Gelelim AKP iktidarının “İsrail ülkemize saldıracak” paronayasına neden ihtiyaç duyduğuna…
AKP bir taşla iki hatta daha fazla kuş vurmayı hedefliyor.
Bunlardan birincisi ve AKP açısından en önemlisi:
Geçtiğimiz aylarda gündeme oturan, gazetecilerin belgelediği AKP İsrail ticareti, AKP’nin Filistin davasını sahiplendiği yalanını apaçık, belgeleriyle ortaya çıkardı. Hatta Erdoğan Mayıs ayında İsrail ile ticareti bitirdiklerini duyurmak zorunda kalmıştı. Bu Mayıs ayına kadar İsrail ile ticarete devam ettiklerinin itirafıydı. Mayıs ayına kadar İsrail Gazze’de 25 bini aşkın Filistinli katletmişti. Ticareti bitirdiklerini söyledikten sonra İsrail ile ticaretin başka yöntemlerle sürdüğü de çok kısa sürede açığa çıktı. Halk deyimiyle -Filistin davasında da- AKP’nin ipliği pazara çıkmış oldu. AKP’nin artık Filistin halkının değil İsrail’in yanında olduğu sadece ülkemizde değil tüm dünya halklarının gördüğü bir gerçek haline geldi. AKP yaydığı “İsrail bize saldıracak” yaygarası ile “Çünkü, AKP Filistin davasını sahipleniyor” imajı yaratmanın hesabını yapıyor. Yapay gündem yaratıyor.
Bu sahte gündem ile AKP ikinci olarak ülkede sahte bir savaş havası yaratarak muhalefeti kendi iktidarını güçlendirecek şekilde dizayn etmeyi de hedefliyor. Halka saldırılarının dozunu arttıracak, zaten artık kullanılamaz hale gelen haklar ve özgürlükleri tamamıyla kaldıracak. Yönetememe krizi derinleştikçe ihtiyaç duyduğu bu keyfilik ve hukuksuzluğa giydireceği olağanüstü hal kılıfıysa hala en kullanışlı araç.
AKP iktidarı boyunca Erdoğan’ın İsrail karşıtı söylemlerinin hiç biri İsrail’i rahatsız etmemiştir. İsrail yönetimi Erdoğan ve AKP iktidarının İsrail’e karşıymış gibi görünmesinin amacını çok iyi bilmektedir. AKP halkımızın Filistin halkının mücadelesiyle olan bağını, Filistin halkının yanında oluşunu, İsrail’e karşı söylemlerle sömürüyor. Ara ara sert çıkışlar yaparak İsrail ile ilişkilerini gizlediğini en iyi İsrail bilir. Halk desteğini alabilmek için İsrail düşmanlığına ihtiyaç duyar ve bu İsrail yani ABD tarafından bilinir. Bu durum öyle bir hal almıştır ki, İsrail Dışişleri Bakanı bazı paylaşımlarında CHP İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu etiketleyerek AKP’ye rakibi aleyhine propaganda yapması için malzeme vermeye kadar gitmiştir. Bu noktadan hareketle İsrail’den gelecek AKP’nin “İsrail bize saldıracak” politikasını güçlendirecek, bazı girişimler şaşırtmamalıdır. Meselenin belirleyici yanı AKP’nin İsrail düşmanlığından çıkarının İsrail’in de çıkarına olmasıdır…
Bir çok gelişmeye bakarken AKP faşizminin yönetememe krizine çözüm bulma arayışlarını gözden kaçırmamak gerekiyor. Zira AKP’nin bugün en temel ve çözemediği sorunu bu. Emperyalizm açısından ülkemizde hala en kullanışlı işbirlikçi olma özelliğini koruyor AKP. Emperyalizmin AKP ile devam politikası özellikle CHP olmak üzere diğer tüm düzen partileri tarafından da bilinmekte. O yüzden AKP’nin sıkıştığı noktalarda düzen siyasetinde muhalefet olmanın asgari gereklerini dahi yerine getirmiyorlar.
İsrail bize saldıracak politikasına karşı CHP’nin politikası ise bu söylemi yalanlayan değil güçlendiren türde. “İsrail’in bize saldıramaz, hele bir saldırsınlar, biz Suriye’ye, Lübnan’a İran’a benzemeyiz” yaklaşımı AKP iktidarının yalanını açığa çıkartmaktan uzaktır. ABD İsrail işbirliğini gizlemekten başka bir şeye yaramayan, AKP’nin dümenine su taşıyan, amacına hizmet eden muhtevadadır.
AKP Filistin halkının katilidir.
ABD işbirlikçisidir. İsrail’in varlık garantisidir. Malatya Kürecik’te kurulan füze kalkanı üssü direk İsrail’i korumak içindir. Filistin ve Lübnan halkının katledilmesi, çoğunluğunun bebek, çocuk, kadından oluşan 45 bin insanın kanı AKP’nin ellerindedir. Hala İsrail ile ticaretten milyonlar, milyarlar kazanan başta faşist şef Erdoğan’ın yakın çevresi olmak üzere AKP iktidarının İsrail ile çelişkisi yoktur, olamaz!
İsrail’in ülkemize saldıracağı koca kaba ve adi bir yalandır.