„Harekete geçilsin… acele edilsin..“
Grup Yorum’un bir üyesinin daha ölüm orucuna başlamasını ilan etmesi ve iki Yorum direnişçisinin ölüm orucunur 200’lü günlerde sürmesi nedeniyle, çeşitli kuruluşların da açıklamaları ve girişimleri yoğunlaşıyor.
20 Ocak’ta, İstanbul Barosu’nda sanatçıların ve demokratik kurumların katılımıyla bir basın toplantısı yapıldı.
Basın toplantısına, Grup Yorum üyeleri, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Av. Nazan Moroğlu, Yönetim Kurulu üyesi Av. Burcu Aslan, İstanbul Tabipler Odası Başkanı Pınar Saip, direnişçilerin aileleri ve çok sayıda sanatçı katıldı. Basın Toplantısında, Baro başkanı, Sanat Meclisi, aileler, Grup Yorum üyeleri, sanatçılar Ataol Behramoğlu ve Ece Ataer konuşmalar yaparak, direnişin ve sorunun farklı boyutarını ortaya koydular.
İstanbul Baro Başkanı Durakoğlu: „Hiçbir Şey Olmamış Gibi Davranıyorlar“
Basın toplantısında ilk konuşmayı İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu yaptı. Durakoğlu yaptığı konuşmada, “Tespit ettikleri kadarıyla herhangi bir delile ulaşılmamış olmasına rağmen tutukluluk durumunun ısrarla devam ettirildiğine, savunma haklarının ellerinden alınmasına neden olabilecek, avukat görüşmelerinin engellenmesinden ellerindeki yazışmalarının alınmasına kadar bir çok olumsuzluğa tanık olduklarını” belirterek şunları söyledi:
“üyelerin açlık grevine başlamış olmaları ve açlık grevinin yaşam haklarını tehdit eden bir boyuta varmış olmasına rağmen hiç bir şey olmamış gibi davranılmasını ve hiç bir ilerleme sağlanamamış olmasını anlamakta güçlük çekiyoruz.”
Pınar Saip: “insanlar hukuksuzlukla karşı karşıya kaldıklarında bu yolu seçebilirler”
İstanbul Tabipler Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip konuşmasında şunları vurguladı:
“Tabipler her zaman için insan sağlığından yana tavır almışlardır ancak insanların özgür iradeleriyle verdikleri kararlara da saygı duyuyoruz… insanların hukuksuzlukla karşı karşıya kaldıklarında bu yolu seçebilmektedirler… „
Saip, ayrıca „direnişçilerin sağlık durumu kontrollerinin oluşturdukları bir ekip aracılığıyla düzenli olarak yapıldığını“ belirtti.
Behramoğlu: “Sanatı ve sanatçıyı baskılarla susturamayacaklar”
Ataol Behramoğlu konuşmasında “Yorum’a yapılan baskıların hukuk dışı, zalimce ve insafsızca olduğunu” belirterek, İdil Kültür Merkezi’ni ziyaret ettiğinde kırık enstrümanlardan, yerlerdeki nota sayfalarından, sanata ve sanatçıya duyulan öfkeden dolayı şok olduğunu belirtti. Behramoğlu, konuşmasını şöyle sonuçlandırdı: „Yetkilileri toplumsal sorumluluklarını insanca üstlenmeye davet ediyorum… Sanatı ve sanatçıyı baskılarla susturamayacaklar.“
Ece Ataer: “Bu direniş başta sanat alanı olmak üzere tüm kamuoyuna açık bir çağrıdır.”
Sanat Meclisi’nin “Ülkenin Sanat İnsanları Kamuoyuna Çağrı Yapıyor!” başlıklı açıklamasını okuyan yazar Ece Ataer tarafından şunlar dile getirildi: “Sanat alanı uzun süredir yoğun bir engelleme, baskı, tehdit ve saldırı altındadır. Biz ülkenin sanatçılarını bu baskılar boğulma noktasına sürüklemiştir. Sanatsal üretim ülkemizde soluk alamayacak durumadır.”.
“Uzun süredir konser yasaklarıyla sahneye çıkması engellenen Grup Yorum elemanları gri bültenlerle başlarına para ödülü konup hapislere atılınca bedenlerini açlığa, ölüme yatırdılar. Bu direniş başta sanat alanı olmak üzere tüm kamuoyuna açık bir çağrıdır. Ülkede sanatsal üretimimiz, yaşamımız özcesi varlığımız tehlikededir. Ülkede sanat alanının ve kamuoyunun bu duruma karşı bir çözüm bulması hayati öneme sahiptir. Çözüm için her kesimi bir adım atmaya çağırıyoruz.”
Helin Bölek’in annesi: “Acele edilsin!”
Basın toplantısının sonunda ölüm orucundaki Helin Bölek’in annesi Aygül Bilgi de kısa bir konuşma yaparak, direnişçilerin sağlık durumlarının gün geçtikce ciddileştiğini belirterek „her ne yapılacaksa acele edilmesi gerekir“ dedi.
Nuriye Gülmen: „Bırakın Çağrısı Yapılmasın“
Basın toplantısına katılan Yüksel Direnişçisi Nuriye Gülmen söz alarak, ölüm orucu direnişcilerine, süresiz açlık grevindekilere „bırakın“ çağrısı yapılmaması gerektiğini, bunun direnişe sadece zarar vereceğini, yapılması gereken tek şeyin harekete geçmek olduğunu belirtti.
Seher Adıgüzel: “bu ölüme sevdalı olmaları demek değil, tam tersine yaşama sevdalı olmaları demektir. Ama özgürce, insanca bir yaşama sevdalı olmaları demektir.”
Basın toplantısında Grup Yorum üyeleri de yer aldılar. Grup Yorum adına Seher Adıgüzel şunları belirtti: “Ölüm orucu ölüm demek değil, iradenin ortaya konuşu ve hedefe odaklanması demektir. Sanatçılar da ifade etti Grup Yorum sadece kendisi için değil, özgürce sanat yapabilme hakkı için direniyor. Çünkü artık şu duruma geldik. İbrahim Gökçek listelere konuldu, diğer arkadaşlar da listelere konuldu.
Yorum üyeleri yani bir müzik grubunun üyeleri listelere konuldu, konserlerimiz zaten 2016 yılından beri yasaklanıyor. Artık şu noktaya geldik başka bir yol gözükmedi bizim için.
Ya teslim olacaktık ya da bir şekliyle buna bir cevap verecektik.
En değerli sermayelerini ortaya koydu bu arkadaşlarımız ve ölüme yatırdılar bedenlerini. Bu ölüme sevdalı olmaları demek değil, tam tersine yaşama sevdalı olmaları demektir. Ama özgürce, insanca bir yaşama sevdalı olmaları demektir.”