serbest bırakılsın” demeli herkes.
“Halk için mühendislik yapmak suç değildir” demeli…