İSRAİL HAPİSHANELERİNDE İŞKENCE VE KATLİAM!
(Bölüm 2)

İsrail Hapishanelerinde sadece bu yıl içinde 300’ü aşkın esir katledildi. Sadece bu rakam bile, işkence ve katliam politikasının boyutlarını göstermeye yetiyor.
İsrail Hapishaelerine ilişkin Filistin Enformasyon Merkezi sitesinde yer alan haberin ikinci bölümünü yayınlıyoruz:


TUTSAK LİDERLERDEN İNTİKAM:

Gazze’ye yönelik soykırımın başlamasıyla birlikte, Siyonist cezaevi yönetimi, aşırı sağcı bakan Itamar Ben-Gvir’in emirleri doğrultusunda, tutuklu liderlere yönelik özel bir hedefleme politikası başlatmıştır. Bu politika, uzun süreli tecrit, sürekli işkenceler, tıbbi ihmal ve yavaş yavaş ölümle sonlanacak şekilde uygulanmaktadır.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), yaptığı yazılı açıklamada, Genel Sekreter Ahmed Saadet’in Megiddo Hapishanesi’nde hücre hapsinde tutulduğu ve hayatının tehlike altında olduğu uyarısında bulunmuştur.

FHKC, Saadet’in son nakil işlemi sırasında şiddetli bir saldırıya uğradığını, ailesiyle görüşme ve yasal haklarından mahrum bırakıldığını, bunun da onun kötüleşen sağlık durumunu daha da kötüleştirdiğini açıklamıştır.

FHKC, baskıcı tedbirlerin, tutsakları tüketen ve aralarındaki dayanışmayı zayıflatan keyfi nakil kampanyasının bir parçası olarak zor koşullar altında Gilboa Cezaevi’ne nakledilen tutuklu FHKC liderlerinden Ahid Ebu Gulameh’i de hedef aldığını belirtmiştir.

Tutuklular Bilgi Bürosu ise, 2002’den bu yana 35 kez müebbet hapse mahkûm edilen önde gelen tutuklu liderlerden Abbas es-Seyyid’in Ramon Cezaevi’nde ağır tecrit altında tutulduğunu, sürekli işkence ve tıbbi ihmale maruz kaldığını, bunun sonucunda yaygın cilt enfeksiyonlarına ve ciddi görme kaybına uğradığını belirten bir rapor yayınlamıştır.

Abdullah Bergusi’nin durumu…

El Kassam Tugayları liderlerinden Abdullah Bergusi’ye ise işkenceyle ölüm tehditleri, köpeklerle saldırılar ve vücuduna yakıcı maddeler dökme gibi işkenceler uygulanmış, defalarca da suikast girişiminde bulunulmuştur. Bu uygulamalar, onu komaya sokmuş ve hiçbir gerçek tıbbi müdahale yapılmamıştır.

Aylardır tecrit altında hücre hapsinde tutulan ve görme kaybı, diş dökülmesi ve aşırı zayıflama gibi ciddi sağlık sorunları yaşayan tutuklu Hasan Selami’nin durumu da böyledir. Ağırlığı 62 kiloya düşmüştür. Komutan Muhanned Şureym de hareket etme ve konuşma güçlüğü çekmektedir, yaklaşık 45 kilo kaybetmiştir.

Tutuklular Bilgi Bürosu, tutuklu liderlerden Muammer Şahrur’un da romatizma hastası olduğunu ve kendisine tıbbi tedavi sağlanmadığını bildirmiştir. Soğuk ve nemli bir hücrede tutulan Şahrur, her gün işkenceye ve açlığa maruz bırakılmaktadır. Uluslararası toplumun bu duruma karşı sessizliği, onun yaşadığı fiziksel ve psikolojik acıları daha da artırmaktadır.

En tehlikeli durumlardan biri ise, 67 yaşındaki Muhammed Natşeh’in durumudur. Mart 2025’te tutuklanmasının ardından ağır işkenceye tabi tutulmuş, iç kanama ve böbrek yetmezliği sonucu komaya girmiştir. Hadassah Hastanesi’ne kaldırılmış olsa da, ailesinin ve avukatının onu ziyaret etmesine veya sağlık durumunu kontrol etmesine izin verilmemiştir; bu da maruz kaldığı işkencenin gizlenmeye çalışıldığına dair güçlü şüpheler uyandırmıştır.

Eşinin ifadesine göre, işgal güçleri tarafından tutuklandıktan hemen sonra Ofer sorgu merkezine götürülen Natşeh, burada sert ve uzun bir sorgudan geçtikten sonra baygın halde hastaneye kaldırılmıştır.

Mervan Bergusi’nin durumu

Filistinli Esirler ve Tutuklular Derneği (PPS) ve Filistinli Esirler Kulübü, Fetih Merkez Komitesi üyesi tutuklu lider Mervan Bergusi’nin, Megiddo Hapishanesi’nde defalarca saldırıya maruz kaldığını, başına, kulaklarına ve göğsüne şiddetli darbeler aldığını, sağ kulağında iç kanama ve şiddetli iltihaplanma meydana geldiğini ve bunun da ciddi iç kanamalara yol açtığını ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra, tıbbi ihmal sonucu Bergusi’nin durumu daha da kötüleşmektedir.

Sistematik suçlar ve artan cinayetler..

Sosyal ağlarda paylaşın